İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Ekrem İmamoğlu Hakkında Yürütülen Davanın Detayları
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Ekrem İmamoğlu hakkında devam eden davanın detaylarını ve gelişmelerini öğrenin. Güncel bilgiler için tıklayın.
Mahkeme İncelemesi ve Duruşma Takvimi
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi, Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı. Mahkeme, iddianamenin kabul edilmesine karar vererek duruşmanın 11 Eylül tarihinde yapılmasına hükmetti. Bu karar, davanın seyrinde önemli bir adım olarak kayıtlara geçti.
İddianamenin Oluşumu ve Temel İddialar
İddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlandı ve özellikle İmamoğlu’nun 2024 yılı Eylül ayında KKTC’de aldığı eğitim diplomasının sahte olduğu iddiasına odaklanıyor. Ayrıca, 1 Ekim 2024 tarihinde savcılığa şikayet dilekçesi sunulmasının ardından başlatılan kapsamlı soruşturma sonucunda hazırlanan belge, yükseköğretim kurumlarının ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) işlemlerindeki usulsüzlükleri gözler önüne seriyor.
Yükseköğretim Kurumu ve KKTC’deki Eğitim Kurumlarının Tanınırlığı
İddianamede, İmamoğlu’nun KKTC’deki eğitim aldığı iddia edilen University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) 1990 yılında YÖK tarafından tanınmadığı ve sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığı bilgisine yer veriliyor. YÖK’ün 1988 ve 1992 tarihli yazılarında, KKTC’de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin resmi olarak tanındığı vurgulanıyor. Buna rağmen, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz olarak artırıldığı ve özellikle bazı bölümlerde 3 kişilik kontenjanın 54 öğrenciye çıkarıldığı detayları dikkat çekiyor.
Usulsüz İşlemler ve Belge Sahteciliği
İddianamede, yükseköğretim kurumları ve öğrenci başvuruları sırasında gerçekleştirilen birçok hileli işlem ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Bu işlemler, “Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine aykırı şekilde, eşdeğer eğitim programları tanınmadan ve YÖK’ün kararları hiçe sayılarak yapıldı. Ayrıca, İmamoğlu’nun öğrenci dosyasına gerçeğe aykırı olarak Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği ve bunun bilinçli yapıldığı belirtiliyor.
İmamoğlu’nun Kayıt ve Belgelerdeki Yolsuzluklar
İstanbul Üniversitesi’nin, KKTC’deki eğitim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığını bilmesine rağmen, İmamoğlu’nun öğrenci dosyasındaki bilgilerde, gerçekte University College of Northern Cyprus’a kayıtlı olduğu halde, Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne aitmiş gibi gösterildiği tespit edildi. Bu durum, hem üniversite yetkililerinin hem de şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun, tanınırlık durumunu bilmesine rağmen, kamuoyunda farklı bir algı oluşturacak şekilde hareket ettiği ortaya kondu.
Belge Sahteciliği ve Hukuki Sonuçlar
İddianamede, İmamoğlu’nun yatay geçiş işlemleri sırasında kendisine sunulan belgelerin, yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne ait tanıtım broşürü ve transkriptlerden ibaret olduğu, bu belgelerin içeriğinde ise gerçek dışı ve sahte bilgiler bulunduğu vurgulanıyor. “İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan resmi kaydın, aslında sahte belgeyle düzenlendiği ve hukuksal açıdan geçersiz olduğu açıkça belirtiliyor.” Ayrıca, İmamoğlu’nun kamuoyuna yansıyan hayat hikayesinde, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde eğitim aldığına dair bilgiler bulunmadığı halde, çeşitli internet siteleri ve basın organlarında bu yönde beyanlar ve bilgiler yer almasının, belge sahteciliğinin ve algı yönetiminin bir sonucu olduğu ifade ediliyor.
Suçlamalar ve Cezai İşlemler
İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun “resmi belgede sahtecilik” suçuna iştirak ettiği ve hileli belgeleri yüksek lisans kaydı, askerlik hizmeti ve Yüksek Seçim Kurulu’nda kullanmak amacıyla takdim ettiği iddia ediliyor. Bu durumun zincirleme suç oluşturduğu ve 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Ayrıca, bu suçlar nedeniyle, TCK’nın 53. maddesi uyarınca, mahkûmiyet halinde belli haklardan yoksun bırakılmak ve sahte belgelerin müsaderesine karar verilmesi de öngörülüyor.
Sonuç ve Hukuki Süreç
İddianamede, tüm bu işlemler ve belgelerin sahteciliği, suç zincirinin en temel halkasını oluşturuyor. Mahkemenin önünde, İmamoğlu’nun, kamuoyunu yanıltmak ve resmi işlemlerde sahte belge kullanmak suçlarından yargılanacağı ve adil bir yargılama sonucunda karar verileceği belirtiliyor. Bu süreç, hem hukuki hem de siyasi açıdan büyük önem taşıyor ve detaylı incelemeleri beraberinde getiriyor.