İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Semih Çelik Hakkında Takipsizlik Kararı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Semih Çelik hakkında yürütülen soruşturma sonucunda takipsizlik kararı aldı. Bu kararın gerekçeleri ve detayları hakkında bilgi edinmek için makalemizi okuyun.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Takipsizlik Kararı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheli Semih Çelik ve maktul İkbal Uzuner arasındaki olaylarla ilgili takipsizlik kararı vermiştir. Kararda, şüpheli Çelik ile maktul Uzuner’in bir dönem gönül ilişkisi yaşadığı, ancak ailelerin müdahalesiyle bu ilişkinin sona erdiği belirtilmiştir. Şüpheli Çelik’in daha sonra Ayşenur Halil ile devam eden bir ilişki yaşadığı ve bu ilişkinin olayın gerçekleştiği güne kadar sürdüğü ifade edilmiştir. Dijital materyallere dayanarak, Çelik’in Uzuner ile olan ilişkisini hala sona erdirmediği anlaşılmıştır.
Karara göre, Semih Çelik, 4 Ekim 2024 tarihinde saat 10.31’de birlikte yaşadığı Ayşenur Halil’i yatak odasında boğazını keserek vahşice öldürmüştür. Çelik’in evden 3 saat sonra tek başına ayrıldığı ve Fatih’teki surların bulunduğu bölgeye gittiği belirtilmiştir. Burada, kendisini bekleyen İkbal Uzuner ile saat 13.58’de buluştuğu kaydedilmiştir. Şüphelinin, Uzuner’in vücudunu keserek öldürdüğü ve iç organlarını surlardan aşağıya attığı, ardından da kendi yaşamına son verdiği aktarılmıştır.
Maktullerin üzerinde şüpheli Çelik’e ait DNA izine rastlanmadı
Takipsizlik kararında, olay yerinde yapılan incelemelerde herhangi bir dağınıklık görülmediği, maktullerin tırnaklarında şüpheli Çelik’e ait DNA tespit edilmediği ve Uzuner surlar üzerindeyken herhangi bir bağrışma sesi duyan kişilere rastlanmadığı ifade edilmiştir. Maktullerin, şüpheli Çelik’e direnç gösterdiğine dair delil elde edilemediği, ayrıca üzerlerinde sperm kalıntısı bulunmadığı vurgulanmıştır.
Ayşenur Halil’e ait Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda, maktulün kanında alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde bulunmadığı, tırnak incelemesinde kendi DNA’sı ile uyumlu profil tespit edildiği, başka kişiye ait DNA olmadığı ve ölümünün boğazlama niteliğinde yaralanmaya bağlı büyük damar kesilerinden gelişen dış kanama sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir. İkbal Uzuner’e ait ATK raporunda ise, kanında alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde bulunmadığı, tırnaklarında şüpheli Çelik’e ait örneklere rastlanmadığı ve ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu gerçekleştiği bilgisi yer almaktadır.
Şüpheli Semih Çelik’e yardım eden üçüncü kişi tespit edilemedi
Kararda, şüpheli Çelik’in cep telefonunda yapılan incelemelerde, maktul Uzuner’in olay tarihinden önce kendisini iple boğmaya çalıştığına dair görüntüleri ve vücudunun bazı bölgelerinde kesikler olan fotoğrafları Çelik’e gönderdiği belirtilmiştir. Şüphelinin ise parçalanmış kadın cesedini gösteren kara kalem çizimleri yaparak Uzuner’e gönderdiği kaydedilmiş, daha önce gönderdiği bir videoda kendisini ve Uzuner’i öldürmek istediğine dair kayıtların bulunduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, şüphelinin daha önce intihara teşebbüs ettiği de belirtilmiştir.
Olayda kullanılan bıçakları ve ipi temin etmesi, bir gün önce babasına ‘Reis seni nasıl kesmemi istersin?’ şeklindeki sözleri ve olay günü Ayşenur’u katletmeden önce annesiyle yaptığı görüntülü görüşmedeki ‘Akşama kadar yaşayacak mıyız?’ şeklindeki ifadeleri, Semih’in her iki cinayeti de tasarlayarak ve canavarca hisle işlediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, kamera görüntülerinde maktullerin rızası doğrultusunda Semih Çelik ile buluştukları, herhangi bir zorlama veya tehdit emarelerine rastlanmadığı vurgulanmıştır. Şüpheliye yardım eden üçüncü bir kişi de tespit edilememiştir.
Şüphelinin ölümü nedeniyle takipsizlik kararı verildi
Takipsizlik kararında, İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner’in ifadesine de yer verilmiştir. Hasan Uzuner, kızının aynı okulda okuduğu şüpheliyle arkadaşlık ilişkisi olduğunu, şüphelinin kızı üzerinde platonik duygular beslediğini ve buna dair çok sayıda görüntü ve video gönderdiğini belirtmiştir. Bu nedenle, kızının okulunu değiştirmek zorunda kaldığını ifade eden baba Uzuner, şüphelinin kızı tehdit etmesine rağmen salgın koşulları nedeniyle herhangi bir yere başvuru yapmadığını belirtmiştir.
Baba Uzuner, kızının 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında evden kaçıp şüphelinin yanına gittiğini, bununla ilgili kayıp başvurusunda bulunmadıklarını belirtmiştir. Kızının evden kaçması nedeniyle telefonunu elinden aldıklarını, yaklaşık altı ay sonra kızının tekrar evden kaçtığını ve yaptıkları kayıp başvurusu üzerine kızının Edirnekapı Şehitlik Köprüsü üzerinde bulunduğunu ifade etmiştir. Kızını psikoloğa götürdüklerini ve aldıkları kedinin kızının psikolojisini düzelttiğini vurgulamıştır.
Olay günü kızı aradığında bir erkeğin telefonu açarak “Merak etmeyin İkbal emin ellerde” dediğini, daha sonra başka bir erkeğin telefonu açıp “Ben surların yanında bayrağın altındayım, telefon yukarıdan önüme düştü, gel vereyim.” dediğini kaydetmiştir. Edirnekapı Surlarına doğru gittiklerinde kalabalığın surlara doğru baktıklarını, çok geçmeden kızlarının başını gördüklerini dile getirmiştir. Takipsizlik kararında, Çelik’in iki maktule karşı “tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme” suçunu işlediği tespit edilmiş olsa da, şüphelinin ölümü nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.