İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünden Geleneksel Türk Lezzetlerine Modern Yorumlar

Geleneksel Türk Mutfağı, Yenilikçi Dokunuşlarla Yeniden Canlandırıldı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, mezuniyet projeleri kapsamında Türk mutfağının zengin ve köklü geleneksel ürünlerini modern teknikler ve yaratıcı sunumlarla yeniden yorumladıkları özel bir tadım etkinliği düzenledi. Bu benzersiz etkinlik, gastronomi alanındaki öğrenci başarısını ve kültürel mirasın korunmasına olan katkılarını gözler önüne serdi.

Üniversiteden yapılan açıklamada, “Gelenekten Geleceğe” temasıyla gerçekleştirilen etkinlik, santralistanbul Yerleşkesi’nde gerçekleşti ve katılımcılara Türk mutfağının eşsiz ürünlerine yeni açılımlar getiren özgün menüler sunuldu. Öğrenciler, yerel ve coğrafi işaretli ürünlere odaklanarak, her biri özenle tasarlanmış üç aşamalı tadım menüleri hazırladı ve konukların beğenisine sundu.

Geleneksel Ürünler Modern Mutfakta

Yeniden yorumlanan menülerde, Amasya elması, Manavgat altın susamı, Köyceğiz portakalı, Urla sakız enginarı, Bursa şeftalisi, İspir fasulyesi, Buldan kestanesi tarhana, nar, tahin ve sumak gibi Türk mutfağının öne çıkan geleneksel ve coğrafi işaretli ürünleri kullanıldı. Bu ürünler, öğrencilerin özgün teknikleri ve yaratıcı dokunuşlarıyla modern tabaklara dönüştü.

Gastronomi eğitimi boyunca kazanılan teknik ve teorik bilgeliğin, yaratıcılıkla harmanlandığı bu etkinlikte, hem içerik hem de sunum açısından göz alıcı tabaklar ortaya çıktı. Öğrenciler, Hint mutfağından Fransız pastacılığına, tütsülemeden fermantasyona kadar pek çok farklı mutfak tekniğini bir araya getirerek, geleneksel lezzetleri çağdaş bir bakış açısıyla yeniden şekillendirdi.

Gelecek İçin İlham Veren Menüler

İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fikret Soner, etkinlikte yaptığı değerlendirmede, bu yılki mezuniyet projelerinde öğrencilerin geleneksel ürünlere sadece malzeme olarak değil, aynı zamanda kültürel mirasın taşıyıcıları olarak yaklaştıklarını belirtti. Köklerden gelen güç ve çağdaş yaklaşımların birleşimiyle ortaya çıkan menülerin, Türk mutfağının geleceğine umut ve ilham verdiğini vurguladı.

Soner, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yerel unsurları kaybetmeden dünya mutfağıyla entegre olabilen bir mutfak vizyonunu bu projelerde yakından gözlemleme fırsatı bulduk; bu, Türk gastronomisinin potansiyelini ve küresel alanda alabileceği yeni yönleri gösteriyor.”

Bu etkinlik, geleneksel Türk mutfağına yeni bir bakış açısı kazandırırken, genç şeflerin yenilikçilik ve özgünlük alanında attıkları adımların da altını çizdi. Böylece, kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarılması ve gastronomi alanında sürdürülebilir bir gelişim sağlanması adına önemli bir örnek teşkil etti.