Koronavirüsün Etkileri Bitmiyor! Şimdi de Diyabet…
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu pandemi salgınının başından beri oluşan bilgilerin 2 yönlü bir tehdidin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyleyerek bu tehditlere karşı dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.
Pandemiyle birlikte oluşan tehditlerden biri ”KOVID-19 nedeniyle hastanede yatan ağır hastaların, özellikle de yoğun bakım ihtiyacı duyan vakaların önemli bir kısmında tip 2 diyabetin yani yetişkin tipi şeker hastalığının saptanması”.
Oluşan bu ikinci tehdit ise çok daha da önemli: ”KOVID-19 geçirenlerin, özellikle hastalığı ağır atlatanların ve uzamış KOVID problemi yaşayanların bir kısmında hastalığı takiben tip-1 ve tip-2 diyabet ortaya çıkabiliyor.”
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu pandemiyle birlikte oluşan bu tehditlere karşı dikkatli olunması gerektiğini ve bu bilgilerin dikkate alınması gerektiğini söyledi. Oluşan bu tehiditleri ayrıntılı bir şekilde ele alan Müftüoğlu şu şekilde sıraladı..
TEHDİT 1: DİYABETLİLERİN VE OBEZLERİN RİSKİ DAHA YÜKSEK
Dünya Sağlık Örgütü’nün yakın zamanda yaptığı açıklamaya değinen Müftüoğlu şunları kaydetti; ”Geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü önemli bir açıklama yaptı. Örgüt Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı o açıklamada, ‘KOVID-19 nedeniyle hastanelerde yatan hastaların önemli bir bölümünü şeker hastalarının oluşturduğunu” belirterek insülin direnci, gizli ya da açık diyabet ya da diyabetin derecesi ne olursa olsun tip-2 diyabeti olan kişilerde KOVID-19’un beklenenden daha ağır seyrettiği uyarısı yaptı. O açıklamanın net anlamı şudur: İnsülin direnci, gizli veya açık diyabet gibi bir sorununuz varsa lütfen aşınızı yaptırmada geç kalmayınız. Eğer herhangi bir şekilde KOVID-19’la karşı karşıya kalırsanız tedavi için süratle yetkin bir sağlık kurumuna başvurunuz.”
TEHDİT 2: COVID-19 ATLATANLARDA DİYABET RİSKİ ARTIYOR
Koronavirüsten sonra diyabet görülme sıklığının arttığını söyleyen ve buna karşı önlemlerin alınması gerektiğpini belirten Müftüoğlu, ”Yukarıda da belirttiğim gibi pandemiyle mücadelenin ilk günlerinden itibaren ‘corona virüs-diyabet’ ilişkisi konusunda önemli verilere ulaşıldı. Bu verilerin en mühimi de ‘corona virüsten sonra diyabet sıklığının arttığı’ şeklindeki gözlemler ve açıklamalar oldu. Anlaşılan o ki koronavirüs bazı şanssız kişilerde pankreası da hedef alabiliyor. Pankreasta yaptığı hasarlar ile bu önemli ve yaşamsal içsalgıbezinde, insülin üretimini sekteye uğratabiliyor. Bu özellikle tip-1 diyabete genetik olarak yatkın çocuklar ve gençler için önemli bir ayrıntı, mühim bir bilgi. Diğer taraftan insülin direnci ve/veya gizli diyabeti olanlarda da problem var. Bu kişilerde KOVID-19 iyileştikten bir süre sonra kan şekeri yükselmeye, kalıcı bir tip 2 diyabet tablosu gelişmeye başlıyor. Kanaatime göre, KOVID-19 enfeksiyonu süreci ve sonrasında pankreas fonksiyonlarını -özellikle göbekli ve obezlerde- daha dikkatli bir gözle değerlendirmek lazım.” diyerek ciddi uyarılarda bulundu.
Koronavirüsün diyabete etkilerinin yanı sıra bazı önemli konulara da değinen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, zeytinyağının hafızaya olan etkilerinden, kanserin yaşla bağlantılı olup olmadığından ve kahvenin yan etkilerinin de olabileceğinden de bahsetti.
ZEYTİNYAĞI BELLEĞİ GÜÇLENDİRİR Mİ?
2017 yılında yapılan bir çalışmaya göre, zeytinyağı Alzheimer’ı tetikleyen ‘amiloid maddesi’nin ve ‘tau proteini’nin birikmesini azaltarak Alzheimer’a karşı oldukça güçlü bir set oluşturabiliyor. Zeytinyağının bu olumlu etkisinde ‘otofajiyi aktive etmesi’nin de rolünün olabileceği düşünülüyor. Ancak 2 önemli ayrıntıyı da bir kenara not ekmekte fayda var.
– Araştırma insanlar üzerinde değil fareler üzerinde gerçekleşmiş.
– Araştırmada endüstriyel/riviera tipi değil saf sızma zeytinyağı kullanılmış.
KANSER YAŞLILARDA NEDEN DAHA SIK GÖRÜLÜYOR?
Kanser her yaşta görülebilen belalı ve can sıkıcı bir hastalık. Bununla birlikte kanserlerin yaşlılarda daha sık görüldüğü de şüphesiz önemli ve bilinen bir ayrıntı. ‘yaşlanma-kanser ilişkisi’ söz konusu olduğunda akla gelen ilk açıklama ‘bağışıklık sisteminin yaşa bağlı olarak gücünü kaybedip zayıflaması’ geliyor. Diğer taraftan yaş ilerledikçe hücrelerdeki DNA hasarları çoğalıp birikiyor. DNA tamir sistemlerinin kapasitesi ise giderek azalıyor. Neticede de hücre, sağlıklı bir hücre olmaktan uzaklaşıp ‘mutasyon yükü artmış’ riskli bir hücreye dönüşebiliyor. ‘hücresel mutasyon yükünün artması’ çok önemli bir konu, mühim bir tehdit. Zira mutasyonlar biriktikçe hücreler bölünmeleri üzerindeki kontrolü kaybederek ‘sınırsız ve sonsuz bölünebilen kanser hücreleri’ne dönüşebiliyor.
KAHVENİN 10 YAN ETKİSİ VAR
Kafeine hassas bazı kişilerde kahve aşağıdaki yan etkileri gösterebiliyor:
1- Uykuyu kaçırıyor.
2- Çarpıntıları tetikliyor.
3- Sinirli ve gergin bir ruh hali yaratıyor.
4- Krampları davet ediyor.
5- El titremesi yapıyor.
6- Baş ağrılarını tetikliyor.
7- Yorgunluk nedeni olabiliyor.
8- Tansiyonu yükseltiyor.
9- Gastrit ve mide ekşimesi yapabiliyor.
10- Reflüyü azdırıyor.