Karantinadaki milli futbolcu Zeki Çelik’ten manâlı direktifler

Bütün dünyada spor müsabakalarını içten etkileyen korona virüs salgını nedeniyle Fransa Lig 1’de sezon geçtiğimiz haftalarda daha sonra erdirilmişti. Ligin sona erdirilmesinin peşinde Fransa’nın Lille takımında forma giyen milli futbolcu Mehmet Akıllı Çelik de Gaziantep FK’lı futbolcularla birlikte Türkiye’ye dönerek Gaziantep’te karantinaya alındı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na tabi Kredi Yurtlar Kurumu Ümmü Gülsüm Yurdu’nda 14 günlük karantinaya tabi tutulan Zeki Çelik, bakanlığın pandemi sürecinde hayata geçirdiği #evdekalhareketsizkalma adlı platformun canlı yayın konuğu oldu.

Akıllı Çelik, yayında, Lille’e aktarma süreci, aktarma söylentileri, ulusal takım başarısı, en beğendiği oyuncular ve unutamadığı maçlar gibi böylece çok konuda manâlı açıklamalarda bulundu.

“Gaziantep’te karantinadayım”

Katıldığı yayında kayda değer açıklamalarda bulunan Zeki Çelik, Türkiye’ye dönüş hikayesi ve 14 jurnal karantina sürecinden bahsederek, “Takriben 12 gün önce Paris’ten Frankurt’a gittik. Oradan da Gaziantep FK’lı futbolcularla birlikte Gaziantep’e geldim. Fazla güzel bir süreçti ve burada bizi karantinaya aldılar. Burada bize bakıyorlar, çok iyi ilgileniyorlar.

Zaten odalarda tek kalıyoruz. Koridorlara çıkmak bile yasaklanmış fakat Gaziantep FK da bu süreçte bize çok destek oluyor. Vaktimiz hep odada geçiyor. O yüzden karantina süreci can sıkıcı geçiyor fakat biraz İngilizceye öğrenmeye ve kitap okumaya yoğunlaştım. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum. bunun dışında Gaziantep’te karantinada olduğum için bir iki kilo almış olabilirim. Çünkü bize bakıyorlar lakin futbolu çok özledim. Futboldan ilk kez bu dek uzak kaldım. Çünkü antrenman yapmayı çok seviyorum” dedi.

İstanbulspor’dan Lille’e transfer süreci

Lille’e aktarma süreci ile ilgili de açıklamalarda bulunan Akıllı Çelik, “İstanbulspor’da çok başarılı oldum. Orada Yalçın Koşukavak hocam baştan sona fazla şey öğrendim. Çünkü Yalçın hoca çağdaş futbolu biliyor ve bunu bana aşıladı. Ben de çok çalışarak kendimi geliştirdim ve ardından Lille takımı beni takip etmeye başladı. Sonrasında da bir Karabükspor maçı sonrası benimle karşılaşmak istediler ve gerisinde transfer süreci başladı.

Lille’e aktarma olacağım süre birincil teklif geldiğinde ekip düşme potasındaydı. O süreçte Süper Lig’de büyük takımlardan da teklifler vardı. Ben de Lille ile görüşmemde onlara ligde kalmanız halinde gelebileceğimi söyledim. Ardından Lille ligde kalınca da ben teklifi kabul ettim. Onlar da mükemmel ilgilendiler. İyi ki de gelmişim diyorum” biçiminde konuştu.

“Hedefim daima yukarı içten gitmek”

Transfer söylentileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Akıllı Çelik, “Derhal iki yıldır Lille’deyim. Burada mutluyum ama hedefim defalarca yukarı içten gitmek. O yüzden daha iyi yerlerden teklif gelirse düşünürüm elbette fakat neticede takımımda çok mutluyum. Bir yere gitmesem de takımımı seviyorum” ifadelerini kullandı.

“Lille’de en iyi Yusuf’la anlaşıyorum”

Formasını giydiği Lille takımında en çok Yusuf Printer ile anlaştığını belirten Zeki Çelik, “Takımda en fazla Yusuf Yazıcı ile iyi anlaşıyorum. Tanıdık Olmayan oyunculardan da sol bek Bradaric ile iyiyiz, bir diğer sol bek Reinildo ve stoper Tiago ile iyi anlaşıyorum. Yani daima kendi yaş gruplarımla iyi anlaşıyorum” diye konuştu.

“Türk futbolunda yabancılara düşkünlük var”

Türk futbolunda çok fazla tanıdık olmayan düşkünlüğü olduğunu ve bunun genç futbolcuları negatif etkilediğini de aktaran Akıllı Çelik, “Türk futbolunda yabancılara düşkünlük var. Genç oyunculara o kadar siklet verilmiyor. Ben bu gençlerden biriydim lakin takımımda kısmet bulduktan sonra Lucescu hoca da milli takımda bana baht vermeye başladı ve sonrası da her zaman güzel oldu. Lille taraftarları buradaki gibi fanatik değil. Yani yurt dışarıda o kadar çok ülkede fanatiklik yok ama profesyonellik var. Burada hocamla da aram çok iyi, beni destekledi. Fazla şey öğretti bana. Ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum” dedi.

“En iyi sağ bek Liverpool’daki Arnold”

Yurt dışında en fazla beğendiği oyuncuları da sıralayan Zeki Çelik, “Kendi mevkiinde Brezilyalı Dani Alves’i fazla beğeniyordum, önceden fazla izlerdim. City’deki Walker’ı da çok beğeniyorum. Dortmund’daki Piszczek fazla izliyorum. Şuan dünyanın en iyi sağ beki Liverpool’daki Arnold diyebilirim. Onun haricen Kimmich, Carvajal, Walker ve Hakimi gibi oyuncuları beğeniyorum” ifadelerine yer verdi.

“Gökhan Gönül’ü çok izlerdim”

Türkiye’de en beğendiği oyuncuları da sıralayan Zeki Çelik, “Türkiye’de ise Gökhan Gönül’ü fazla izler ve beğenirdim. Hücümsal yönüne çok uyarı ederdim. Şener Özbayraklı’yı da beğenirdim. başkaca Galatasaraylı Mariano’yu da çok beğeniyorum” dedi.

“Emre Belözoğlu’nu beğeniyorum”

Kişilik olarak Emre Belözoğlu’nu beğendiğini ve kendilerine çok destek olduğunu da bildiren Çelik, “Türkiye’de şahsiyet olarak Emre Belezöğlu’nu çok seviyorum. Emre abi, fazla şey öğretti, fazla destek oldu bana ve diğer futbolculara. Ulusal takımda ise en fazla Merih Demiral’la iyi anlaşıyorum. Çünkü Merih’le U-20’den beri 4-5 takvim bir arkadaşlığımız var. Öteki oyuncularla da aram iyidir. Çağlar ve Cengiz Ünder’le de mükemmel anlaşıyorum” biçiminde konuştu.

“Konsol oyununda Merih’i yeniyorum”

Her futbolcu gibi kendisinin de konsol oyunlarını çok sevdiğini aktaran ve en çok online olarak Merih Demiral’la oynadığını vurgulayan Zeki Çelik, “Konsol oyunlarını fazla seviyorum. En çok FIFA oynamayı seviyorum. Lille’deki fizyoterapistimle çok oynuyoruz. Onun açık havada online olarak Merih’le çok oyun oynuyoruz ve çoğunlukla de ben kazanıyorum” dedi.

“Fransa maçını unutamıyorum”

Ulusal takım ile Fransa’ya aleyhinde oynanan 2-0’lık maçı unutamadığına değinen Akıllı Çelik, “Kariyerim her tarafında en unutamadığım maç 2-0 galip bitirdiğimiz Fransa maçıydı. Onun açık havada son İzlanda maçı ve ulusal formayı ilk giydiğim Rusya maçını unutamıyorum” ifadelerine yer verdi.

“Ulusal galibiyet takım ruhuyla geldi”

Ulusal takımdaki başarının takım ruhuyla ortaya çıktığını söyleyen Akıllı Çelik, “Zaten milli takımda çok iyi bir takım olduk. Ulusal takımdaki başarının sırrı da Çağlar, Cengiz, Merih, Enes, Yusuf ve Abdulkadir gibi takımdaki pek çok oyuncu ile genç milli takımlardan beri oynuyor olmamızdır. Onun dışında da arkadaşlığımız çok iyidir. Bunun yanında Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz, Mahmut Tekdemir, Mert Günok gibi ulusal takım havasını çok iyi bilen, tecrübeli oyuncular da bize yardım olunca başarı geldi. Hocamız da bize data aktarımı yaptı. Halkımızın ne istediğini bize iyi bir şekilde anlattı ve bu da bizi gaza getirdi. Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ne başlarken de Emre abi bizimle fazla konuşur, fazla destek olurdu. Bizi motive ederdi. Bu şartlar da milli takımda başarıyı getirdi” dedi.

“İsmim Saki olacaktı Mehmet Zeki oldu”

Canlı yayınında ismini kimin verdiği ile ilgili bir soruya da yanıt veren ve aile yapısından da bahseden Akıllı Çelik, “İsmimi babam vermiş. Bunun bir hikayesi de var. Yani normalde ismimin Saki olması gerekiyormuş lakin o dönem nüfus memuru yanlış yazdığı için ismim Saki yerine Mehmet Zeki olmuş. Ailem Bursa’da yaşıyor. Dokuz erkek kardeşiz. Kız kardeşim değil. En küçük çocuk benim. Ben 18 yaşına kadar Bursa’da kaldım. Ardından da İstanbul’daydım. Fransa’ya transfer olunca da takriben iki yıldır Lille’deyim. Evde de en minik çocuk olduğum için birazcık da artı seviliyorum. Evlilik için de birazcık erken diye düşünüyorum ama ilerde olabilir tabi” diye konuştu.

Said Vakkas Yağcı