Maldivler’den hiçbir farkı yok! Türkiye’nin en temiz denizi burada…

Antik dönemde ‘ışık yurdunun insanları’ olarak bilinen Likyalılara ev sahipliği yapan Fethiye, günümüzde kültürel ve turistik açıdan cazibe merkezi olmayı başarmış; ülkemizin eşsiz ilçelerinden biri. Nasıl olmasın ki? Tarihi açıdan zengin, koyları kumsallarıyla göz okşayan Fethiye, Göcek’ten başlıyor Kumluova’ya kadar uzanıyor ve içerisinde onlarca güzellik barındırıyor.

Fotoğraflar: Burcu Gürtürk, Alamy

Likyalıların yurdu olarak bilinen Fethiye, Antik dönemdeki kaynaklarda Telmessos adıyla anılıyor.

1424 yılında Osmanlı topraklarına katılınca adına ‘Uzak Diyar’ anlamına gelen ‘Meğri’ denilmiş.

1914 yılında elim bir kaza sonucu Tayyareci Fethi Bey’in uçağı bu bölgeye düşünce onun anısına adı Fethiye olarak değiştirilmiş.

Burası antik kentler diyarı
Fethiye tarihe ve kültürel değerlere düşkünler için adeta bir cennet. Fethiye’nin merkezinde bulunan ve gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Likya Kaya mezarları, Saklıkent yolu üzerindeki Tlos…

Fethiye’ye 55 km mesafedeki, bölgenin ilk güzellik yarışmasının da yapıldığı Pınara, Letoon Antik Kenti, eski bir Rum köyü olan ve ‘hayalet köy’ olarak da bilinen Kayaköy ve Telmessos Antik Tiyatrosu mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Fethiye’yi gezmeye Göcek’ten başlayın
“Fethiye’nin hakkını layıkıyla vermeliyim” diyorsanız başlangıç noktanıza Göcek’i alın.

Mavi yolculuğa çıkan teknelerin uğrak noktası Göcek’te şayet tekneniz yoksa civar koyları ve 12 adaları gezmek için günübirlik tekne turlarına katılabilirsiniz.

Göcek koyları sakin, yeşili bol. Yanıklar, Kargı Koyu, Çiftlik ve Çalış Plajı Fethiye merkeze giderken uğranabilecek diğer noktalar.

Gün batımı ve rüzgar sörfü için Çalış Plajı civarın favorisi.

Fethiye merkezinde bir tarihi çarşı: Paspatur
Likya Kalesi’nin denizle birleştiği dönemlerde ticarete başlayan Paspatur Çarşısı, günümüzde de alışverişin merkezi konumda.

Tavanından sarkan rengarenk şemsiyeleri ile dikkat çeken çarşıda soluklanmak isteyenler lokanta ve kafelerde mola verebilir. Seyahatiniz Cuma gününe denk geldiyse merkezde kurulan üretici pazarına da mutlaka göz atın ve kar şerbetini denemeden dönmeyin.

Göz alıcı bir lagün Ölüdeniz
2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilen Ölüdeniz, Fethiye merkezine 13 kilometre mesafede bulunuyor.

‘Tanrının dünyaya bahşettiği cennet’ olarak anılan belde adını ise durgun sularından alıyor. Ölüdeniz aslında bir lagün.

Dolayısıyla lagün kısmı oldukça sığlık. Çocuklu ailelerin rahatlıkla denize girebileceği bir yer.

Burada bulunan ve pek çoğumuzun internetteki Ölüdeniz fotoğraflarından aşina olduğu burun, Kumburnu adını taşıyor ve şu anda Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor.

Giriş ücretini ödeyerek burada bulunan plajlardan istediğinizi seçebilirsiniz. Lagünün hemen yanı başında uzayıp giden plaj Belcekız Plajı. Burası da masmavi ve tertemiz denizi ile ziyaretçilerin favorisi.

Doğal sit alanı Kelebekler Vadisi
Heybetli Babadağ’ın sarp kayalık duvarlarıyla çevrili Kelebekler Vadisi doğal sit alanı. 80’den fazla kelebek türüne ve ünlü kaplan kelebeğine ev sahipliği yapıyor.

Vadiye karayoluyla ulaşmak mümkün değil. Ulaşım için iki seçenek var: Birincisi tekne ile denizden gitmek, ikincisi ve riskli olanı dik yamaçlardan denize doğru inmek.

Yürüyüş yapmayı tercih edecekseniz yanınıza gerekli teçhizatı almayı ihmal etmeyin.

The Times’ın gizli cennet seçtiği köy: Faralya
Ölüdeniz’e 8 km. mesafede bulunan Faralya, denize meyilli bir yamaçta kurulmuş etrafı çam ağaçlarıyla kaplı şirin mi şirin bir köy.

2015 yılında The Times tarafından Türkiye’nin altı gizli cenneti arasında gösterilen Faralya Köyü aynı zamanda Likya Yolu üzerinde yer almasıyla da dikkat çekiyor.

Saklı cennet Kabak koyu
Fethiye’ye gelmişken adını son birkaç yıldır duyduğumuz Kabak Koyu’nu da mutlaka görülecekler listenize ekleyin. Daha çok bakir bir kumsal nitelinde olan koyda şezlong bulunmuyor. Ancak plajın hemen yanında butik oteller mevcut. Buradan bir şemsiye edinebilir ya da bu tarz eşyalarınızı yanınızda getirebilirsiniz. Ziyaret edeceklere dip not: Şayet deniz yolunu tercih etmediyseniz, Kabak Koyu’na ulaşım yolun dik ve engebeli olması sebebiyle sadece toplu taşıma ile sağlanıyor.

Likya Yolu burada başlıyor
Fethiye, Likyalıların zamanında ticaret için kullandığı Likya Yolu’nun başlangıç noktası. Onun bu özelliği yıllardır devam eden ve önemli bir aktivite olan Likya Yolu Maratonu’na da ev sahipliği yapmasını sağlamış.

Bu yıl 28-30 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek olan maraton, yılın önemli aktiviteleri arasında olacak. Fethiye’den Antalya’ya uzanan ve toplam 535 km uzunluğu ile dünyanın en iyi 10 yürüyüş parkuru arasında gösterilen Likya Yolu’nu her yıl yaklaşık 30 bin kişi yürüyor.

Babadağ’a teleferik müjdesi
Fethiye’nin önde gelen aktivitesi, sahil boyunca gökyüzünde süzülen ve gördükleri her boş alana iniş yapan paraşütçülerden de anlayacağınız üzere yamaç paraşütü. Bu sporun bölgede bir de festivali var. Hava Oyunları adını taşıyan festival her yıl ekim ayında gerçekleşiyor.

1993 yılında ülke ve bölge turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulan FETOB (Fethiye Otelciler Birliği)’un Başkanı Bülent Uysal’dan aldığımız bilgiye göre; Fethiye turizmini dört mevsime yaymada etkili olacak Babadağ’a teleferik projesinin yapım süreci de başlanmış.

Fethiye’nin dünyanın en güzel yamaç paraşütü mekanlarından biri olduğunu dile getiren Uysal, “Bu proje, Ölüdeniz destinasyonunu çok ileri noktalara taşıyacak ve bu atlayıştan sonra yapılacak Likya Yürüyüşleri unutulmaz olacak.” diyor. Kısacası yamaç paraşütleri artık minibüslerle dağa çıkmak yerine Fethiye manzarası eşliğinde birkaç dakika içinde teleferikle zirveye çıkabilecekler.

Ancak Fethiye’de aktiviteler yamaç paraşütü ile sınırlı değil. Pragliding, trekking, kaya tırmanışı, rafting, tüplü dalış, jetski gibi su sporları Fethiye’nin olmazsa olmaz diğer aktiviteleri arasında yer alıyor. 2015 yılına kadar Fethiye belediyesine bağlı bulunan Saklıkent Kanyonu ve hemen onun 1 km mesafesindeki Gizlikent Şelalesi’ni de görmeden dönmeyin.