DOLAR 32,2596
EURO 34,7827
ALTIN 2.414,02
BIST 10.267,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Açık
İstanbul
22°C
Açık
Sal 25°C
Çar 20°C
Per 17°C
Cum 17°C

Maskeyle gelen tehlike!

21.04.2020
A+
A-

Türkiye Gazetesi’nden Ziyneti Kocabıyık’ın haberine tarafından yeni alıcı koronavirüs enfeksiyonunun ortaya çıktığı birincil günlerde sadece Covid-19 pozitif şahısların maske takması gerektiği söyleniyordu. Enfeksiyon toplumda yayıldıkça dinç şahısların de maske takması mecbur hâle geldi. Fakat son günlerde maskenin geveze bir güven hissi oluşturduğu üstünde duruluyor.

‘TAKMAK KOŞUL FAKAT GÜVENDE HİSSETMEYİN’

Toplumda kimin koronavirüsle enfekte olduğunun bilinmemesi sebebiyle herkesin sokağa çıkarken maske takmasının koşul olduğunu söyleyen iç hastalıkları ve hematoloji uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner “Maske insanlarda yalancı bir güven hissine sebep oluyor. İnsanlarda maskemi taktım bundan böyle virüs bana bir şey yapamaz duygusal ortaya çıkıyor. İki üç maskeyi tekrar tekrar takıp marketlerde, pazarlarda omuz omuza alışveriş yapanları görüyoruz. Bu fazla manâlı bir problem hâline geldi” dedi.

BELİRTİSİZ DÖNEM DAHA TEHLİKELİ

Hastalığın bazı kişilerde belirtisiz geçtiğini fakat bu dönemde de virüs bulaştırabildiklerini anlatan Prof. Dr. Mustafa Çetiner “Virüsü alanların yüzde 81’i hastalığı çok hafif belirtilerle geçiriyor; yüzde 14’ü hastaneye yatmak ve tıbbi destek olmak zorunda kalıyor; yüzde 5’ide yoğun bakıma gidiyor. Diamond Princes Gemisi ve İzlanda’da yapılan araştırmalar insanların yüzde ellisinin bu hastalığı hiçbir belirti vermeden geçirdiklerini gösterdi. Ancak bu arada virüs bulaştırabiliyorlar ve kişilerin en çok bulaştırıcı oldukları dönem belirtilerin ortaya çıkmasından önceki iki gün. Bu yüzden sosyal uzaklık fazla kayda değer” dedi.

HEM MASKE TAKIN HEM SOSYAL MESAFEYİ KORUYUN

Maske kullanmanın belli başlı hedefinin hasta kişinin hastalığı çevresine bulaştırmaması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çetiner, maskenin koruma oranları ile ilgili şunu söyledi: “Eğer koronavirüs fazla biriyle karşısında karşıyaysanız ve sosyal mesafeyi ihlal etmişseniz;  Covid-19 artı kişide maske değil ve sizde varsa maskenin sizi koruyuculuğu yüzde 10-15 civarındadır. Eğer yine sosyal mesafeyi ihlal etmişseniz ve Covid-19 fazla kişide maske var ve sizde yahut korunma oranı yüzde 60-70’lere çıkar. İki birey birden taktığında Covid-19 bulaşma riski sosyal mesafe ihlal edildiği durumda bile yüzde 5’lere değin düşüyor. Benim düşüncem herkesin maske takması, çünkü kimin Covid-19 artı olduğunu bilmiyoruz.”

Yeni alıcı koronavirüsten korunmada en etkin yolun el temizliği ve sosyal uzaklık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çetiner “Virüsün havada asılı kaldığını bildiren bir bilgi yok. Dünya Sağlık Durumu Örgütü halk müziği arasındaki sosyal mesafenin en az 1,5 metre olmasını öngörüyor. Doğrusu bu metreleri de hazırlamak fazla da muhtemel yok. Ne dek uzak, pek iyi doğrusu” diye açıkladı.

VİRÜS, LABORATUVARDAN KAÇMIŞ OLABİLİR

Covid-19 virüsünün laboratuvarda yapılmış olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Çetiner “Vuhan’daki hayvan pazarı ile bu virüsün çalışıldığı biyotek laboratuvarının birbirine fazla yakın olduğu söylendi. Bu laboratuvarın koronavirüs üzerinde çalıştığını biliyoruz. 2018 yılında CIA’nin Amerikan Başkanı’na sunulan bir raporda bu laboratuvarda fazla dikkatsiz çalışıldığına göze çarpan ediliyor. Virüsle çalışırken yeterli önlem almadıkları için, tıpatıp Çernobil’deki patlama gibi laboratuvardan kaçmış ve insandan insana geçip hastalık yapabilir bir şekle dönüşmüş olabilir. Kendimce kasıttan fazla ihmalkârlık var” dedi.

2025’E KADAR HASTA ETMEYE DEVAM EDECEK

Alınan kısıtlama tedbirlerinin fazla önemli ve faydalı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Çetiner “Bu tedbirler doğruca Amerika’da olduğu gibi hastalık herkese yayılmıyor ve sağlık durumu sistemine yüklenme olmuyor. Büyük ihtimalle sosyal hayata geçmeye başladığımızda hastalık grafiği azıcık daha yükselecek ve bir dalgalanma olacak. Fakat manâlı olan, herkesin aynı anda hastalanmaması. Harvard Üniversitesinin yaptığı bir araştırma eğer hiçbir hap, aşı bulunmaz ve virüs kendi tutum şeklini değiştirmezse bu sürecin 2025’e dek iniş çıkışlarla devam edebileceğini varsayım ediyor. Yeni bir aşı yeralma çalışmaları da vakit alacak gibi görünüyor. bir anda dünyayı değiştirecek müthiş bir buluş beklentisine girmeyelim” diye anlattı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.