DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

İstanbul Mahkemelerinden Uygur Türkleri için Tartışmalı İade Kararı

İstanbul mahkemeleri, Uygur Türkleri için tartışmalı bir iade kararı aldı. Bu kararın arka planı, uluslararası tepkileri ve insan hakları boyutunu keşfedin. Uygur Türklerinin durumu hakkında detaylı bilgi ve analiz için makalemizi okuyun.

21.03.2025
A+
A-

İstanbul Mahkemelerinden Tartışmalı Uygur İade Kararı

İstanbul Mahkemelerinden Tartışmalı Uygur İade Kararı

İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri, Çin’in zulmünden kaçan iki Uygur Türkü’nün, üçüncü ülkeler yerine doğrudan Pekin hükümetine iadesine dair bir karar aldı. Bu sınır dışı hükmü, “Zulme maruz kalacakları konusunda somut maddi delil yok” gerekçesine dayandırıldı. Emsal oluşturma potansiyeli taşıyan bu kararın, uluslararası sözleşmelere ve Türkiye’nin taahhütlerine aykırı olduğu ifade ediliyor.

İlk Kez Direkt İade Kararı

İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri’nin, Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan iki Uygur Türkü hakkında verdiği bu karar, pek çok kişide şaşkınlık yarattı. Mahkeme, daha önce üçüncü ülkeler üzerinden gerçekleştirilen sınır dışı uygulamalarını geride bırakarak, ilk kez mağdurların doğrudan Çin’e iade edilmesine hükmetti. Gerekçe olarak, “Ülkelerine iade edilmeleri halinde zulme maruz kalacakları, hayati tehlikelerinin olacağına dair ciddi, somut maddi delil yok” ifadesi kullanıldı. Anayeti ve Abuduwaili’nin avukatları, deport kararının temyiz yolunun da kapalı olduğunu belirtti.

Çin’de Baskı ve Zulüm Var

Çin hükümetinin Uygur Türklerine yönelik gerçekleştirdiği soykırıma varan baskılar, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi önemli kurumlar tarafından sıkça dile getirilmektedir. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 43 ülke tarafından 2022 yılında imzalanan bir BM bildirisinde, “işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, cinsel şiddet” uygulamalarına atıfta bulunularak, “Uygurlar ve diğer azınlıkların orantısız bir şekilde hedef alındığı” vurgulanmıştır. Doğu Türkistan’da, Çin polisi tarafından gözaltına alınan birçok kişinin akıbeti belirsizliğini korumaktadır.

Yargıya Göre Çin’de ‘Uygurlar’a Zulüm Yok

Mahemuti Anayeti ve Aierken Abuduwaili, Doğu Türkistan’daki Çin zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığındı. İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri, bir süredir geri gönderme merkezinde tutulan bu iki kişinin ülkelerine sınır dışı edilmelerine karar verdi. Gerekçe olarak ise “İade halinde zulme maruz kalacakları konusunda ciddi, somut maddi gerçekler yok” denildi. KARAR’a konuşan avukatları Abdullah Tıkıç, “Uygur Türklerinin menşe ülkelerine iade edilmelerinin onaylanması, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi, İşkenceyi Önleme BM Sözleşmesi ile Cenevre Sözleşmesi’nin ihlalidir” şeklinde ifade etti.

Temyiz Yolu Kapalı

Daha önce bazı Uygurların üçüncü ülkelere gönderilerek o ülkeler tarafından Çin makamlarına teslim edildiği iddiaları gündeme gelmişti. Alınan bu yeni karar, bu sefer Doğu Türkistanlı iki kişinin doğrudan Pekin hükümetine iade edilmesini öngörüyor. İdari Mahkemeleri tarafından verilen sınır dışı kararlarının kesin olduğu ve hiçbir kanun yolu başvuru hakkının bulunmadığını belirten Tıkıç, “Sınır dışı uygulamalarını durdurmanın tek yolu Anayasa Mahkemesi tarafından tedbir kararı verilmesidir” dedi.

Anayasa ‘Olamaz’ Diyor

Yapılan itirazda; 6458 sayılı Kanun’un geri gönderme yasağıyla ilgili 4. maddesi ile sınır dışı etme kararı alınmayacaklarla ilgili 55. maddesinde menşe ülkeden söz edilmeden sınır dışı kararı verilemeyeceğine dikkat çekildi. Kanunda, “Hiç kimse; işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı ya da ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza-muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunan yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınamaz” denilmektedir. Avukat Tıkıç, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, tedbir kararı verilmesini talep etti.

Türkiye’de Bir İlk

Uygur Türklerine yönelik hak ihlalleri ile ilgilenen aktivist Burhan Kavuncu, “Ülkemizde ilk defa böyle bir kararla karşılaşıyorum. Emniyet ve Göç İdaresi zaman zaman Uygurlara yönelik operasyonlar yapıyor, ancak böyle bir karar Türkiye Cumhuriyeti’nde alınamaz. ‘Çin’de ölüm tehlikesi olduğuna dair yeterli delil ortaya konmamıştır’ ifadeleri kabul edilemez. Başta ABD, Kanada, Avustralya ve birçok Avrupa ülkesi, Çin’in soykırım yaptığına dair parlamentolarında karar aldı. Soykırım, belgelerle kanıtlanmış bir gerçektir. Soykırım yapılması, herhangi bir suça veya kişiye bağlı olmaksızın sadece bir ırka mensup olmaktan dolayı insanların işkenceye uğraması, hapsedilmesi veya öldürülmesi anlamına gelir” diyerek tepkisini dile getirdi.

Mahkeme Soruşturulmalı

Türkiye Cumhuriyeti’nin, Çin’in soykırımıyla ilgili imza attığı birçok belgenin olduğu hatırlatıldı. Kavuncu, şunları ekledi: “TBMM, soykırım kararı almadı ancak Çin’in soykırım yaptığına dair yayınlanan bildirilere imza attı. Dolayısıyla bu durum, Ankara’nın resmi kararlarıyla, Dışişleri Bakanlığı’nın ‘soydaşlarımıza işkence yapılıyor’ açıklamalarıyla çelişiyor. İdari Mahkemenin verdiği kararın nihai olması, istinaf ve temyiz yolunun kapalı olması durumu daha da kötüleştiriyor. Çin’de soykırım olduğuna dair yayınlanan bildirilerde yaklaşık 50 ülkenin imzası var. Türkiye, 2024 yılında bu bildirinin imzacılarından biri oldu. Tüm bunlara rağmen ‘Çin’de soykırım olmadığına dair somut deliller yok’ diyen mahkemeye Adalet Bakanlığı’nın soruşturma açması gerekir.”

Çin’de Zulüm ve İşkence

75 yıldır Çin işgali altında yaşayan Uygur Türkleri; dinleri, dilleri ve kültürel kimlikleri nedeniyle insanlık dışı hak ihlallerine maruz kalmaktadır. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 43 ülke tarafından 2022’de imzalanan Birleşmiş Milletler bildirisinde, “İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları zorla ayırma” uygulamalarına atıfta bulunularak, “Uygurlar ve diğer azınlıkların orantısız bir şekilde hedef alınmaya devam ettiği” belirtilmiştir. Resmen ateist olan Çin, 2017 yılında “Dini Aşırılıklarla Savaş ve Yok Etme Yönetmeliği” adlı bir yasayı hayata geçirerek, Doğu Türkistanlıların dini yaşama özgürlüğünü kısıtladı. Devlet, yaklaşık 5 milyon Uygur Türkünü, esir kamplarında köle gibi çalıştırıyor. Tam sayısı bilinmemekle birlikte, yaklaşık 1200 esir kampı olduğu tahmin edilmektedir. İHH’nın hazırladığı insan hakları raporuna göre, şu ana dek Çin zulmü nedeniyle 35 milyon Uygur Türkü hayatını kaybetmiştir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.