Nevşehir Kültür Yolu Festivali’nde ‘Tarih ve Hafıza’ Söyleşisi
Nevşehir Kültür Yolu Festivali’nde ‘Tarih ve Hafıza’ söyleşisiyle geçmişin izlerini keşfedin, kültürel mirasımıza dair ilgi çekici sohbetler sizi bekliyor.
Nevşehir Kültür Yolu Festivali kapsamında düzenlenen etkinlikler, bölgenin zengin kültürel ve tarihi mirasını yeniden keşfetmek ve yaşatmak amacıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde (NEVÜ) gerçekleştirildi. Bu özel günlerde, şehirdeki akademik ve kültürel kurumlar, tarihi değerleri ve bölgenin kültürel hafızasını ön plana çıkaran çeşitli programlar ve söyleşiler düzenleyerek, hem yerel hem de ulusal katılımcıların ilgisini çekti.
Festivalin bu yılki önemli etkinliklerinden biri olan “Tarih ve Hafıza” konulu söyleşi programında, uzmanlar ve akademisyenler, Nevşehir’in ve Kapadokya bölgesinin tarihsel derinliğine ışık tutarak, bölgenin geçmişten günümüze uzanan kültürel ve mimari zenginliklerini detaylarıyla anlattılar. Bu etkinlikler, bölgenin tarihi ve kültürel değerlerini geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayarak, Nevşehir’in sadece turistik bir merkez değil, aynı zamanda tarihsel bir hafıza merkezi olduğunu da ortaya koydu.
Söyleşi ve Sunumlar
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin bu yılki 8’inci ayağında gerçekleşen etkinliklerde, NEVÜ’den Prof. Dr. Ayşe Budak, Doç. Dr. Bilsen Özdemir, Doç. Dr. Nilüfer Peker ve yazar Oğuz Özdemir, bölgenin tarihsel ve kültürel mirasına dair önemli bilgiler paylaştılar. Programın açılışında yaptığı konuşmada, NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, şehirlerin medeniyetlerin beşiği olduğunu, mimarisi, coğrafyası ve insan özellikleriyle toplumsal hafızanın şekillendiğine vurgu yaptı. Nevşehir’in özellikle Kapadokya bölgesiyle birlikte pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması, bölgenin tarihsel açıdan son derece kıymetli olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Mimari ve Arkeolojik Değerler
Prof. Dr. Ayşe Budak, “Kapadokya bölgesinde Osmanlı mimari mirası” başlıklı sunumunda, bölgedeki Osmanlı dönemine ait mimari unsurlar üzerinde durdu. Osmanlı mimarisinin, anıtsal yapılar ve halk mimarisi olmak üzere iki temel kategoriye ayrılabileceğine dikkat çeken Budak, cami, medrese, kilise, hamam ve diğer imaretlerin İstanbul merkezli plan ve malzeme anlayışını yansıttığını, ancak bölge ustalarının özgün dokunuşlarının da yapıya karakter kazandırdığını belirtti.
Diğer yandan, NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bilsen Özdemir, “Antik çağlarda Nevşehir’in kültürel mirası” başlıklı sunumunda, bölgenin Paleolitik Çağlardan itibaren kültürel açıdan önemli bir merkez olduğunu vurguladı. Kaletepe ve Avla Dağı’ndaki obsidiyen atölyelerinin, bölgenin erken dönemlerde ticaret ve kültürel etkileşim merkezi olduğunu gösterdiğine değindi. Bu bulgular, Nevşehir’in tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, önemli bir kültürel kavşak olduğunu ortaya koyuyor.
Kültürel Miras ve Günümüz Etkinlikleri
Yine aynı etkinlikler çerçevesinde, NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilüfer Peker, bölgenin Bizans dönemine uzanan zengin kültürel mirasını detaylandırdı. Ayrıca, yazar Oğuz Özdem ise “Mübadelede Nevşehir ve Karamanlı Ortodokslar” başlıklı sunumuyla, bölgenin farklı dini ve kültürel yapılarını gözler önüne serdi.
Festival kapsamında toplam 40’a yakın noktada gerçekleştirilen yaklaşık 400 etkinlik, 10 Ağustos tarihine kadar devam edecek. Bu etkinlikler, Nevşehir’in kültürel zenginliğine dikkat çekmek ve bölgenin tarihi değerlerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla büyük bir coşkuyla sürdürülüyor.