İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Nadir Kas ve Sinir Hastalıklarına Özel Biyopsi Uygulamaları

İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kas ve Sinir Biyopsisi ile Nadir Hastalıkların Tanısı

İzmir’deki ve Ege Bölgesi’nde tek olarak hizmet veren Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi, patoloji bölümü bünyesinde, özellikle nadir görülen kas ve sinir hastalıklarının teşhisinde kullanılan gelişmiş biyopsi teknikleriyle öne çıkıyor. Bu özel tanı yöntemi, bölgedeki diğer sağlık kurumlarında bulunmayan ve büyük bir uzmanlık gerektiren uygulamalar içeriyor.

Patoloji kliniği eğitim sorumlusu Prof. Dr. Gülden Diniz, yaptığı açıklamada, “Ege bölgesinde ve İzmir’de sadece bizim merkezimiz bu tür biyopsi işlemlerini gerçekleştiriyor. Diyarbakır, Van ve Giresun gibi şehirlerden bile hastalarımız geliyor. Ancak, yılda sadece 100-150 civarında biyopsi yapıyoruz. Bu nedenle, toplumda ve sağlık camiasında daha geniş kitlelere ulaşmamız ve farkındalık yaratmamız büyük önem taşıyor,” diyerek bölgenin bu alandaki tek merkez olduklarını vurguladı.

Kas Hastalıklarının Tanısında Biyopsilerin Rolü ve Önemi

İşlem yapıldığı hastaların, özellikle kas hastalıklarının erken teşhisi ve doğru tedavi planlaması açısından biyopsi sonuçlarının kritik önemi büyüktür. Dr. Diniz, “Bazı hastalar, bu testlerin nerede uygulandığını bilmedikleri için uzun süre çeşitli arayışlar içine giriyorlar. Özellikle Spinal Muscular Atrophy (SMA) ve Duchenne Kas Dystrofisi (DMD) gibi hastalıkların tanısında biyopsi, teşhisin temel taşlarından biri haline geldi,” diyerek teknolojik gelişmelerin hastaların yaşam kalitesi ve ömür beklentisini nasıl olumlu etkilediğine dikkat çekti.

Gelişen Tıp ve Uzun Vadeli Faydalar

Özellikle DMD gibi kas hastalıklarının iki farklı tipi olduğunu belirten Prof. Dr. Diniz, “İyi kontrol edilen vakalarda yaşam süresi önemli ölçüde uzayabiliyor. Biyopsi ile distrofin proteini seviyesinin tespiti, hastanın yaşam beklentisini 30 yıl kadar artırabilir. Bu, tıptaki hızlı gelişmeler ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde artık hayal olmayan bir durum. O nedenle, aileler ve yakınlar için bu tarihler büyük bir anlam taşıyor,” ifadelerini kullandı.

Genetik Danışmanlık ve Ailelerin Rolü

Prof. Diniz, özellikle nöromusküler hastalıklar ve bunlara ait biyopsi sonuçlarının, erken tanı sayesinde ailelere önemli avantajlar sağladığını vurguluyor. “Tanı konulduktan sonra, ailede hastalık varsa genetik danışmanlık hizmetleri devreye giriyor. Bu sayede, hastalığın nesiller boyu aktarım riski azaltılabilir ve taşıyıcı bireylerin çocuklarının sağlıklı doğması sağlanabilir,” diyor.

Bu sürecin uzun ve sabır gerektiren bir yolculuk olduğunu belirten Prof. Dr. Diniz, “Erken tanı ve tedavi, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve gelecek nesillere daha sağlıklı bir miras bırakmak adına büyük önem taşıyor,” diyerek sözlerini tamamladı.

Hastanenin Akreditasyonu ve Geleceğe Yönelik Hedefleri

Prof. Dr. Diniz, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 16 Eylül 2020 tarihinde üniversite ile resmi olarak bağlantısının kurulduğunu belirterek, bu gelişmenin hastanenin akademik ve klinik kapasitesini artırdığını vurguluyor.

“Gelecek yıllarda, bölgedeki nadir hastalıkların tanısında ve tedavisinde öncü olmaya devam edeceğiz. Ayrıca, uluslararası araştırmalara katılarak, yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlamayı hedefliyoruz,” diyerek, hastanenin vizyonunu paylaştı.