İklim Değişikliği ve Arı Ölümlerine Yönelik Endişeler
İklim değişikliği ve arı ölümleri arasındaki bağlantı, ekosistemler ve sürdürülebilirlik açısından büyük endişeler yaratıyor. Detaylar için okuyun.
Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aslı Özkırım’dan Çarpıcı Uyarılar
Türkiye’nin önde gelen arıcılık uzmanlarından Prof. Dr. Aslı Özkırım, iklim değişikliğinin ülke genelinde arı ölümlerini hızlandırdığını ve bu durumun tarım sektörünü ciddi anlamda tehdit ettiğini dile getirdi. Özkırım, yaptığı açıklamada, bu yıl yaşanan arı kayıplarının beklenmedik ve olağanüstü seviyede olduğunu belirterek, mevcut araştırma ve gözlemlerin, Türkiye’deki arı varlığının %50’den fazlasının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı. Bu durumun yalnızca bal üretimi değil, aynı zamanda sebze, meyve ve hayvancılık gibi pek çok sektörü de ciddi anlamda etkileyeceğine dikkat çekti.
Arıların Gafil Avlanması ve Doğal Dengesizlik
“Bu yıl, arıların doğal yaşam alanlarındaki ani hava değişimleri ve mevsimsel dengesizlikler nedeniyle büyük kayıplar yaşandı”, diyen Özkırım, özellikle ilkbaharda yaşanan ani hava dalgalanmalarının, arıların doğaya erken çıkmasına ve ardından gelen don, dolu, sağanak yağmur gibi olumsuz hava olaylarının büyük felaketlere yol açtığını belirtti. Arıcıların ve doğanın, bu ani gelişmeler karşısında hazırlıksız yakalandığını ve arıların bu durumlarda gafil avlandığını ifade etti. “Bu yıl, özellikle arı ölümlerinde gözle görülür bir artış var. Arıcılar kendini suçlamasın, doğa bu şekilde hızlı ve sert değişiklikler gösterdi” diyerek, iklim değişikliğinin arılar üzerindeki olumsuz etkisini vurguladı.
Arılar Soğuğa Değil, Ani Değişimlere Dayanamıyor
Prof. Dr. Özkırım, arıların evrimsel süreçte yaklaşık 100 milyon yıldır var olduğunu ve buz devri gibi büyük iklim olaylarını dahi atlatabildiğine değindi. “Arılar soğuğa karşı dayanıklıdır, sorun ani ve beklenmedik ısı ve hava değişiklikleridir”, diyen uzman, iklim değişikliğinin bu ani dalgalanmaları artırdığını ve bunun da arı ölümlerini tetiklediğini belirtti. “Keşke iklim sürekli sıcak ya da soğuk olsaydı, böyle ani değişiklikler yaşanmasaydı”, ifadeleriyle doğanın dengesine dikkat çekti.
İnsan Faaliyetleri ve Doğal Dengenin Bozulması
Arıların doğal olarak iklim değişikliklerine uyum sağlayabildiğine vurgu yapan Özkırım, ancak insanların tarım ilaçları, pestisitler, çevre kirliliği ve yanlış arıcılık uygulamaları gibi faktörlerle bu doğal dengeyi bozduğunu belirtti. “Eğer biz olmasak, zayıf olanlar ölür, güçlüler ve uyum sağlayanlar hayatta kalırdı” diyerek, insan faaliyetlerinin ekosistemdeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Arıların Ekosistemdeki Merkezi Rolü ve Çevresel Tehditler
Özkırım, arıların yalnızca bal üretimiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda tüm ekosistemin temel taşı olduğunu vurguladı. “Arıların yokluğu, sadece bal değil, aynı zamanda meyve ve sebze gibi birçok tarım ürününün de tükenmesine neden olur”. Ayrıca, mera alanlarındaki bitki örtüsünün azalmasıyla birlikte, inek, koyun gibi hayvanların beslenme kaynaklarının kaybolacağını ve bunun da et ve süt üretimini doğrudan etkileyeceğini belirtti.
Ekonomik ve Sosyal Yansımalar
Arıların yaşadığı bu felaketin ekonomik sonuçlarına da değinen Özkırım, bu yıl bal ve diğer arı ürünlerinin hem azalacağını hem de daha pahalı hale geleceğini öngördü. “Amacımız, arıların sağlığını ve varlığını korumaktır. Çünkü arılar, ekosistemin ve tarımın can damarıdır.”