İşverenin İşçi İzleme Hakları ve Yasal Çerçevesi
İşverenin işçi izleme hakları ve yasal çerçevesini detaylarıyla anlatan rehber. İş ve işçi hakları konusunda bilinçli kararlar alın.
İşverenin İşçileri Ortak Alanlarda İzleme Hakkı ve Sınırlamaları
Avukat Muhammed Üftade Tülü, işverenlerin özellikle ortak çalışma alanlarında işçileri denetleme amacıyla izleme ve gözetleme haklarının bulunduğunu belirtmiştir. Ancak, bu hakların belirli sınırlar ve yasal düzenlemeler çerçevesinde kullanılması gerektiğine dikkat çekmiştir.
İşverenlerin günümüzde odalara veya ofis içlerine yerleştirilen kameralar aracılığıyla çalışanlarını izleyebildiklerini ifade eden Tülü, bu hakların hiçbir zaman sınırsız olmadığını vurgulamıştır. Anayasa’nın 20. maddesi gereğince, özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında bu denetimlerin belli sınırlar içerisinde yapılması zorunludur. Bu sınırlamaların en önemli ilkelerinden biri ölçülülük ilkesi olup, izleme faaliyeti makul ve orantılı olmalıdır.
İşverenlerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında da hareket etmesi gerektiğini belirten Tülü, KVKK’nın 4. maddesine göre, veri işleme faaliyetlerinin hukuka uygun, dürüst ve şeffaf olması gerektiğini ifade etmiştir. Örneğin, tuvalet veya soyunma odası gibi mahrem alanlarda izleme yapılmaması gerektiğini ve izleme faaliyetlerinin belli bir süre sonra silinmesi zorunluluğu olduğunu dile getirmiştir. Güvenlik mevzuatına göre, örneğin, izleme faaliyetlerinin en fazla 30 gün süreyle tutulması gerektiğine dikkat çekmiştir.
İşçilere Yönelik Bilgilendirme ve Rıza Talepleri
İşverenlerin, çalışanlarını izleme ve dinleme faaliyetleri hakkında bilgilendirmeleri gerektiğine vurgu yapan Tülü, bu konuda en önemli hususun işçinin açık rızasının alınması olduğunu belirtmiştir. İşçilere, yapılan izleme ve gözetleme faaliyetlerinin detayları hakkında bilgilendirme yapılmalı ve onların rızası açıkça alınmalıdır. Ancak, işverenlerin bu konuda sadece rızaya dayanmak zorunda olmadığını, aynı zamanda meşru menfaat ilkesine de dayanarak hareket edebileceklerini ifade etmiştir.
İşverenlerin, hem işçilere izleme faaliyetleri hakkında detaylı bilgilendirme yapması hem de aydınlatma metinleri sunması gerektiğine işaret eden Tülü, şeffaf ve dürüst iletişim sayesinde bu süreçlerin hukuki zemine uygun ve denetime açık hale getirilebileceğini söylemiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve İşçi İzleme Kriterleri
İşverenlerin ortak alanlarda çalışanları izleme ve denetleme hakkını kullanabilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin belirlediği üç temel soruya cevap vermesi gerektiğini anlatmıştır:
- Çalışanlarınızın izlenildiğinin farkında mı?
- İzlemenin meşru menfaate dayandığını kanıtlayabiliyor musunuz?
- Meşru menfaatiniz ile çalışanların özel hayatı ve gizliliği arasında bir denge kurabiliyor musunuz?
Bu üç soruya olumsuz yanıt verildiğinde, işverenlerin çalışanları izleme ve denetleme hakkı bulunmamaktadır. Aksi takdirde, yasal ve etik sınırlar içerisinde hareket edilerek, çalışanların haklarına saygı gösterilmelidir.
Sonuç olarak, işverenler ortak alanlarda çalışanlarını izlerken hem yasal düzenlemeleri gözetmeli hem de şeffaflık ve dürüstlük ilkelerine uygun hareket etmelidir. Bu sayede, hem iş yeri ortamı güvenli ve adil olur hem de çalışanların hakları korunmuş olur.