İmamoğlu ve Ongun’un Tutukluluğu Devam Ediyor: Mahkeme Tahliye Taleplerini Reddetti
İmamoğlu ve Ongun’un tutukluluğu devam ediyor. Mahkeme, tahliye taleplerini reddetti. Detaylar için haberimizi okuyun.
İmamoğlu ve Ongun’un tutukluluğu sürecinde yeni gelişmeler
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye basın danışmanı Murat Ongun, hakkında başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklama kararıyla karşılaştı. Mahkeme, her iki ismin de tutukluluk hâlinin devamına karar vererek, tahliye taleplerini reddetti. Bu karar, siyasi ve hukuki açıdan büyük yankı uyandırdı. İmamoğlu’nun 31 yıl önce aldığı üniversite diplomasının 18 Mart 2025 tarihinde iptal edilmesi olayını takiben, 19 Mart sabahı başlayan gözaltı ve tutuklama süreci Türkiye’nin gündemine oturdu. Bu gelişmeler, kamuoyunda geniş tartışmalara ve çeşitli tepkilere neden oldu.
Diploma krizi ve tutuklama süreci
İmamoğlu’nun yaklaşık üç yıl önce aldığı üniversite diploması, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından 18 Mart 2025 tarihinde sahte veya usulsüz olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Bu kararın ardından, 19 Mart sabahı İBB Başkanı ve bazı CHP’li belediye başkanları ile birlikte, çeşitli İBB yöneticileri gözaltına alındı. Gözaltı ve sorgu süreçlerinin ardından, mahkeme tarafından tutuklanan İmamoğlu ve Ongun, kamuoyunda büyük bir tartışma konusu oldu. Bu gelişmeler, siyasi çevrelerde ülkedeki demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün zedelendiği endişelerini artırdı.
Mahkemeden tahliye talebine olumsuz cevap
İmamoğlu ve Ongun, avukatları aracılığıyla tutukluluklarının sona erdirilmesi amacıyla tahliye talebinde bulundu. Ancak mahkeme, bu talepleri, “kaçma şüphesi ve delillerin karartılması ihtimali” gibi gerekçelerle reddetti. Mahkeme kararında, soruşturmanın devam ettiğine ve sanıkların tutukluluk hâlinin devam etmesinin hukuki gereklilik olduğunu belirtti. Bu karar, siyasi çevrelerde büyük tepkiyle karşılandı ve tutukluluğun devamına hükmetti.
Siyasi tepkiler ve CHP’nin açıklamaları
CHP ve çeşitli muhalefet partileri, mahkemenin kararını sert şekilde eleştirdi. Parti yetkilileri, bu durumu “hukuki değil, siyasi bir operasyon” olarak nitelendirerek, iktidarın yaklaşan seçimler öncesinde muhalefeti zayıflatmaya çalıştığını öne sürdü. CHP lideri ve üst düzey yöneticiler, yargı kararlarını “hukukun araçsallaştırılması” olarak değerlendirdi. Bu gelişmeler, ülkedeki siyasi tansiyonu yükseltti ve muhalefet ile iktidar arasında yeni bir gerilime yol açtı.
Sosyal ve siyasi yansımalar
Bu olay, sadece hukuki değil, aynı zamanda ciddi bir siyasi kriz olarak da yorumlandı. CHP tabanı ve destekçileri, sosyal medya ve meydanlarda tepkilerini dile getirmeye başladı. Muhalefet partileri, “demokrasi ve hukuk devleti” ilkeleri çerçevesinde iktidarı eleştiriyor. Ayrıca, bu tutuklamaların, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesinin önüne geçmek amacıyla yapıldığı iddiaları da güçleniyor. Kamuoyunda, olayların arka planında yeni bir siyasi hamle olduğu görüşleri yaygınlaşıyor.
İmamoğlu’nun diploması ve olayların başlangıcı
İşte bu olayların başlangıcı, İmamoğlu’nun 1994 yılında aldığı üniversite diplomasının YÖK tarafından iptal edilmesi oldu. Söz konusu karar, diplomanın sahte veya usulsüz verildiği iddialarını beraberinde getirdi ve geniş çapta gündeme oturdu. Bu karar, kamuoyunda büyük şaşkınlık ve tartışma yaratırken, olayların hukuki ve siyasi boyutları hızla gelişti.
Gelecekteki gelişmeler ve tutukluluk süresi
Mahkemenin tahliye taleplerini reddetmesiyle birlikte, gözler şimdi soruşturmaların ilerleyişine çevrildi. İmamoğlu ve Ongun’un ne kadar süre daha cezaevinde kalacağı, savcılık ve yargı süreçlerinin hızına bağlı olacak. Avukatlar, üst mahkemelere, özellikle Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma planlarını açıkladı. Bu süreçte, her iki ismin de hukuki haklarını kullanmaya devam edeceği öngörülüyor.
İmamoğlu’nun duruşu ve kamuoyuna yansıması
İmamoğlu, tutukluluk sürecinde herhangi bir kamuoyu açıklaması yapmadı. Sadece avukatları aracılığıyla, hukuki sürece güvendiklerini ve gerekli tüm itirazları yaptıklarını belirtti. Murat Ongun ise, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda, tutuklamalara karşı destek mesajlarına teşekkür etti ve sürecin hukuki çerçevede ilerlediğine inandığını dile getirdi. Bu sessizlik ve açıklamalar, kamuoyunda çeşitli yorumlara yol açtı.