DOLAR 32,3444
EURO 34,6997
ALTIN 2.397,32
BIST 10.149,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cum 15°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 22°C

KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK

07.04.2018
A+
A-

Rakamlarla başlayalım mı, nedir son durum?

– Dünyada 12 milyon kadar kanser hastası var ve her sene 7-8 milyon kadarını maalesef kaybediyoruz. Bu habere karşılık kanser sıklığının gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde azalmaya başladığını görüyoruz. Türkiye’nin son 3-4 yıllık grafiğine bakarsak 2008’lerden itibaren artış trendinin yavaşladığını ve plato çizmeye başladığını gözlemliyoruz.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 170 bin civarında kanser vakası görülüyor ve son yıllarda bu sayı artmıyor. Yani bu şu anlama geliyor; demek ki biz son dönemde almış olduğumuz önlemlerle, yakalamış olduğumuz ulusal bilinçle, eğitimle, tedaviyle ve uyguladığımız programlarla kanseri, tabiri caizse kuyruğundan yakalamışız. Şimdi kanser tedavisinde ne yapabiliriz noktasına gelmemiz lazım; çünkü bunu başaran ABD’de belli başlı kanserlerde hem hastalığın görülme sıklığı azalıyor hem de tedavi başarısıyla ölümler azalıyor. Türkiye’de de bu trendi görmeye başlıyoruz.

 Kişiselleştirilmiş kanser gen haritalamasından bahsediyorsunuz, bize bunu anlatabilir misiniz?

– Kanser aslında çok karmaşık bir süreç; multi faktoriyel dediğimiz, hem zaman hem de tüm tümörlerin kendi içinde heterojenitesi olması bakımından zor bir hastalık. Kanser tedavisinde başarı sağlamak için bizim ona daha kapsamlı yaklaşmamız lazım. Eskiden kanseri sadece köken almış olduğu organa ve ışık mikroskobunda baktığımız özelliklerine göre tedavi ediyorduk.

Şimdi bazı testlerde ise mevcut teknoloji ile birlikte bu tümörlerin DNA sekanslamasını, tüm dizilemesini yapıp özellikle kanserle ilgili olduğu bilinen 300’den fazla geni test edebilmemiz mümkün hale geldi.

Bu da şu anlama geliyor; biz her bir tümörün farklı tedaviye farklı cevap verebileceğini tahmin edip, ona yönelik daha kişiselleştirilmiş tedavi uygulama şansı yakalayabiliyoruz.

 Bu testler tüm hastalar için uygun mu?

– Bu tedavi tüm ileri evre tedaviye ihtiyacı olanlar için uygun. Çünkü buradaki öncelikli hedefimiz zaten tedavi alacak olan kişilere o anki durumuna göre en iyi seçeneği sunmaya çalışmak. Bu nedenle herkes adaylar arasında ama standart tedavinin başarılı olduğu hastalarda standart tedavilerin öncelikli düşünülmesi lazım. 

Peki örnek vermek gerekirse bir kanser hastası bu teste girdi ve süreç nasıl ilerliyor?

– Örneğin akciğer kanseri, meme kanseri, kolon kanseri gibi çok gördüğümüz kanserlerin artık alt tipleri biliniyor. Küçük hücreli, adeno, yassı hücreli gibi alt türleri var. Bu bilgiler, yaklaşık 20’ye varan değişik tedavi yaklaşımını da beraberinde getirdi.

 Bu tür durumlarda kanser gen haritalama testleri yaptırdığınız zaman size kapsamlı olarak bilgi verilebiliyor. Biz Türkiye’de bazı testleri tek tek yapabiliyoruz. Örneğin akciğer kanserinde EGFR dediğimiz gene tek tek bakabiliyoruz; bunun dışında PD-L1 dediğimiz immün yalıtım belirleyenlere tek tek bakabiliyoruz. Bunlar hem zaman hem de maliyet gerektiren testler. Ancak sonuç itibari ile baktığımızda bu testler, uygun hastalarda doğru tedaviyi seçme konusunda hekim, hasta ve hasta yakınının kararına önemli bir katkıda bulunuyor.

KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK

KANSERDE KİŞİYE ÖZEL YAKLAŞIM

Bu testlerin geleceği nereye evriliyor?

– Aslında tıp oraya gidiyor. Testlerin yanı sıra biyoinformatik gelişiyor, bunlarla ilgili teknoloji ve biyoteknolojik ilaçlar da gelişiyor. Bu nedenle bizler önümüzdeki dönemde hastaların bu tür genetik özelliklerine hatta genetik dışındaki pigenetik ve diğer metobolik etkisine de bakarak, hatta standart kemoterapi özelliklerine olan yanıtta daha spesifik bir platformda tümör profillemesini yaparak, bu hastalara daha özgün tedavileri daha başarılı vermeyi sağlayacağız.

İkinci olarak maliyetlerin azalması ile birlikte takipleri de bu şekilde yapabileceğiz. Çünkü sadece tümör dokusundan değil kandan yapılan testler yakında Türkiye’de mümkün hale gelebilecek. Zaman içinde değişimleri de takip edip tedaviye yanıt veriyor mu, nüks ediyor mu, nüks ediyorsa hangi grup nüksetti gibi detaylara bakabileceğiz. Çünkü kanser tek bir hücre değil, birden fazla alt grubu var. Bu nedenle hastalığı hem kandan hem de tümörden takip ederek, özelliklerine uygun tedaviyi daha spesifik olarak seçebileceğiz.

Kanserde kişiye özel yaklaşımın önemini biraz anlatabilir misiniz?

– Kanserde kişiye özel yaklaşım sayesinde hastalara birinci basamak tedaviler uygulandığı zaman, hastaların uygun testlerle uygun şekilde tedavi edilmesi ile başarı şansı artıyor.

Diğer bir nokta da, bazen hastalarda tedavi seçeneklerinin tükendiğini düşündüğünüz zaman, acaba hangi tedavi uygun olabilir, mevcut seçenekler içinde hangisi daha iyi bir alternatif olabilir deyip, bunun bilimsel kanıtlarını ortaya koyabilirsiniz. Burada hem hekim hem de hasta daha çok rahatlar. Çünkü o konuyla ilgili o aşamada yeteri kadar bilimsel çalışma olmadığında, diğer kanıtlarla birleştirip farklı bir karar vermeye çalıştığınız zaman, bu testler size fayda sağlıyor.

 Bu testler ne kadar katkılı hastalara?

– Örneklere baktığımız zaman bu testlerin yüzbinlerce hastaya uygulandığını ve zaman zaman analizlerinin raporlandığını, uluslararası kongrelerde sunulduğunu biliyoruz. Bu raporlara baktığınız zaman genel olarak hastaların yüzde 20’sinde standart tedavilere uygunluk konusunda bir fikir veriyor. Bunun dışında diğer ilaçlarla birlikte baktığımızda bu rakam yüzde 30-yüzde 40’lara doğru yükselirken, deneysel tedaviler bilimsel çalışmalara endekslenince oran yüzde 60-70-80-90’lara kadar çıkabiliyor. Bu aslında ülkede var olan ilaçlara, onların dışında var olan klinik çalışmalara bağlı bir şey; ama hastaların yüzde 20’sinde günlük pratiği değiştirebilecek kadar önemli bir katkıda bulunabiliyor.

Kanserin genetik olmasıyla, doğuştan olmasıyla genetik yatkınlık arasındaki farkı biraz anlatabilir misiniz?

– Bu testler normalde tümör hücresinden yapılıyor yani kişinin kanından alınan örneklerle yapılmıyor. Burada sumatik dediğimiz sonradan ortaya çıkan tümörün yapısına bakıyoruz. Tabii ki bazıları genetik olabilir. Kanserin genetik olup olmadığına hastanın normal hücrelerinden örnek alıp bakıyoruz.

Kanser gen haritalama testleri ilaçla tedaviyi, hastalıkla da ilacı eşleştiren bir yöntem. Genetik olup olmadığını anlamak için ayrı genetik testler yapıyoruz; örneğin meme-yumurtalık kanseri var mı, ailevi kolon konseri var mı? Onlar için de normal hücrelerden örnek alıp, başka testler yapıyoruz, yani burada bahsettiğimiz kanser gen haritalama testlerinden farklı. Tabii ki aynı teknolojiyi kullanıyorlar fakat bu platform tedavi amacıyla seçilmiş ayrı bir platform konumunda.

KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK

ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK

Kanser günümüzde çok yaygın bir hastalık. Okurlarımıza ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?

– Ben medikal onkoloğum ve her platformda bunu söylüyorum. Kanser önlenebilir bir hastalık. Gönül ister ki tedavi ihtiyacı olmasın biz de bu testleri kullanmayalım, gerek duymayalım. Ancak elbette ihtiyacı olanları en etkili şekilde tedavi etmek çok önemli. Okurlara öncelikle kanserden korunabilmenin mümkün olduğunu söylemek istiyorum. Sigara ve alkolden uzak durmanın yanı sıra sağlıklı beslenme ve fiziksel egzersiz yapmalarını tavsiye ediyorum. Bunlara dikkat ettiğimiz zaman kanseri yüzde 30’dan fazla bir oranda önleyebiliyoruz.

Öncelikle bireysel bir çaba göstermeli ve yaşam tarzımızı daha uygun hale getirmeliyiz. Bu yılki kampanya sloganı ‘yapabilirim, yapabiliriz’ idi; bireyler inisiyatif alıp kendilerine dikkat etsin.

Bunun dışında kurumlar kuruluşlar devletler ne yapsın derseniz, onlar da bize bu kampanyada katkıda bulunsun. Sağlıklı yaşam sürdürebilmemiz için çevreyi ona göre düzenlesinler.

Çocuklarımızı zararlı alışkanlıklardan, bunların propagandalarından, reklamlardan korusunlar. Daha yaşanabilir bir çevre oluştursunlar. Çevremizi kanserden korunabileceğimiz hale getirsinler. Okullarımızın kantinlerinde ona göre düzenleme yapsınlar. Fiziksel aktiviteyi teşvik etsinler. Bunun dışında kanser taramalarının da yaygınlaşmasını önemsiyoruz.

KANSER TARAMASI HANGİ SIKLIKLA YAPILMALI

Sağlıklı bir insan kanser taraması ne sıklıkla yaptırmalı?

– Bu kanser türüne göre değişiyor. Meme kanseri için 40-50 yaşından sonra yılda bir kez önemli. Prostat kanseri için 50 yaşından sonra yılda bir test yaptırmak önemli. Kolon kanseri için kan testi veya genetik testlerin 2-3 yılda bir yapılması yeterli ya da kolonoskopi veya alternatif yöntemler kullanılabilir.

Daha da önemlisi her zaman farkında olmak gerekiyor. Eğer kişi kanser sorununun farkındaysa ve korkmuyorsa burada zaten ‘Kanserden korkma, geç kalmaktan kork!’ diyoruz. Kanser bir şehir efsanesi olan korkuyla özdeşleştirilmiştir. Oysa kanserle baş edebiliriz. Önce düşmanımızı tanıyıp, buna göre davranırsak, gerçekten korunmak ve kanserle baş etmek işte o zaman mümkün olur.

Bunun sayısız örneği de mevcut. Bu hastalığı yenmiş bir sürü insan tanıyoruz. Kanser, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık; yeter ki kontrollerimizi yaptıralım ve önlemlerimizi alalım.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ KANSER GEN HARİTALAMA

Kanserle mücadelede kanser gen haritalama testlerinin sağlık dünyası için önemli bir aşama olduğunu belirten Foundation Medicine Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölge Medikal Başkanı Dr. Bahadır Pekin, “Moleküler bilgi alanında dünyanın lider şirketlerinden biri olan Foundation Medicine olarak, kişiye özel tedavilerin kanserle mücadelede kullanılmasında yeni bir dönemi başlattığına inanıyoruz. Sunduğumuz kişiselleştirilmiş kanser gen haritalama hizmetiyle, hekimlere karar alma süreçlerini destekleyecek anlamlı sonuçlar sağlıyoruz. Böylece hekimler, hastaları için tüm dünyada var olan en güncel tedavi seçeneklerini görebiliyor. Türkiye’de de İnfogenetik çatısı altında sunulan FoundationOne testi çok az miktarda bir tümör dokusu ve tek bir test ile gerçekleşiyor. Böylece hem test için kullanılan tümör biyopsi dokusundan hem de zamandan tasarruf ediliyor. Karmaşık verinin, teknoloji ve bilim insanları tarafından analiz edilmesi sonucu ortaya çıkan bu raporlar kanser hastalarına umut olmayı amaçlıyor” dedi.

 KANSERDEN KORUNMAK İÇİN

* Tütünden ve sigaradan uzak durun.

* Daha fazla meyve, sebze, tahıl ve diğer bol lifli yiyecekler tüketin.

* Daha fazla bitkisel protein yiyin; soya peyniri gibi.

* Gerekliyse kilo verin.

* Fiziksel olarak daha aktif olun.

* Kanser tehlikelerine karşı korunmasız kalmayın.

* Gerekli olduğunda kanser taraması yaptırın.

 

ETİKETLER: , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.