İsrail Politikalarına Karşı Ortak Bölgesel Çıkarlar ve Katar- Türkiye İş Birliğinin Önemi

Doha’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Birliği Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası Hakan Fidan, İsrail’in eylemlerinin sadece Filistin’e yönelik olmadığını; bölgenin güvenliğini de tehdit ettiğini vurguladı. Katar halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Fidan, Türkiye’nin her zaman Katar’ın yanında olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Temim bin Hamad Al Sani arasındaki güçlü dostluğa atıfta bulunan Fidan, İsrail’in son saldırısını en güçlü şekilde kınadıklarını ve Katarlı yetkililerle uluslararası ve bölgesel tedbirler konusunda temaslarda bulunduklarını aktardı. Zirvede elde edilen gözlemler ışığında durumun artık sadece Filistin meselesi olmadığını, İsrail’in bölgedeki yayılmacı politikalarının net bir şekilde görüldüğünü söyledi.

Fidan, İsrail’in bu yaklaşımının Arap ve İslam dünyası için ortak bir tehdit olduğuna işaret ederek, bölge ülkelerinin bu soruna karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. İsrail’in iki temel amacı bulunduğunu belirten Fidan, toprakları genişleterek büyük İsrail’i kurma planı ile bölgedeki ülkeleri zayıf ve bölünmüş bırakma stratejisinin bu çerçevede rol aldığını ifade etti.

Suriye’ye karşı yürütülen saldırıların da yakından takip edildiğini belirten Fidan, Esed dönemiyle başlayan bu müdahalelerin bugün bazı yönlerden azalsa da devam ettiğini söyledi. Suriye’nin güneyindeki gelişmeleri tehlikeli bulduğunu söyleyen Fidan, toplumsal fay hatları üzerinden bir bölünmenin Suriye’ye ve bölgeye fayda sağlamayacağını belirtti.

ABD ile ilişkiler konusunda ise bölge ülkelerinin iyi bağlara sahip olmasına rağmen Amerikan siyasetinde İsrail konusunun nispeten ayrıcalıklı bir konum taşıdığına dikkat çekti. Bu durumun Amerika’nın bölgede elde ettiği nüfuzun bazı açılardan zayıflayabileceğini ifade eden Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki özel ilişkiye değinerek İsrail’in insanlık suçları ve yayılmacılığının küresel güvenliği tehdit ettiğini vurguladı.

Fidan, sorun yalnızca Filistin topraklarının işgali ve Gazze’daki krizden ibaret olmadığını, İsrail’in tüm bölgeye yönelik yayılmacı politikalarının esas tehdit olduğuna işaret etti. En son saldırının Katar’a yöneldiğini hatırlatarak, asıl odaklanılması gerekenin bu tehditler olduğuna dikkat çekti.

Arap ve İslam dünyasının yeni belirlenen tehdit çerçevesinde çözüm arayışlarına girmesi gerektiğini belirten Fidan, bölgesel güvenliğin daha sağlam temellere oturtulmasının zorunlu olduğuna vurgu yaptı. İsrail’in saldırgan politikalarının bölge egemenliği, güvenliği ve toprak bütünlüğüne doğrudan tehdit oluşturduğunu ifade eden Fidan, toplantılarda bu konuların kapsamlı biçimde ele alındığını ve Katar’ın arabuluculuk çabalarının değerli bulunduğunu belirtti.

Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı olduğu dönemden itibaren Katar ile yürütülen çalışmalar ve Katar Emiri Al Sani ile Katar Başbakanı Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’nin ateşkes konusundaki çabalarının takdirle karşılandığını kaydeden Fidan, Katar’ın ümmetin ve bölgenin maslahatını gözeterek arabuluculuğu sürdürme mesajı verdiğini belirtti. Ayrıca Mısır’ın da bu süreçte önemli bir rol oynadığını ifade etti.