İstanbul ve Marmara Deprem Riski Üzerine Uzman Görüşleri ve Güncel Değerlendirmeler
İstanbul ve Marmara bölgesinde deprem riski, uzman görüşleri ve güncel gelişmelerle ilgili detaylı değerlendirmeler. Güvenli yaşam için bilinçli adımlar atın.
İstanbul’un Deprem Güvenliği ve Marmara Denizi Fayları Hakkında Güncel Değerlendirmeler
Haber7 yazarı Mehmet Acet, beklenen İstanbul depremini tetikleyebileceği öngörülen Marmara Denizi’ndeki fay hatlarıyla ilgili yapılan derinlemesine analizleri köşesine taşıdı. Özellikle İstanbul’da olası büyük bir deprem riskinin durumu ve bu risklerin nasıl şekillendiği üzerinde duruluyor. Dün gerçekleşen depremler ve artçı sarsıntıların ardından, uzmanların görüşleri ve yeni bilimsel veriler ışığında, bu bölgedeki risklerin yeniden değerlendirilmesi önem kazandı.
Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu’nun Güven Verici Değerlendirmeleri
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, bölgedeki fay hatlarının aktifliği ve olası depremler hakkında detaylı bilgiler verdi. Kendisi, sahada yaptığı saha çalışmaları ve yerinde incelemeleriyle tanınıyor, bu nedenle görüşleri büyük önem taşıyor. Dün yaşanan depremleri ve bölgedeki fayların hareketlerini değerlendiren Gökçeoğlu, İstanbul ve Marmara bölgesinde olası büyük bir depremin önüne geçmek adına bilimsel temelli açıklamalarda bulundu.
O, 1912 Tekirdağ Şarköy depremi ile 1999 Gölcük depremini hatırlatarak, bu iki büyük sarsıntı arasındaki fayların hareketlerini ve bölgedeki riskleri detaylandırdı. Gökçeoğlu, bu iki olay arasındaki fay kırılmalarının birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bu nedenle bölgedeki risklerin sürekli takip edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, bölgedeki fayların tek seferde kırılma olasılığının yüksek olduğunu, bu nedenle büyük depremler yaşanabileceğini belirtti.
Güncel Deprem Riskleri ve Uzmanların Farklı Görüşleri
Gökçeoğlu, yakın zamanda gerçekleşen depremin ardından, bölgedeki fayların hareketleri ve kırılma sıralaması hakkında umut verici açıklamalarda bulundu. Ona göre, batıdaki fay parçası kırıldıktan sonra, doğudaki fay parçasının kırılmasıyla birlikte yaşanacak depremin büyüklüğü 7’nin altında kalacak. Bu durumu şu şekilde ifade ediyor:
“Eğer doğudaki fay parçası yarın da kırılırsa, ya da birkaç gün sonra, hatta saatler içinde kırılma gerçekleşirse, artık 7.5 gibi büyük bir deprem görmeyeceğiz. İstanbul’u bekleyen depremin büyüklüğü 6.5 ile 7 arasında olacak ve bu da büyük bir felaket anlamına gelmeyecek. Bu durum, bilimsel açıdan olumlu ve umut verici bir gelişmedir.”
Deprem Sonrası Güven ve Risk Azalması
Prof. Gökçeoğlu, bölgedeki fayların hareketlerinin ve kırılma sıralarının değişmesiyle, İstanbul ve çevresinde beklenen büyük depremlerin büyüklüğünün artık 7’nin üzerinde olmayacağını düşünüyor. Bu gelişme, bölgedeki riskleri hafifletirken, olası felaketlerin boyutunu da azaltıyor. Ancak, uzmanlar arasında farklı görüşler de bulunuyor.
Örneğin, sosyal medyada görüşlerini paylaşan ve Marmara Denizi’ndeki faylar üzerinde çalışan Prof. Dr. Naci Görür, bu konuda farklı bir bakış açısı sunuyor. Görür, şunları söylüyor:
“Marmara Denizi’nde, özellikle Kumburgaz fay hattı üzerinde sürekli küçük çaplı depremler oluyor. Bu depremler büyük değil, ancak fay üzerindeki biriken stresi artırıyor. Bu da, önceden planlanan büyük depremi tetikliyor. Dolayısıyla, bu faylar kırılmayı bekliyor ve bu kırılma 7’nin üzerinde olacak. Bu nedenle, bölgedeki risk devam ediyor ve dikkatli olunmalı.”
Sonuç ve Genel Değerlendirme
Özetle, uzmanlar arasında İstanbul ve Marmara bölgesindeki deprem riski konusunda görüş ayrılıkları bulunmakta. Bir grup, bölgedeki fayların hareketlerinin ve kırılma sıralarının değişmesiyle büyük depremler olasılığının azaldığını savunuyor, diğerleri ise, devam eden stres birikiminin ve fay hareketlerinin, büyük depremleri tetikleyebileceği endişesini taşıyor. Bu nedenle, bölgenin sürekli bilimsel takip ve araştırmalarla izlenmesi büyük önem taşıyor ve olası depremler karşısında hazırlıklı olmak gerekiyor.