Mezarlıkta Sembollü Taşlar: Rivayetler ve Gizemli Yazıların Anlatımı
Mezarlıkta sembollü taşlar, rivayetler ve gizemli yazıların derinlikli anlatımıyla sokaklar arası efsaneleri gün yüzüne çıkarıyor.
İlçedeki bir mahalle mezarlığında bulunan iki taş, üzerinde işaretler ve yazılarla dikkat çekiyor. Taşların ön ve arka yüzlerinde çeşitli figürler görülüyor; bu durum ise menkıbe ve kökeni üzerine araştırmaları tetikliyor. Taşların mezarlığa nasıl ve hangi amaçla getirildiğine dair merak, çevredeki konuşmalarda öne çıkan konulardan.
ÇEKÜL İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, iki taşın anlatılan hikayesini paylaşırken şu sözlere yer verdi: “Burada iki mezar taşı mevcut. En dikkat çekeni ise bu mezar taşı, sonraki yıllarda buraya yeni bir mezar eklendiğinde bulundu. Rivayetler, kervan yolu üzerinde yaşanan bir olay neticesinde ölen bir kişiye ait olduğu yönünde. Ancak bu çok eski bir tarih dilimini işaret etmeyebilir; belki de geçen yüzyıla uzanan bir anlatı bu.” Özsoy, kervan yolu olayını, o dönemdeki kervan başı ile bir bekçi arasındaki çatışmaya bağlamaktadır. Kavganın sonucunda bekçinin kervan başını öldürdüğü ve ardından bu kişinin buraya getirilerek defnedildiği iddia edilir.
Rivayetler arasında buradaki defin sonrası, İncesu’da bulunan eski yapılardan bazı taşların buraya getirilmiş olduğuna dair söylemler de bulunuyor. Bu konudaki görüşler, yerel halk arasında da çeşitli anlatılar yaratmış durumda.

“Buraya ait olmayan önemli bir taş” olarak nitelendirilen bu iki taşın incelenmesi ve üzerlerindeki yazıların deşifre edilmesi gerektiğini vurgulayan Özsoy, taşlara yakından bakıldığında, karşılaşılan en dikkat çekici unsurun bu taşın kesinlikle bölgeye ait olmadığını gösterdiğini belirtiyor. İlk bakışta Selçuklu dönemine ait bir görünüm sergileyen taş, üzerinde sanatsal figürler barındırıyor ve taşta eksik ya da bozulmuş olabilecek bir kitabe ihtimalini akla getiriyor. Bölgedeki mevcut yazı sitiliyle uyumlu olsa da bazı ifadeler veya parçaların başka bir kümbetten ya da lahitten koparıldığı yönünde ihtimaller de gündeme geliyor. Bu nedenle, taşı nereye ait olduğunun netleşmesi için çalışmanın yapılması gerektiğini ifade ediyor: “Yaşananların gerçek olup olmadığını şu anda kesin olarak bilmesek de, üzerinde yazanların deşifre edilmesi gereken önemli bir taş olarak değerlendiriyoruz.”
Bu açıklamalar, taşların kökenine ve aslında mezarlıkla ilişkilendirilme biçimine dair daha derin bir incelemeyi zorunlu kılıyor. Alanda yapılacak bilimsel çalışmalar, hem taşın hangi medeniyete ait olduğuna hem de bu bölgedeki mezarlık kültürüne ilişkin daha kapsamlı bilgiler sunabilir.