İklim Değişikliğinin Yeşil Deniz Kaplumbağaları Üzerindeki Etkileri ve Koruma Çalışmaları
İklim değişikliğinin yeşil deniz kaplumbağaları üzerindeki etkilerini ve koruma çalışmaları hakkında detaylı bilgiler. Sürdürülebilirlik ve habitat koruma ön planda.
Yeşil Deniz Kaplumbağalarının Yuvalama Alanları Tehdit Altında
Bilim insanlarının yaptığı son araştırmalar, iklim krizi nedeniyle deniz seviyelerindeki olası yükselmelerin, özellikle yeşil deniz kaplumbağalarının (Chelonia mydas) önemli yuvalama alanlarını ciddi şekilde etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Her yıl 23 Mayıs’ta kutlanan Dünya Kaplumbağa Günü, kaplumbağaların korunmasına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak amacıyla düzenleniyor.
Yeşil Deniz Kaplumbağaları ve Kıtalararası Durum
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’ne göre, dünya genelinde yeşil deniz kaplumbağalarının (Chelonia mydas) popülasyonu ‘tehdit altında’ (EN) olarak sınıflandırılıyor. Akdeniz bölgesinde ise popülasyonun durumu ‘tehdide yakın’ (NT) seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında, özellikle Hatay’ın Samandağ Sahili’nde bulunan ve türün en önemli yuvalama alanlarından biri olan bölgede ise iklim değişiklikleri nedeniyle deniz seviyesi yükselmesi büyük bir risk oluşturuyor.
Deniz Seviyesinin Yüksekliği ve Senaryolar
Yükseköğrenim kurumlarından uzmanların öncülüğünde yürütülen araştırmalar, 2100 yılına kadar deniz seviyesinin farklı olasılıklarla nasıl yükselebileceğine dair üç farklı senaryoyu detaylandırıyor. Bu senaryolar, deniz seviyesinin sırasıyla 0,48 metre, 0,63 metre ve 1,2 metre yükseleceği varsayımlarıyla hazırlandı. Samandağ sahilindeki 3 bin 479 doğal yuva verisi kullanılarak yapılan analizlerde, deniz seviyesinin bu üç farklı yükseklikte artması halinde, toplam yuvalama alanlarının sırasıyla %9,7, %13,1 ve %31,8 oranında azalacağı öngörülüyor.
Yuvalama Alanlarında Kayıplar ve Ekolojik Riskler
Bu kayıplar, kıyı habitatlarında ciddi daralmalara ve yuvalama yoğunluğunun artmasıyla oluşabilecek yeni ekolojik risklere işaret ediyor. Özellikle düşük kıyı yüksekliğine sahip Çevlik alt bölgesinde, yaklaşık %45’e varan habitat kayıpları gözlemleniyor. Bu alanlarda, denizle kara arasındaki eğimin düşük olması nedeniyle, yuvaların taşkın ve erozyona açık hale geldiği belirtiliyor.
Kaplumbağaların Yuvalama İhtiyacı ve Habitat Kaybı
Prof. Dr. Sönmez, Samandağ kıyısının yaklaşık 14 kilometrelik genişliğiyle, yeşil deniz kaplumbağaları için oldukça önemli bir yuvalama alanı olduğunu vurguluyor. Uzun yıllardır izlenen bu türün yaşam alanlarının, 2100 yılına kadar deniz seviyesindeki yükselmeler ışığında nasıl değişeceğine dair çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar, habitat kayıplarını detaylı biçimde göstermek ve koruma stratejileri geliştirmek amacıyla gerçekleştiriliyor.
Kumsalın Üç Boyutlu Modeli ve Çalışma Teknikleri
Sönmez, çalışmaların temel hedefinin, gelecek nesiller için etkin koruma planları oluşturmak olduğunu belirtiyor. Bu doğrultuda, yuvalama alanlarının hangi bölgelerde yoğunlaştığını ve hangi alanların korunabildiğini tespit etmek amacıyla detaylı analizler yapıldığını söylüyor. Çalışmalar kapsamında, 1100 metre yüksekliğinde uçan drone ile yüksek çözünürlüklü fotoğraflar alınarak, kumsalın üç boyutlu yapısı ortaya çıkarıldı. Bu sayede, alanın yükselti ve eğim özellikleri detaylı şekilde haritalandı.
Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Kıyı Ekosistemleri
Sönmez, ortaya konan modelleme sonuçlarının, deniz çizgisi ve kıyı yapısındaki kayıpları net şekilde gösterdiğini ifade ediyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin sadece deniz seviyesinin yükselmesine değil, aynı zamanda şiddetli fırtınalar, kıyı erozyonu ve kumul alanlarının tuzlanması gibi diğer olumsuz etkilerine de yol açacağını ekliyor. Bu faktörler göz önüne alındığında, en olumsuz senaryoda, deniz seviyesinin %31,8’lik artışında, toplam kaybın %50’yi bulabileceği tahmin ediliyor.
Habitat Kaybı ve Türlerin Hayatta Kalma Mücadelesi
Deniz kaplumbağalarında iklim değişikliğinin en büyük iki riskinden biri, sıcaklığa bağlı cinsiyet değişimi ve habitat kaybıdır. Deniz seviyesinin yükselmesi, özellikle yuvalama alanlarının yok olmasına neden olup, kumsalların yokluğu halinde kaplumbağaların yuva yapacak alanı kalmayacaktır. Prof. Sönmez, kaplumbağaların çoğunlukla akarsu ağızları ve kumsallarda belirli kısımlarda yuva yaptığını belirterek, yükselme sonrası geriye kalan alanların yetersiz kalabileceğine dikkat çekiyor.
Alan Daralması ve Ekolojik Riskler
Sönmez, toplam yuva alanlarının daralmasının, bölgedeki yoğunluğu artıracağını ve çeşitli sorunların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. Özellikle, Asi Nehri’nin denize döküldüğü bölgedeki toplam 6 kilometrelik kıyı şeridinin, yuvaların %80’ini barındırması nedeniyle, yüzde 30 oranında yaşanacak kayıpta, kalan alanlarda daha fazla kaplumbağa yuva yapmaya çalışacak. Bu da, yuvaların birbirine zarar vermesi, mikroorganizmaların artması ve predatörlerin bölgeye çekilmesi gibi ek sorunları beraberinde getirecek.
Koruma ve Kıyı Yönetimi İçin Öneriler
Sönmez, deniz seviyesinin yükselmesine bağlı olarak, bölgesel farklı sonuçların ortaya çıkacağını ve bunun bölgelerin eğimi ile yakından ilişkili olduğunu belirtiyor. Kıyı ekosistemini korumanın temel ilkelerinden biri olarak, kıyı arkasındaki yapılaşmaların ve bitki örtüsünün korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Kum ve bitki örtüsünün doğal dengesini korumanın, erozyonun önüne geçmek ve ekosistemi sağlıklı tutmak için önemli olduğunu belirtiyor. Ayrıca, kıyı alanlarının detaylı haritalanması ve olası senaryoların sürekli güncellenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Gelecek İçin Yeni Çalışmalar ve Beklentiler
Sönmez, Doğu Akdeniz bölgesinde deniz seviyesi yükselmesiyle ilgili yeni projeler başlatmayı planladıklarını ifade ediyor. Bu çalışmalar, bölgenin iklim ve deniz seviyeleri senaryolarını daha iyi anlamak ve koruma stratejileri geliştirmek adına büyük önem taşıyor. Tüm bu çalışmalar, bölgesel ekosistemlerin sürdürülebilirliği ve gelecek nesillerin yaşam alanlarının korunması açısından büyük bir adım olmayı hedefliyor.