KALİTE(!)
Kaliteli olmak…
Birilerinin ağzına pelesenk olmuş ve ucuzlamış bir kelime sadece…
Pahalı marka elbiseler giymek, son model arabalar göstermek, boğaz manzaralı dairelerde ya da yalılarda oturmak, 1-2 tanıdık olmayan hizmetli çalıştırmak, kuaför ve çekicilik merkezlerinden çıkmamak, estetik değişimlerle bedensel görünüşü başkalaşmak, konuştuğu lisana İngilizce ya da Fransızca kelimeler karıştırmak sureti ile dudaklarını büzerek konuşmak, sahte şuh kahkahalar atmak, fiyatı yüksek restoranlarda Türk kaşığı ile “Fransız veya İngiliz boku” yemek, first class uçak biletleri ile gezmek, aralıksız konuşulmak gündem olmak sevdası, ekranlarda fazilet bezirganlığı yapmak değildir nitelikli almak.
Bunların tamamı fiziksel imkanların elverdiği sürece veya bir şekilde torpille yapılabilecek uygulamalardır insan yaşamında.
Ancak bu imkanlara sahip olan şahısların kaliteli olduğunun ispatı değildir.
Nitelikli insan; sahip olduğu imkanlara karşın alçakgönüllü sahibi olan, büyüdükçe küçülmesini haberdar olan, vicdan sahibi, yalan ve iftiradan uzak bir yaşam süren, sözünün eri olan, yüz kızartıcı olayların kahramanı olmamış, gerçek ve doğru bilgisini, gerektiğinde cebindekini paylaşabilen, yaptığı yardımları mezara kadar saklayabilen, müstehzi ve onur kırıcı olmayan ve en önemlisi kul hakkı yemeyendir. İnsanı “kaliteli” yapan bu meziyetleridir.
Çıkarları uğruna ideolojisini, hayallerini, emellerini, bir çorap gibi çıkarabilenler, icap ettiğinde diğer şeylerini de çıkarabiliyor demektir…
Hele oysa böyle ahlaksızlar para sahibi almak için uyuşturucu ticareti yapmış bir şerefsiz ise, yolun sonuna gelinmiş demektir…
Sacit ASLAN