Muş’un Bulanık İlçesinde Bir Öğretmenin Özverili Hikayesi
Muş’un Bulanık ilçesinde bir öğretmenin özverili hikayesi, eğitimdeki zorluklar ve umut dolu anılarla dolu. Bu ilham verici öykü, öğretmenlik mesleğinin gerçek anlamını ve topluma katkısını gözler önüne seriyor.
Muş’un Bulanık İlçesinde Bir Öğretmenin Hikayesi
Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Samanyolu köyünün tek öğretmeni olan Burçak Ericek, her sabah karla kaplı yolları aşarak ulaştığı okulunda öğrencilerine en iyi eğitimi sunabilmek için tüm zorluklara göğüs geriyor. Sobayla ısıttığı sınıfında, hayalini kurduğu mesleği yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyor.
İlk İşi Sınıfın Sobasını Yakmak
Geçtiğimiz yıl müdür yetkili sınıf öğretmeni olarak atandığı bu köy okulunda, Eskişehirli olan Ericek, köy yaşamının kendisi için yeni bir deneyim olduğunu, ancak zamanla buraya uyum sağladığını ifade etti. İlçeye 23 kilometre uzaklıktaki okula öğretmen servisiyle gidip gelen Ericek, güne ilk iş olarak sınıfın sobasını yakarak başlıyor. Ardından sekiz öğrencisini sevgiyle karşılayarak derse başlıyor. Derslerden arta kalan zamanlarda ise onlarla eğlenceli oyunlar oynayarak keyifli bir öğrenme ortamı yaratmaya çalışıyor.
İlk Görev Yerinde Eşsiz Deneyimler
Ericek, ilk görev yeri olan Samanyolu İlkokulu’nda çalışmanın kendisine eşsiz deneyimler kattığını dile getirdi: “Sabahları soğuk sınıfı ısıtmak için önce sobayı yakıyorum, ardından derslere geçiyoruz. Zorlu kış koşulları nedeniyle sürekli karla mücadele ediyoruz, ancak çocukların enerjisi ve sevgisi bu zorlukları unutturuyor. Onlarla hem eğleniyor hem öğreniyoruz. Bu çocuklar, zorlu coğrafyayı daha yaşanabilir ve anlamlı hale getiriyor.”
Duvarları Boyadı, Eğitici Materyaller Hazırladı
Öğrencilerinin daha iyi bir eğitim alması için sınıfın duvarlarını boyayarak renklendirdiğini ve eğitici materyaller hazırladığını anlatan Ericek, köyde öğretmen olmanın kendisine büyük bir perspektif kazandırdığını ifade etti. İlk başlarda dersler ve evrak işleri arasında zorlandığını belirten öğretmen, zamanla araştırarak bu zorlukları aştığını söyledi: “Birinci sınıftaki bir öğrencimin okumaya geçtiği o anları görmek benim için öğretmenliğin en büyük ödülü.”
Sobayı Yakmayı Bile Burada Öğrendim
Kışın yoğun kar yağışı nedeniyle zaman zaman servislerin köye ulaşamadığını, bu durumlarda yürümek zorunda kaldığını aktaran Ericek, köyde yaşamayı ve çalışmayı bir zorluk değil, eşsiz bir deneyim olarak gördüğünü vurguladı: “Sobayı yakmayı bile burada öğrendim. Köylüler ve öğrenciler her konuda büyük destek oluyor. Çocukların mutluluğu ve köy halkının sıcak yaklaşımı, burayı benim için özel kılıyor. Her öğretmenin bir köy okulunda çalışması gerektiğini düşünüyorum; bu tecrübe insana çok şey katıyor.”
Öğrenciler, Öğretmenlerinden Memnun
- Öğrencilerden Hamza Akıllı, öğretmenleriyle ders çalışmaktan ve oyun oynamaktan çok keyif aldığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı: “Öğretmenimizle kartopu oynuyoruz, mendil kapmaca oynuyoruz. Matematik dersini özellikle çok seviyorum ve her gün bu dersi yapmak beni mutlu ediyor. Büyüyünce doktor olmak istiyorum ve insanların sağlıklarına kavuşmalarına yardımcı olmak istiyorum.”
- Bir diğer öğrenci, Dilan Bakış da öğretmeniyle geçirdiği zamanın çok eğlenceli olduğunu belirtti: “Öğretmenimizle birlikte yakan top, mendil kapmaca ve kar topu oynuyoruz. Burada her günümüz çok güzel geçiyor.”
Burçak Ericek’in özverili çabası, köyde yaşayan çocukların eğitimine katkıda bulunurken aynı zamanda onlara hayatın zorlukları karşısında umutla ve sevgiyle nasıl mücadele edileceğini de öğretiyor.