İstanbul’da Mavi Marmara Şehitlerini Anma ve Dayanışma Yürüyüşü
İstanbul’da Mavi Marmara şehitlerini anma ve dayanışma yürüyüşüyle, birlik ve direniş mesajlarıyla hafızalara kazınıyor. Katılımınızı bekliyoruz.
İstanbul’da, Mavi Marmara saldırısının 15’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anlamlı yürüyüş, geniş katılım ve büyük bir dayanışma ruhuyla gerçekleşti. İHH İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlikte, Gazze’ye yönelik saldırıda şehit düşen kahramanlarımız anıldı ve Filistin davasına sahip çıkıldı.
Yürüyüş, İHH’nın Gazze Temsilciliği’nde görev yapan ve İsrail’in zalim saldırılarında hayatını kaybeden Cemal el-Mubayyid, Muhammed el-Mubayyid, Mu’taz Receb, Ahmed Bustan ve İshak el-Tayf gibi kardeşlerimiz anısına gerçekleştirildi. Katılımcılar, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların desteğiyle Fatih Camii’nden başlayıp Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi meydanında sona erdi. Yürüyüş boyunca, işgalci İsrail’e karşı sloganlar atıldı ve adalet çağrıları yükseldi.
Yürüyüş sonrası, Türkiye’nin sevilen hafızlarından Hafız Adnan Havut, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle katılımcıların duygularını derinleştirdi. Ardından, İHH Başkanı Av. Bülent Yıldırım, önemli bir konuşma yaptı ve gündeme dair çarpıcı mesajlar verdi.
Yıldırım’ın Konuşması ve Mesajları
Yıldırım, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Bildiğiniz gibi, insani yardım gönüllülerimiz ve kuruluşumuz, uluslararası arenada büyük bir cesaretle hareket etti. Satın alınmış gemilerimizle, özgürlük ve insani yardım amacıyla yola çıktık. Ancak, uluslararası güçlerin ve devletlerin direnişiyle karşılaştık. Bu gemilerin Akdeniz’e açılması büyük bir cesaret ve vicdan meselesiydi. Malta yakınlarında, gözü kara mürettebatımız ve gönüllülerimizle birlikteyken, vicdan gemimize saldırı düzenlendi. Malta limanında gemimizin içeri alınması için çeşitli girişimler devam ederken, ne yazık ki İsrail tarafından iki drone ile vurularak Libya’ya çekilmek zorunda kaldık. Libya hükümeti ise bu yardımı kabul etmedi. Bu konuda Libya halkına sesleniyorum: Yöneticileriniz bu insani yardım gemisini kabul etmelidir.”
Yıldırım, sözlerine devam ederek, “Ulaştırma Bakanlığı’ndan limana giriş izni talep ediyoruz. Eğer bu gemi limana alınmazsa, hep birlikte protesto etmeye hazır olun. Hükümetimize sesleniyorum: Kim engel olmaya çalışıyorsa, hakkında derhal soruşturma başlatılmalı.”
“Mavi Marmara, Gazze’ye Umut Oldu”
Konuşmasının devamında, Yıldırım şu mesajları verdi: “Refah Kapısı’nın kapanmaması ve Gazze’ye ulaşımın sağlanması için yeni adımlar atılıyor. Sicilya’dan hareket eden yeni bir özgürlük gemisi var. Ayrıca, karadan konvoylar ve çeşitli ülkelerden yardım tırları yola çıktı. Çarşamba günü, Mavi Marmara Derneğimiz tarafından, Türkiye’den Mısır’a ulaşım yolları ve organizasyonlar hakkında detaylı açıklamalar yapılacak. Gerçekten de, Mavi Marmara gazisi olduktan sonra, yine de Gazze’ye ulaşmak için büyük çaba sarf ediliyor. Bu gemi vurulmuş olsa da, Filistin halkına yardım ulaştırmak yolunda durmadan çalışmaya devam ediyoruz. Bu olaylar, Gazze’nin açlığına, susuzluğuna ve acılarına rağmen, direnişin ve dayanışmanın simgesi olmuştur.”
Yıldırım, Türkiye’nin savunma sanayisindeki bağımsızlık yolunda önemli adımlar attığını da vurguladı: “Türkiye, kendi silah sanayisini kurmak ve geliştirmek adına büyük bir ilerleme kaydetti. Mavi Marmara olayından sonra, dışarıdan silah ithalatına bağımlılık sona erdi. Artık, kendi savunma sistemlerimizi ve silahlarımızı üretiyoruz. Bu da, vatanımızın ve milletimizin bağımsızlığını güçlendiren en büyük adımlardan biri olmuştur.”
“Yardım Götürürken Şehit Olmak”
Yıldırım, sözlerine, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren kardeşlerimize yönelik saldırılarını anlatırken devam etti: “Değerli kardeşlerim, Mavi Marmara’nın yıldönümünde, Gazze’de yardım çalışmalarına katılan kardeşlerimize yönelik saldırıların boyutunu bir kez daha hatırlamalıyız. Mutfağımıza, yardım tırlarımız ve araçlarımıza yapılan saldırılarla, şehitler verdik, yaralanan arkadaşlarımız oldu. Ayrıca, yardım konvoylarımız ve yardım malzemeleri taşıyan araçlar, İsrail ve ABD’nin desteklediği drone saldırılarıyla hedef alındı. Bu saldırılarda, dört kardeşimiz şehit oldu ve birçok arkadaşımız ağır yaralandı.”
Gazze’de yaşanan ölümler ve insanların acısı karşısında, uluslararası toplumun sessizliğine de dikkat çeken Yıldırım, “Biz, yardım götürürken şehit oluyoruz. Bu, büyük bir adaletsizlik ve insanlık suçudur. Ancak, umudumuzu kaybetmeden, daha fazla dayanışma ve birlik olmalıyız. Gazze halkına yardım etmek için, tüm dünyayı harekete geçmeye çağırıyoruz.”
“Gazze’yi Kurban Etmeyin”
İslam dünyasına seslenen Yıldırım, şöyle dedi: “Ey Müslümanlar! Gazze’yi yalnız bırakmayın. Devletleriniz, sınırlarınızı açmalı veya bu konuda kararlı liderler seçilmelidir. Harekete geçin ve sınır kapılarına yürüme çağrısı yapın. Mısır halkına da sesleniyorum: Eğer insanlar Refah Kapısı’na ulaşmak istiyorsa, siz de onlara destek olun. Trump’ın oyununa gelmeyin. Gazze’yi kurban etmeyin ve her türlü desteği esirgemeyin. Bu bayramda, kardeşlerimizin yanında olun ve onların acısını paylaşın.”
Mavi Marmara ve Sonrası
2010 yılında, uluslararası 6 sivil toplum kuruluşu, Gazze’ye yaklaşık 6 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırmak amacıyla yola çıktı. Filoda, 36 ülkeden gelen 750 gönüllü ve aktivist vardı. İsrail güçleri, 31 Mayıs 2010’da, uluslararası sularda düzenlenen bu yardım konvoyuna saldırdı ve 10 yardım gönüllüsünü şehit etti. Yaralananlar ise toplamda 56 kişiydi. Şehit olanlar arasında Uğur Süleyman Söylemez, Cevdet Kılıçlar, Necdet Yıldırım, İbrahim Bilgen, Furkan Doğan, Fahri Yaldız, Çetin Topçuoğlu, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz ve Ali Haydar Bengi bulunuyordu.
Yürüyüş, Asır Vakfı Başkanı Hakan Coşkun’un yaptığı dua ile sona erdi ve katılımcılar, bu anlamlı etkinliği duygularla tamamladı. Bu olaylar, uluslararası kamuoyunun vicdanını harekete geçirmiş ve Gazze’ye özgürlük ve adalet talebini güçlendirmiştir.