İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yönelik Yolsuzluk Operasyonu ve Gözaltılar

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) Yönelik Dev Yolsuzluk Soruşturması ve Operasyonlar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı yolsuzluk soruşturması kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı çeşitli birimlerde usulsüzlük ve fiili hatalar tespit edilerek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlar sonucunda, İSTAÇ, KİPTAŞ ve Yol Bakım Daire Başkanlığı gibi kurumların çeşitli kademelerinde görev yapan toplam 45 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da yakınlarının ve önemli görevlilerin bulunduğu çeşitli isimler yer aldı.

İddialara göre, şüpheliler hakkında, “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı kullanmak” ve “ihaleye fesat karıştırmak” gibi ciddi suçlamalar bulunuyor. Soruşturma kapsamında, usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların detaylı incelemeleri devam ederken, operasyonların İstanbul’un çeşitli noktalarında eş zamanlı gerçekleştirildiği bildirildi.

Operasyonlar sırasında, şüphelilerin Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlandıktan sonra, Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolleri yapıldı ve ardından adliyeye sevk edildiler. Gözaltına alınan 45 zanlının ifadelerinin alınması için, 14 savcı görevlendirildi. Bu arada, suç örgütü liderliği ve diğer suçlamalar kapsamında, birçok önemli ismin de ifadeleri alınmaya başlandı; bunlar arasında KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, İBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanı Seyfullah Demirel, İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun koruma müdürü Mustafa Akın gibi isimler yer alıyor.

İmamoğlu’nun Cep Telefonlarına ve İlgili Kişilerle Yapılan Görüşmelere Yönelik Detaylar

Operasyonlar sırasında, özellikle Ekrem İmamoğlu’na ait olduğu tespit edilen ve el konulan cep telefonları ile ilgili detaylar dikkat çekiyor. İmamoğlu’nun el konulan telefonunun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı’nın evinden çıkarıldığı ortaya çıktı. Ayrıca, telefonların içeriğinde, İmamoğlu ve beraberindeki küçük kız çocuğuna ait fotoğraflar da bulundu.

İlgili telefonların ve diğer cihazların incelenmesi sırasında, şüphelilerden Kadriye Kasapoğlu’nun ifadelerinde, telefonların kullanım süresi ve sahte numaralarla yapılan görüşmeler hakkında detaylar yer aldı. Kasapoğlu, telefonların uzun süredir kullanıldığını, şifresinin bilinmediğini ve genellikle otomatik olarak kullanıldığını ifade etti. Ayrıca, telefonların İBB Başkanına ait olup olmadığını bilmediğini ve kendisinin bu cihazlarda herhangi bir yetkisinin bulunmadığını belirtti.

Koruma Müdürü Mustafa Akın’ın Soruşturmadaki Rolü ve Kamera Kayıtları

İmamoğlu’nun koruma müdürü Mustafa Akın’ın, soruşturma kapsamında verdiği ifadede, görevleri ve sorumlulukları detaylı bir şekilde anlatılıyor. Akın, 1993 yılından beri çeşitli güvenlik görevleri üstlenmiş ve 2014 yılından itibaren İBB bünyesinde koruma görevi yapmaya devam etmektedir. Ayrıca, resmi konuttaki kamera sistemlerinin sökülmesine ilişkin sorulara, bu cihazların taşınmak ve kurumlar arası lojistik işlemler kapsamında söküldüğünü, herhangi bir suç amacı taşımadığını savundu.

Akın’a, özellikle başkanlık konutundaki kamera kayıt cihazlarını neden söktüğü ve bu cihazların neden kullanılamaz hale getirildiği sorulduğunda, bu işlemlerin tamamen standart lojistik ve taşınma prosedürleri çerçevesinde gerçekleştiği belirtildi. Akın, “Mahremiyet ve güvenlik gerekçeleriyle cihazlar söküldü ve ilgili birimlere teslim edildi” açıklamasında bulundu.

Telefon ve HTS Kayıtları Üzerinden Yapılan Detaylı İncelemeler

Polis ekipleri, özellikle, İmamoğlu’nun koruma müdürü Mustafa Akın ile çeşitli şahıslar arasında yapılan yoğun telefon görüşmelerini detaylı biçimde inceledi. Bu görüşmelerde, Akın’ın, çeşitli dönemlerde, özellikle 2019-2025 yılları arasında, çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı ve bunların toplamda binlerce kez kayıt altına alındığı tespit edildi. Özellikle, KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, İnşaat sektöründen tanınan isimler ve diğer önemli şahıslarla yapılan görüşmelerin yoğunluğu dikkat çekti.

İstihbarat ve HTS kayıtları, Akın ve diğer şüphelilerin, zaman zaman gizli ve yoğun iletişim halinde olduklarını gösteriyor. Bu görüşmelerin, genellikle görev ve organizasyon planları, güvenlik önlemleri ve operasyonlar kapsamında gerçekleştiği öne sürüldü.

Yardımcı Personel ve Diğer Şüphelilerin İfade ve İtirafları

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan, ayrıca, Yavuz Saltık isimli İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı da detaylı ifadesiyle öne çıktı. Saltık, kendisine getirilen 600 bin dolar tutarındaki paranın, herhangi bir resmi işlem veya belge ile ilişkilendirilmediğini, tamamen bir iftira olduğunu ve huzur hakkı ve maaş gibi ödemeler dışında herhangi bir maddi kazanç elde etmediğini iddia etti.

Öte yandan, Saltık, İstanbul Ulaşım Hizmetleri ve Araç Kiralama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden kendisine toplamda 1 milyon 746 bin 579 lira, Beylikdüzü Belediyesi’nden ise 195 bin 872 lira aldığını ve bunların, hukuken kendisine ödenen maaş, huzur hakkı ve promosyonlar olduğunu belirtti. Ayrıca, sosyal medya mesajları üzerinden kendisine yönelik soruşturma tehdidi ve ihbarlar almasıyla ilgili olarak, bu iletişimin tamamen arkadaş ortamında ve suç teşkil etmeyen samimi görüşmeler olduğunu kaydetti.

Soruşturmanın Güncel Durumu ve Sonuçlar

Şu anda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve ilgili adli makamlar, gözaltına alınan şüphelilerin ifadelerini detaylı şekilde almaya devam ediyor. Ayrıca, firari 4 şüphelinin yakalanması için çalışmalar sürerken, daha önce gözaltına alınan bazı isimler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında, özellikle kamu kaynaklarının ve kurumların usulsüz kullanımına ilişkin ciddi bulgulara ulaşılmış olup, adli süreç titizlikle yürütülüyor.

Bu gelişmeler, İstanbul’un kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Kamuoyunun ve ilgili kurumların dikkatle takip ettiği bu süreç, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önlenmesi adına büyük önem taşıyor.