Kayseri’de Emekli Astsubay Hacı Bıçakçı’nın Köy Hayatına Dönüşü

Kayseri’nin Kalbinde Köy Yaşamı: Emekli Astsubay Hacı Bıçakçı’nın Hikayesi

Kayseri merkezinde yaşayan ve 53 yaşında emekli olmuş astsubay Hacı Bıçakçı, şehrin karmaşasından uzak, çocukluk ve gençlik yıllarının geçtiği baba ocağında yeniden hayatını şekillendiriyor. Yıllarca Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görev yapmış olan Bıçakçı, 2021 yılında emekli olduktan sonra memleketine dönüş kararı aldı ve burada yeni bir yaşam kurdu.

Şehir hayatından biraz uzaklaşmak ve atalarından kalan topraklara sahip çıkmak amacıyla, Seyrani Mahallesi’nde bulunan ve ailesinden kalma eski köy evini restore etti. Bu ev, sadece bir konut değil, aynı zamanda onun köklerine olan bağlılığını ve geçmişe duyduğu özlemi simgeliyor. Bıçakçı, apartman dairesinde yaşamaktansa, bahçesinde sebze ve meyve yetiştirmeyi, tavuk ve köpek bakmayı tercih ederek, köy hayatını adeta yeniden yaşıyor.

Doğayla İç İçe Bir Hayat

Hacı Bıçakçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, memleketine dönüşünden sonra yaklaşık 50 yıllık babaevinde huzur ve mutluluk bulduğunu dile getirdi. “Burada huzur, doğa ve geçmişin izleriyle iç içe bir yaşam sürdürüyoruz” diyerek sözlerine devam etti. Etrafındaki modern binalara rağmen, onun için en değerli şey, köy yaşamının sade ve samimi atmosferi.

Bahçesinde tırpanla biçtiği buğdaylar, toplayıp anadutla sakladığı sebzeleri ve meyveleriyle, köy hayatını yeniden canlandırıyor. Tavuklarını ve köpeğini sevgiyle büyüten Bıçakçı, burada doğup büyüdüğü günlerin özlemini her gün biraz daha derinlemesine hissettiğini anlatıyor. “Herkesin ilk amacı daha çok para kazanmak ve köyde lüks evler yapmak olsa da, benim tercihim doğayla iç içe, huzurlu bir yaşam sürdürebilmek” diye ekliyor.

Köydeki Anılar ve Günlük Hayat

Yaklaşık 4 dönüm arazi üzerinde kurulu olan bu köy evinde, çeşitli tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle uğraşıyor. Şehir hayatını sevmediğini ve doğayla bütünleşmiş bu yaşam tarzını çok benimsediğini belirten Bıçakçı, “Küçükken tulumba ile su taşıyıp, bahçede soğan, maydanoz ve patates suluyorduk. İneklerimize bakıyor, tarlada çalışıyorduk. Burada ise her şey doğal ve içten” şeklinde konuşuyor.

Eski günleri yad ederken, ailesiyle birlikte evin bahçesinde toprakla uğraşmanın ve doğanın sunduğu güzelliklerin tadını çıkarıyor. Her sabah, sevgiyle yetiştirdiği sebzeleri ve meyveleri topluyor, tavuklarının yumurtalarını alıyor ve köpeğiyle vakit geçiriyor. “Burada anılarımızı, kahve içip sohbet ederek, sevgiyle anıyoruz” diyerek, köy hayatının ona kazandırdığı huzuru ve mutluluğu dile getiriyor.