İzmir Selçuk’ta Yürek Dağıtan Yangın ve Hukuki Süreç
İzmir Selçuk’taki yangın ve hukuki süreçleri detaylarıyla anlatıyoruz. Güvenliğiniz ve hukuki haklarınız için önemli bilgiler burada.
İzmir’in Selçuk ilçesinde korkutan yangın faciası ve ardından gelişen hukuki gelişmeler
11 Kasım 2023 tarihinde, İzmir’in güzel ve sakin ilçesi Selçuk’ta büyük bir trajedi yaşandı. Yıkıcı bir yangın sonucu, birçok ailenin hayatını derinden etkiledi. Bu trajik olayın ardından, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatıldı ve hazırlanan iddianame kamuoyuyla paylaşıldı.
Yangının merkezinde, eşi cezaevinde olan ve geçimini zor şartlar altında sağlayan 28 yaşındaki Sinem Melisa Akcan yer alıyordu. Çocuklarının güvenliği ve refahı konusunda endişe duyan anne, hurda toplama işiyle ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyordu. O gece, evde yalnız bulunan 5 küçük çocuk, elektrikli ısıtıcının devrilmesiyle çıkan yangında ne yazık ki yaşamını yitirdi. Bu olay, hem aileyi hem de bölge halkını yasa boğdu.
Çocukların trajik ölümü ve olayın detayları
Yangın, Zeytinköy Mahallesi’nde tek katlı müstakil evde saatler gece yarısına yaklaşırken başladı. Evin tamamen alevler içinde kalmasıyla, olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Ne yazık ki, yangın sırasında evde bulunan 5 küçük çocuk hayatını kaybetti. Çocukların isimleri ve yaşları ise şu şekilde açıklandı:
- Aras Bulut Akcan (1 yaşında)
- Masal Işık Akcan (2 yaşında)
- Aslan Miraç Akcan (3 yaşında)
- Funda Peri Akcan (4 yaşında)
- Fadime Nefes Akcan (5 yaşında)
Olay yerinde yapılan incelemelerde, evin alevler içinde kaldığı ve çocukların hayatını kaybettiği tespit edildi. Bu acı olay, bölgeyi derin bir yasa boğdu ve geniş yankı uyandırdı.
İddianamede öne çıkan suç ve yasal sorumluluklar
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, yangının önlenebilir olduğu ve ihmalkarlık sonucu meydana geldiği vurgulandı. Savcı, özellikle çocukların yaşlarına rağmen, ısıtıcıyı devirebilecekleri veya evdeki diğer tehlikeli eşyaları kurcalayabilecekleri öngörüsünde bulundu. Ayrıca, sanık Sinem Melisa Akcan’ın çocuklarını gözetimsiz bırakmasının, “bilinçli taksir” suçunu oluşturduğu ve 5 çocuğun ölümüne neden olduğu belirtildi.
Bu kapsamda, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan, 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Ayrıca, olayın sorumlusu olan annenin, çocuklarının yaşamını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği vurgulandı.
Anne Akcan’ın yaşam mücadelesi ve yargı süreci
Sinem Melisa Akcan’ın hayatı, ailesinin ve toplumun gözünde büyük bir trajediye dönüşmüş durumda. Eşinin cezaevinde olması ve maddi zorluklar içinde yaşam mücadelesi vermesi, durumu daha da zorlaştırdı. Yangın günü, hurda toplama işini yapmak için evden ayrılan anne, çocuklarını yalnız bıraktı. Savcılar, “Hayat şartlarının zorluğu ve ekonomik sıkıntılar” nedeniyle suçlamaları hafifletmedi ve olayın ciddiyetini vurguladı.
Gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanan Akcan, olay sonrası yaptığı açıklamada, “Çocuklarımı kaybettim, zaten cezamı çektim” diyerek kendini savundu. Ancak, kamuoyunda bu olayın yargılamasının ne zaman başlayacağı merak konusu oldu.
Yargılama sürecinin başlangıcı ve toplumun tepkisi
Hazırlanan iddianame, mahkemeye sunulduktan sonra, yargılamanın ne zaman başlayacağı büyük bir merakla bekleniyor. 5 küçük çocuğunu aynı anda kaybeden annenin yargılanması, hem hukuki hem de vicdani açıdan geniş tartışmalara neden oldu. Bu olay, toplumda çocuk hakları ve aile içi sorumluluklar konusunda farkındalık yaratmaya devam ediyor.