DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

İstanbul’da Bebek Ölümleri Davası Devam Ediyor

İstanbul’da bebek ölümleri davası devam ediyor. Aileler, adalet arayışlarını sürdürürken, olayın arka planı ve etkileri üzerine önemli gelişmeler yaşanıyor. Detaylar ve en son haberler için okumaya devam edin.

20.11.2024
A+
A-

İstanbul’da Bebek Ölümleri Davası

İstanbul'da Bebek Ölümleri Davası

İstanbul’da, bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Yenidoğan davası, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Duruşmada tutuklu sanık olan Çağla Durmuş, savunmasını yapmak üzere mahkeme önüne çıktı.

Savunmasında, “Ben Medilife Hastanesi’nde çalışan bir hemşireyim. Hiçbir örgüte üye değilim ve dolayısıyla herhangi bir illegal faaliyet içerisinde de bulunmadım. Hiçbir hastayı öldürmedim ve dolandırıcılık kastıyla hareket etmedim. Bir hastaya bile ihmali davranışta bulunmadım” şeklinde ifadeler kullandı. Mahkeme başkanı, sanığın bebeklere karşı “bırakacağım ölürse ölsün” şeklindeki söylemlerini hatırlatarak sordu. Sanık, bu sözlerinin bağlamını açıkladı: “Bu konuşmada ayarsız düzensiz monitör ayarlarından bahsediyorum, hastayı öldürmekten bahsetmiyorum. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yaşanan malzeme sorunundan dolayı serzenişte bulundum.”

“Fazla İlaç Alındığını Görmedim”

Durmuş, savunmasına devam ederken, “Çalıştığım hastanede daha fazla para alınması amacıyla fazla ilaç alındığını görmedim. İhtiyacı olan hastalar için ilaçlar kullanılıyordu. Yoğun bakım dışına ilaç çıkışı olmadı. Epikrizle hastanın çarşaf dosyası arasında bir uyumsuzluk mevcuttu” dedi. Mahkeme başkanı, bu noktada sanığa, “Sen hemşire değil misin? Niye uyumlu değil, niye düzgün yazmıyordunuz?” diye sordu. Sanık, “Bu işlemleri dışarıdan gelen hemşireler yapıyordu” yanıtını verdi.

“Dursun Eryılmaz’ın Sorumluluğu”

Sanık savunmasına devam ederken, “Gıyasettin bize hasta gönderiyordu, ama ne iş yaptığını tam olarak bilmiyorum. Hasta transferi konusunda görevli olduğunu biliyordum. Son denetime kadar hiç bu kadar detaylı bir denetim görmemiştim. Normalde bu kadar denetlenmiyorduk. Basamaklara hekimler karar veriyordu ancak hemşireler yazıyordu. Epikrizi Dursun Eryılmaz’ın yazması gerekiyordu ama o bunu yapmıyordu; belgeleri biriktiriyordu ve bilgisayarı kullanma yetkinliği yoktu” ifadelerini kullandı.

Mahkeme başkanı, sanığa “Dursun çıkmadan ex olsun” şeklinde bir konuşma yapmasını sordu. Sanık, bu durumu şöyle açıkladı: “Burada hastanın tüm müdahalesi yapılıp, bitirildi. Bu konuşmada bundan bahsettim. Başka bir niyetim yoktu. Hastanın durumunu ifade ettim.”

“2020 Yılında Çocuğumu Öldürdün”

Duruşmaya ara verildiği esnada, salonun seyirci kısmında bulunan bir avukat, duruşma salonunda Dursun Eryılmaz’a “2020 yılında benim çocuğumu öldürdün, ben onun annesiyim” şeklinde seslendi. Bu olay, duruşma salonunda gergin anlara yol açtı.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3.Sayfa

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.