İstanbul Soruşturmasında 20 Şüpheliden Tutuklama sonrası Kamuoyu Açıklaması: Para Kaynakları ve Hukuki Dayanaklar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen futbolda bahis ve şike soruşturması kapsamında, Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve eski Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak dahil olmak üzere 20 şüphelinin tutuklandığı bilgisi kamuoyuna yansımıştır. Bu süreçte Murat Sancak’ın avukatı, tutuklama kararına ilişkin oluşan bilgi kirliliğine dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yayımlamıştır. Avukat, müvekkilinin hakkında ileri sürülen suçlamaların hukuki temelden yoksun olduğunu vurgulayarak, para akışını adım adım açıklamıştır. Açıklamada şu ifadelere yer verilmiştir:

“Müvekkilimiz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında verilen tutuklama kararına ilişkin olarak, kamuoyunda oluşan spekülatif açıklamalar ve bilgi kirliliği nedeniyle işbu açıklamanın yapılması zorunlu hâle gelmiştir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki; tutuklama, ceza niteliği taşımayan ve yalnızca bir koruma tedbiridir. Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı, hukukun temel prensipleri olarak geçerliliğini korumaktadır. Müvekkilin devlete ve yargıya olan saygısı tam olmakla birlikte; kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve gerçeğin çarpıtılmasının önüne geçilmesi amacıyla iddiaların hukuki açıdan değerlendirilmesi zorunluluğu doğmuştur.”

Kamuoyunda Oluşan Algı Bu kapsamda, müvekkil hakkında 6222 sayılı Kanun kapsamında suçlama bulunmadığı ve 7258 sayılı Kanun kapsamında da isnat bulunmadığı vurgulanmıştır. Kamuoyunda oluşan algının haber, yorum ve spekülasyonlardan kaynaklandığı ifade edilirken, resmi soruşturma dosyasıyla bağdaşmadığına işaret edilmiştir. “Paranın yasa dışı kaynaktan elde edildiğine dair tek somut tespit yok” ifadesiyle, aklama suçlamasının hukuki temeli bulunmadığı belirtilmiştir. MASAK raporunda da bu yönde bir tespit olmadığını kaydedilmiştir. Müvekkilin mali hareketlerinin banka kayıtlarıyla şeffaf, vergilendirilmiş ve ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu tarafımızca dile getirilmiştir.

Gizli İşlemler Yok Kamuoyunda “milyonlarca liralık olağanüstü finansal hareketler” olarak sunulan rakamların, aslında 2017-2025 arasındaki birçok şirkete ait sekiz yıllık toplam ticari hacim olduğu belirtilmiştir. Olaylar tek bir güne indirgenip olağışışı bir yığılma olarak gösterilse de gerçekte bu hareketler yıllara yayılmış, resmi kayıtlarla belgelenmiş ve vergileri ödenmiştir. İlerleyen aşamalarda dövlət makamlarına sunulan tüm resmi mali kayıtlarının kamuoyu ile paylaşılacağı ifade edilmiştir. Müvekkilin gizleyecek tek kuruşluk işlemi dahi bulunmamaktadır.

Yaşamın Olağan Akışıyla Uygunluk Kamuoyunda “izah edilemeyen para” veya “suç geliri” olarak nitelenmeye çalışılan finansal hareketler, müvekkilin kurduğu ve büyüttüğü şirketlerden elde edilen, tamamen yasal, vergilendirilmiş ve belgeli ticari faaliyetlerin sonucudur. Uzun yıllara yayılan bu hesap hareketleri, spor sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanı için tamamen doğal olup, beklenmedik veya kayıt dışı bir işlem hiç değildir.

İsmin Şüpheli 63 Hesaba Gönderilen Para İddiası konusunda da açıklama yapılmıştır. Soruşturmada “şüpheli” olarak değerlendirilen ödemeler 2017-2024 yıllarında 58 gerçek kişiye yapılmış olup, toplam 1.314.135 TL’dir. Bu ödemeler arasında eğitim desteği, hastaların ilaç giderleri, dar gelirli ailelere erzak yardımı ve tekerlekli sandalye temini gibi sosyal amaçlı yardımlar bulunmaktadır. Bu tür desteklerin aklama veya yasa dışı bahis kapsamında kriminalize edilmesi, hukuken isabetli değildir ve vicdanla bağdaşmamaktadır. Listede yer alan bazı kişiler hakkında açıklanan mali hareketler ise tamamen makul ve meşru amaçlıdır; örneğin taraftar organizasyonlarının masrafları veya akrabalardan gelen borçlar karşılığı iade işlemleri gibi durumlar.

Kayıt Dışı Para Akışı Yok Soruşturma dosyasında paranın yasa dışı kaynaktan geldiğini gösteren delil bulunmadığı belirtilmiştir. MASAK raporu da bu yönde bir tespit içermemektedir. Müvekkilin hesap hareketleri şeffaf, denetime açık ve tüm işlemler yasal vergilendirilmiş kalemler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle aklama suçlamasının temeli yoktur.

Hesap Verebileceği Tek Kuruş Dahi Müvekkil ve ailesinin hesap verebileceği tek bir kuruş dahi bulunmadığı ifade edilmiştir. Hukuki süreç titizlikle sürdürülecek olup, maddi gerçek ilerleyen aşamalarda ortaya çıkacaktır. Kamuoyunun spekülasyonları reddetmesi ve sürecin bağımsız yargı tarafından yürütüldüğüne olan inancın sürmesi istenmiştir.