İhale Süreçlerinde Usulsüzlük İddiaları
İhale süreçlerinde usulsüzlük iddialarını derinlemesine inceliyoruz. Bu yazıda, yasal çerçeve ve olası sonuçlar ele alınıyor.
İhale Süreçlerine Dair İddialar
Tanık S.N., ifadelerinde, ihaleleri düzenleyen ana kişinin şüpheli Murat Ongun olduğunu belirterek, “Murat Ongun, ihalelerin kime verileceğine karar verdikten sonra, Serdal Taşkın (Kültür AŞ’nin o dönem genel müdürü) ve Kaan Sürmegöz, bu ihaleleri organize ederlerdi. O dönemdeki genel müdür yardımcısı Doğan Hamit Doğruer ise yan teklif verecek firmaları belirleyip, bu firmalarla iletişime geçerek teklif bedellerini onlara bildirirdi” şeklinde konuştu.
S.N., genellikle Hüseyin Koksal, Murat Kapki, Eyüp Subaşı ve Murat İlbak’ın sahibi veya yetkilisi olduğu firmaların ihaleleri aldığını öne sürerek, “Büyük ekran dijital reklam panosu işinin, Subaşı’lara ait Panofect şirketinden alınarak, Murat Ongun’un sahibi olduğu Reklam İstanbul şirketine devredildiği, oradan da İlbak’lara kullandırıldığını biliyorum” dedi.
S.N., Subaşı’ların, bu işi İlbak’lara devretmeleri karşılığında, metrodaki reklam alanlarına ilişkin 2025 yılında sona erecek sözleşmenin 2028’e uzatılarak verildiğini iddia etti. Bu süreçteki pazarlıkları bizzat Kaan Sürmegöz ve Doğan Hamit Doğruer’in yaptığını ileri süren S.N., bir keresinde şartnamede bulunmamasına rağmen Kültür AŞ’ye araç verilmesi konusunda yapılan pazarlığa tanık olduğunu, Serdal Taşkın’ın makam aracını Urban Medya isimli şirketten temin ettiğini söyledi.
S.N., “Bu ihalelerden sonra, ihaleyi alan firmaların şartnameye aykırı olarak reklam mecralarını artırarak daha fazla gelir sağladıklarını ve bu değişiklikleri Kültür AŞ’nin ilgili birimine bildirmediklerine dair bilgim var. Ayrıca, bu reklam ihalelerinde belediyeye ayrılan yüzde 10’luk bir pay mevcut. Normalde bu pay ihale konusu yapılamaz; belediyenin kendi duyurularıyla ilgili olarak kullanılması gerekir. Ancak, bu yüzde 10’luk kısım da bahsettiğim şahıslara ait şirketlere ihale konusu yapılmaksızın kullandırılmıştır” dedi.
S.N., bahsedilen yasa dışı işlemlerden sonra, ilgili firmalar tarafından tahsil edilen paranın belediye yetkilileriyle paylaşıldığını bizzat görmediğini ancak bu konuda belediye yetkilileriyle yüzde 50 gibi bir oranla paylaşım yapıldığına dair duyumlar aldığını ifade etti. Ayrıca, bir dönem belediye yetkililerinin bu paraları altına çevirip sakladığına dair de bilgi sahibi olduğunu ekledi.
İhalelerdeki Usulsüzlükler
İfadesinde, Kültür AŞ’de görev yaptığı özellikle 2019 seçimlerinden sonraki dönemde, reklam alanlarına ilişkin 6 büyük ihale düzenlendiğini belirten S.N., bu ihalelerin mülkiye müfettişi soruşturmasına da konu olduğunu söyledi. İhalelerdeki usulsüzlükleri anlatan S.N., İBB mülkiyeti ve tasarrufundaki alanlarda 2000 raket tipi reklam uygulaması ile 400 megalight tipi reklam uygulamasının 10 yıl süreyle işletmeye verilmesi işinin üç parçaya ayrılarak, Panoffect Medya AŞ, BVA Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri AŞ ile Urban Media AŞ’ye verildiğini belirtti.
Bu firmaların direkt olarak Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’dan geldiğini öne süren S.N., bu nedenle ihalelerde herhangi bir yeterlilik şartı aranmadan ilerlediğini savundu. “Bahsettiğim ana ihalelerin kaç parçaya ayrılacağı ve bu üç firmanın hangi ihaleye davet edileceği, genel müdür Serdal Taşkın ve genel müdür yardımcısı Doğan Hamit Doğruer tarafından benimle paylaşıldı. Davet edilecek firmalara, hali hazırda çalışmakta olduğumuz firmalardan birkaç firma eklenmesi talimatı yine bu şahıslar tarafından tarafıma bildirildi” dedi.
S.N., “Yapılan ihaleler, kimin hangi teklifi vereceğinin önceden belirlendiği ihalelerdir. Hangi firmanın hangi ihaleyi alacağı, Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun tarafından tayin edilir ve buna paralel olarak teklif bedelleri de Serdal Taşkın tarafından belirlenirdi” ifadelerini kullandı. Bu üç firmanın Ekrem İmamoğlu tarafından onaylı olduğunu savunan S.N., “Bu ihale süreçlerinde bir defasında firmalarla ihale rakamı üzerinde pazarlık yapıldığına bizzat tanık oldum. Konu çözülemeyince de Serdal Taşkın, ‘Konuyu Başkanla görüşmem lazım’ deyip acilen çıkıp Saraçhane’ye gitti, bir süre sonra da pazarlık konusu çözüldü” dedi.
S.N., diğer bir pazarlık konusunun ise verilen ihaleler kapsamında firmalardan yakıt ve tüm giderleri kendilerine ait olmak üzere araç temin edilmesi olduğunu öne sürdü. Normalde ana şartnamede olmamasına rağmen alt şartnamelere araç şartı konularak firmalara zorla kabul ettirildiğini belirten S.N., “Bu araçlar, reklam alanlarının takip ve kontrolü için değil, makam aracı olarak kullanılmıştır. Hatta araçlardan biri Urban Media AŞ’den son model ful donanımlı Passat olarak temin edilmiş ve uzun süre makam aracı olarak kullanılmıştır. Firmalar bu araç maliyetlerini de ihale bedelinden düşmüşlerdir” dedi.
S.N., İBB’den alt firma BVA Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş’ye verilen diğer bir ihalenin, İBB yönetimi ve tasarrufu altında bulunan 100 üst geçitteki reklam alanlarının 3 yıl süreyle işletmeye verilmesi işi olduğunu da ekledi. Bu ihalede aynı usul ve yöntemlerin uygulandığını söyleyen S.N., özellikle bu üst geçitlerde teknik şartnamede yazılı ölçüler dışında daha büyük reklam panoları yapıldığını, Kültür AŞ’nin ilgili teknik birimi tarafından bu duruma itiraz edilse de ana ihale kapsamında sorumlu olan Reklam Müdürlüğünün bu konuda harekete geçmeyerek konuyu kapattığını iddia etti.
S.N., İBB tasarrufu altında bulunan açık ve kapalı otopark alanlarındaki 267 raket tipi, 74 Megalight tipi, 375 billboard tipi reklam uygulamasının 10 yıl süreyle işletmeye verilmesi işinin de yine aynı usullerle ikiye bölünerek, araç şartı eklenip BVA Reklam ve Danışmanlık Hizmetleri AŞ ile Urban Media AŞ’ye verildiğini ifade etti. Led ekran ihalesinin de İBB tarafından yapılan büyük ihalenin içine sonradan dahil edildiğini belirten S.N., “Çünkü bu ekranlar daha ihale yapılmadan, izinsiz ve hukuki altyapısı henüz mevcut olmadan Panoffect Medya AŞ’ye kurdurulmaya başlanmıştır” dedi.
S.N., bu devasa led reklam panolarının birçoğunun İstanbul’un çeşitli noktalarına kurulduğunu ve kurulumu önceden Panoffect Medya AŞ’ye yaptırıldığı için ihalesinin de mecburen bu firmaya verilmek zorunda kaldığını öne sürdü. Ayrıca, bu ihale sözleşmesinin Panoffect Medya AŞ’den bir dayatma sonucu Murat Ongun’a ait olduğu iddia edilen Reklam İstanbul AŞ’ye, 15 Aralık 2021 tarihinde, 3 Ocak 2022’den itibaren geçerli sayılmak üzere devredildiğini ileri sürdü.
S.N., usulsüzlüğüne tanık olduğu bir diğer ihalenin ise İBB’den alınan billboard ihalesi olduğunu belirtti. Kültür AŞ’nin, 2021 yılı ortalarında İBB’den yaklaşık 400 milyon lira bedelle devraldığı 3 bin adet billboard ve 85 adet megalight reklam ünitesinin 10 yıl süreyle işletilmesi işinin, 21 Aralık 2021’de 420 milyon lira bedelle Kent Vizyon adlı firmaya verildiğini kaydederek, bu firmanın da İlbak Holding’e ait olduğunu belirtti.
S.N., reklam ünitelerinin kurulacağı lokasyon listesinin, ihalenin en önemli dokümanı olduğunu ifade ederek, “Alt ihalede de aynı lokasyon listesinin kullanılması yasal bir zorunluluktur. Çünkü reklam ünitelerinin kurulacağı noktaya göre işletmeci firmanın geliri artmakta ya da azalmaktadır. Örneğin, Küçükçekmece’de kurulan bir üniteyle Beşiktaş’ta kurulan bir ünite, firma tarafından reklam ajanslarına satış fiyatı açısından farklılık göstermektedir. Ancak Küçükçekmece’de görünen pano gerçekte Beşiktaş’tadır” dedi.
Tanık S.N., diğer bir usulsüzlüğün de billboard ve giantboard farkı üzerinden yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: “Giantboard, billboardın 4 katı büyüklüğünde olup, kazanç olarak billboarda göre en az 6 kat fazla gelir getirmektedir. Ancak ne yazık ki İBB ve Kültür AŞ’nin yaptığı ihalede billboard olarak yer alan pano, sahada giantboard olarak kullanılmaktadır. Bildiğim kadarıyla bu büyük usulsüzlük ve yolsuzluk, mülkiye müfettişi tarafından da açıkça tespit edilmiştir. Buradaki usulsüzlük, Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’un bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir.”