İran’daki Güreş Takımının Yaşadığı Zorluklar ve Yaşananlar
İran’daki güreş takımının karşılaştığı zorluklar, yaşanan gelişmeler ve sporcuların hikayeleri hakkında detaylı bilgiler. Güreş tutkunları için önemli bir içerik.
İsrail – İran Çatışmaları ve Güreş Takımının Macerası
İsrail ile İran arasındaki şiddetli çatışmalar devam ederken, İran’da düzenlenen uluslararası spor müsabakasına katılan sporcular büyük bir tehlike atlatmanın eşiğinden döndü. Bu korku dolu ve zorlu süreci, A Milli Takım Güreş Antrenörü Atakan Yüksel, tv100’e detaylı şekilde anlattı.
Uzun ve Zorlu Yolculuk
“30 saatten fazla süren yolculuğumuz gerçekten de büyük bir sınavdı,” diye ifade eden Yüksel, müsabakaların son gününde Tahran’da patlamaların yaşandığını ve güvenlik endişeleri nedeniyle havalimanlarının kapandığını belirtti. “Müsabakalardan sonra, havalimanlarının kapalı olması nedeniyle Tahran’a ulaşmamız imkânsızdı. Otobüsle Şiraz’dan Tahran’a gitmek zorunda kaldık. Ancak bu yolculuk, 13-14 saatlik bir serüvendi ve sonunda Van sınır kapısına dönebildik,” dedi.
Korku ve Sığınak Arayışı
Yolculuk sırasında yaşananları anlatan Yüksel, “Büyük bir yorgunlukla İran Güreş Evi dediğimiz yere ulaştık ve kupamızı alarak ikinci olmuştuk,” şeklinde konuştu. O gece, güvenlik nedeniyle ormana sığınmak zorunda kaldıklarını ve yaşadıkları korku dolu anları şöyle anlattı: “O gece yanımızda petrol tesisleri vardı ve haberimiz yoktu. Ormanın içinde saklandık. Camlardan atlayarak kaçtık, ikinci patlamada şarapnel parçaları etrafımıza saçıldı. Aynı zamanda kaldığımız tesisin camları patladı.”
Sağ Salim Kurtulma Çabası
Güreş takımı üyeleri ve diğer yetkililer, gece boyunca devam eden tehlikelerle mücadele etti. “Güvenli bir nokta bulmak için çaba gösterdik,” diyen Yüksel, “Ormanın içindeki bir çukurda geceyi geçirdik. Ancak bu yerin açık hedef olabileceği endişesiyle, yaklaşık 500-600 metre uzaklıktaki bir barınağa sığındık. Sonrasında büyükelçiliğimiz bizi alarak Van’a, oradan da İstanbul’a ulaştırdı,” şeklinde anlatıyor.
İran’da Sorgulama ve Muameleler
Yüksel, İran’da yaşananları şu sözlerle özetliyor: “Dün akşam Tebriz’deydik ve orası yoğun şekilde bombalanıyordu. Ardından Tahran’a geçtik. Ne yazık ki, sınır kapısında bir grup tarafından çevrildik ve kimliği belirsiz kişiler tarafından durdurulduk. Yanımızda diplomat bir hanımefendi olmasına rağmen, yaklaşık 30-40 dakika boyunca çantalarımız aranıp, suçlu muamelesi gördük. Bu süreçte herhangi bir sorgu olmadan, pasaportlarımız ve eşyalarımız incelendi. Tüm bu yaşananlar gerçekten de zorluydu, ama sağ salim Türkiye’ye dönebildik,” diye ekliyor.
Savaşın İnsanlara Yansıması ve Günlük Hayat
“Savaşın soğuk yüzü, insanların yüzüne acı şekilde yansıyor,” diyen Yüksel, “Sabaha kadar diken üstünde bekleyen insanlar, kıyı köşe yerlerde sabahlamaya çalışıyor. Tahran’da inanılmaz bir trafik vardı ve biz de bu yoğun trafiğin ortasında bulunuyorduk,” şeklinde anlatıyor. Ayrıca, ormanda karşılaştıkları Afgan çocuk ve İranlı gruplar hakkında da bilgiler veriyor:
- “Ormanda bir Afgan çocuk vardı ve biraz Türkçe biliyordu. Ona ‘Gel bizim yanımıza’ dedim, o ise ‘Sizi bırakmayacağım’ dedi. Bu çocuk bizim için büyük bir moral kaynağıydı,”
- “İranlı kalabalık gruplar ve diğer kişiler, bizim gözetimimiz altında değildi. Bu nedenle, olası casusluk endişeleri nedeniyle endişeliydik,”
Sonuç ve Dilekler
Güneydoğu sınırlarında yaşananlar, bölgenin ne kadar hassas ve tehlikeli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Güreş takımı üyeleri ve beraberindekiler, yaşadıkları korku ve zorluklara rağmen, sağ salim Türkiye’ye dönebildikleri için şükrediyorlar ve tüm bu olayların bir daha yaşanmaması temennisinde bulunuyorlar.