KAPLUMBAĞALARI BESLEMEYİ BIRAKALIM, DOĞAYI KORUYALIM
Kaplumbağaları beslemeyi bırakın, doğayı koruyun. Doğal yaşam alanlarını destekleyerek ekosistemi sürdürülebilir kılalım.
Deniz Kaplumbağalarını Koruma ve Bilinçlendirme Çalışmaları
Son zamanlarda doğaya zarar verme riski artmaya başlayan duruma karşılık, Mersin Kent Konseyi öncülüğünde ve çeşitli kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımıyla geniş çaplı bir bilinçlendirme kampanyası başlatıldı. Bu kampanya kapsamında, barınak çevresinde faaliyet gösteren restoran tekneleri, amatör balıkçılar ve yerel halktan bireylere yönelik bilgilendirici broşürler dağıtıldı ve farkındalık oluşturmak amacıyla görsel afişler asıldı. Kampanyanın temel mesajı ise oldukça net ve vurucu: “Deniz kaplumbağalarını beslemeyelim, onları koruyalım.”
Yıl Boyu Gözlemler ve Değişen Davranışlar
Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, bölgede devam eden çalışmaları yakından takip eden uzmanlar arasında yer alıyor. Prof. Ayas, bölgedeki yeşil deniz kaplumbağası ve caretta caretta türlerinin yıl boyunca barınakta görüldüğünü vurgulayarak, “Bu deniz canlıları doğaları gereği göç ederler, özellikle sonbahar aylarında daha sıcak denizlere yönelirlerdi. Ancak artık burada yiyecek buldukları için göç etmiyorlar.” şeklinde açıklamada bulundu.
Beslenme Alışkanlıklarının Ekosisteme Etkisi
Prof. Ayas, barınaktaki birkaç kaplumbağa bulunmasının ekosistem açısından ciddi bir sorun teşkil etmeyeceğini, ancak son 3-4 yılda bu sayıların önemli ölçüde arttığını belirtiyor. Geçen yıl 100’den fazla bireyin tespit edildiğini ve bu artışın büyük ölçüde insan eliyle gerçekleştirilen beslenme faaliyetleriyle bağlantılı olduğunu dile getiriyor. Ayrıca, kaplumbağaların kolayca besin bulmak için doğal göç yollarını terk ettiğine ve bu durumun türlerin üreme ve kışlama döngülerini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor.
Ekolojik Dönüşüm ve Tehdit Altındaki Türler
Prof. Ayas, bu alışkanlıkların sadece kaplumbağaların davranışlarını değiştirmekle kalmadığını, aynı zamanda doğal popülasyonların ciddi şekilde tehdit altında olduğunu söylüyor: “Bu hayvanlar doğaları gereği vahşi yaşamın bir parçasıdır. Doğal ortamlarında kendi besin kaynaklarını bulabilecek donanıma sahip olsalar da, bizlerin onları kolay ulaşabilir besinlere alıştırmasıyla doğal davranışlarını kaybetmeye başlıyorlar ve bu da popülasyonda ciddi azalmalarla sonuçlanabilir.”
Balıkçıların Gözlemleri ve Endişeleri
35 yıldır Mersin’de balıkçılık yapan Atilla Akkaya, yaşanan değişimleri yakından takip eden ve deneyimleriyle durumu değerlendiren bir balıkçı. Özellikle son 5-6 yılda kaplumbağa sayısında belirgin bir artış olduğunu belirtiyor: “Eskiden birkaç tane görürken, şimdi onlarca kaplumbağa ile karşılaşıyoruz. Avdan döndüğümüzde, ağlarımıza takılan küçük karidesler ve yengeçleri denize atıyoruz. Ne yazık ki, kaplumbağalar bu fırsatı çok iyi değerlendiriyor.”
İnsan Faktörünün Tehlikesi ve Çözüm Yolları
Akkaya, bu durumun zamanla daha da tehlikeli bir hale geldiğine işaret ederek, “Eskiden suya ayağımızı sokardık, şimdi ise kaplumbağaların ısırmasından çekiniyoruz. Bu hayvanlar doğal davranışlarını kaybetti ve artık normale dönmeleri için, insanların bu döngüyü kırması gerekiyor.”
Sonuç olarak, deniz canlılarının sağlığını ve doğanın dengesini korumak adına, insanların bilinçli hareket etmesi ve kaplumbağaları beslemek yerine, onları doğal ortamında serbest bırakmak en doğru yaklaşımdır.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA), Ensonhaber