Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği: Erken Tespit ve Kişisel Tecrübelerle Öne Çıkan Bilgiler
Meme kanseri farkındalığı için erken teşhis rehberi ve kişisel deneyimler. Bilgeliyle ilham veren, güvenli ve bilinçli bir yol gösterici.
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Emine Yıldırım, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğuna dikkat çekti. Erken tanının toplum sağlığı açısından kritik olduğunun altını çizen Yıldırım, 1 cm çapındaki tümörün muayenede hissedilebiliyor olması ve bu dönemde koltuk altı yayılımının nispeten az olması gibi noktalara değindi.
Etkinlik Atlas Üniversitesi Hastanesi Konferans Salonu’nda meme sağlığı ve kanserinin erken teşhisi konularında bilgilendirme amacıyla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan Atlas Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi Cem Cemal Balaban ise farkındalığın sadece bir ayla sınırlı kalmaması gerektiğini, yıl boyunca sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Erken tanı konulduğunda iyileşme oranlarının yüksekliği konusunda da konuşan Balaban, kadınların birbirlerini yılda ve aylık kontroller için hatırlatmasının bu alışkanlığı toplumda yaygınlaştıracağını söyledi.
Doktorlar, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuna dair bilgiyi pekiştirdi. Yıldırım, her sekiz kadından birinin yaşamı boyunca meme kanseriyle karşılaşabileceğini belirterek, 80 yaşına kadar kanserli riskin %12 civarında olduğunu ifade etti ve erken tanının önemine vurgu yaptı. Tarama ve muayene süreçlerinin, hastalığın erken aşamada saptanmasına olanak tanıdığı belirtildi.
Yıldırım, kendi kendine meme muayenesinin erken tanı sürecinde tarama amacı taşıdığını ve bu yöntemin doktor muayenesinin yerini tutmadığını ancak meme yapısına aşinalık kazandırdığını söyledi. Kadınların 20 yaş sonrası kendi kendine muayene alışkanlığını kazanmaları ve adet döngüsünün uygun günlerinde muayenelerini gerçekleştirmeleri önerildi. Menopozdaki kadınların da her ay belirledikleri bir gün bu kontrolleri yapabileceklerini belirtti.
Meme ultrasonografisi, tespit edilen kitlelerin doğasını anlamada faydalı bir yöntem olarak tanımlandı. Mamografi ise 40 yaş sonrasında her yıl tekrarlanması önerilen bir tarama yöntemi olarak sunuldu. Mamografinin, meme dokusundaki kanser bulgularını erken evrede ortaya çıkarabildiği vurgulandı. Ayrıca birinci derece akrabalarında meme kanseri olanlarda taramanın yaşa göre başlama yaşının belirginleştiği ifade edildi.
Tedavi konularında ise kanserin erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir olduğu belirtildi. Başlangıçta kemoterapi gerektirebilecek durumlarda cerrahi uygulanarak kitle küçültülebiliyor ve sonradan kemoterapi ya da radyoterapi gerekebiliyor. Meme koruma ameliyatı halen mümkün olduğundan, rekonstrüktif cerrahiyle yeniden meme oluşumunun da ileride desteklendiği ifade edildi. Takip sürecinin, nükslerin erken tespit edilmesi ve gerekli düzeltici/estetik operasyonların planlanması açısından hayati olduğu vurgulandı. Psikolojik desteğin de bu süreçte önemli olduğuna dikkat çekildi.
Etkinliğe katılan Başak Turgut, meme kanseriyle mücadele ederken yaşadığı deneyimleri paylaşarak, hastalıkla karşılaşan kadınlara erken çağrı yapmanın önemini hatırlattı. 26 yaşında meme kanserine yakalanan Turgut, korku nedeniyle geciktiğini fakat sonrasında Doç. Dr. Yıldırım’a başvurarak iki ameliyat ve uzun tedavi süreciyle sağlığına kavuştuğunu söyledi. Turgut, kadınlara aylık meme kontrollerini aksatmama ve şüphe durumunda hemen sağlık kuruluşlarına başvurma mesajını verdi. Kendine şefkat göstermek ve güçlü kalmanın da bu mücadelede önemli bir rol oynadığına vurgu yaptı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık; Haberler.com