İbrahim Nasrallah: Edebiyat ve Şiirin Gücüyle Filistin’in Hikayesini Anlatmak
İbrahim Nasrallah’ın edebiyat ve şiirle Filistin’in hikayesini güçlü ve etkileyici şekilde anlatan derinlemesine bir içerik.
Filistinli Şair ve Yazar İbrahim Nasrallah’ın Mesajı: Gelecek Nesillere Eser Bırakmak
Filistinli şair ve yazar İbrahim Nasrallah, bağımsızlık mücadelesine ışık tutmayı ve bu mücadelenin dünyaya anlatılmasında edebiyatın ve şiirin oynadığı hayati role vurgu yaparak, “Gelecek nesillere yazmadığınız, bırakmadığınız hikayeler, unutuluverecek ve sizin mülkünüz olmayacaktır” sözleriyle dikkat çekti. Sakarya’da düzenlenen ve uluslararası katılımla gerçekleşen “24. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları” etkinliğinde, Arap dünyasının önde gelen şairleri ve yazarlarından Nasrallah, edebiyatın insanlar üzerinde derin ve kalıcı etkiler bıraktığını ifade etti.
Nasrallah, edebiyatçıların ve şairlerin metin ve sözleri aracılığıyla insanlara ulaşmayı amaçladığını belirterek, “Ancak en büyük sorunlardan biri, savaşları arzulayan zalim yöneticilerin şiir ve edebiyatla ilgilenmemesi. Oysa şiir, edebiyat ve sanat, insanları daha ince, merhametli ve duyarlı yapmada en güçlü araçlardır.” şeklinde konuştu.
Filistin Direnişinde Şiirin Rolü ve Edebiyatın Gücü
İbrahim Nasrallah, edebiyat ve şiirin Filistin halkının özgürlük mücadelesinde “yol arkadaşları” olduğunu vurgulayarak, bu sanat dallarının tüm zorlu zamanlarda hakikatin sesi olduğunu kaydetti. İngiliz manda yönetimi dönemlerinden başlayarak, İsrail’in kuruluş yıllarında ve 1960’larda gelişen direniş edebiyatının kökleri, 1948 öncesi İngiliz işgaliyle atılır. Gassan Fayiz Kenefani ve Mahmud Derviş gibi önemli isimler, direniş edebiyatının temel taşlarını oluşturmuş ve Arap edebiyatının önemli bir parçası haline gelmiştir.
Nasrallah, toplumların ve medeniyetlerin devamı için sanatın vazgeçilmez olduğunu belirterek, “Toplumlar, Allah’ın bahşettiği güzellikleri yansıtan yazarlar ve sanatçılar sayesinde ayakta durur. Bir toplumun şairleri ve yazarları yoksa, o toplumun devam etmesi de mümkün değildir.” diye ekledi. Ayrıca, Filistin’deki işgale rağmen edebiyat, sanat ve şiirin canlı kalmasının, halkın Allah’ın kendilerine bahşettiği güzellikleri dünyaya gösterdiğinin ve uluslararası sanat ve edebiyata önemli katkılar sağladığının altını çizdi. “Şiir, Filistin’in varoluşunun en belirgin simgesidir.”
Toplumlar Arası İletişim ve Edebiyatın Önemi
Nasrallah, toplumların mesajlarını edebiyat, sanat ve şiir aracılığıyla diğer toplumlara ilettiğini ve bu araçların, özellikle anlaşmazlıkların ve yanlış anlamaların giderilmesinde kritik bir rol oynadığını ifade etti. Doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar toplumların yaşam tarzlarını, kültürlerini ve duygularını edebiyat ve sanat vasıtasıyla öğrendiğimizi belirtti.
50 yıl boyunca dünya genelinde edebiyat ve sanatın insanlara ulaşmadaki gücünü deneyimlediğini ve bu sayede olumlu tepkiler aldığını dile getirdi.
İslam ve Arap Dünyasının Filistin Konusundaki Duruşu
İbrahim Nasrallah, Gazze’deki son gelişmelere ilişkin, “İslam ve Arap dünyası, Filistin’de yaşananlarda yeterince olumlu imtihan veremedi” diyerek, gayrimüslimlerin ise daha fazla duyarlılık gösterdiğini vurguladı. Bu durumu, tutumların vicdan meselesi olduğunu ve insanların vicdanıyla hareket ettiğini ekledi. “Bugün, ‘gayrimüslimler’ olarak adlandırdığımız insanlar, vicdan temelinde çok daha duyarlı davranışlar sergilemektedir” ifadeleriyle, Filistin’in insanlık vicdanında özel bir yer tuttuğunu belirtti.
Gençler, Kadınlar ve Şairlerin Görevleri
Nasrallah, özellikle gençlerin, kadınların ve şairlerin Filistin konusunda önemli sorumluluklar taşıdığını vurgulayarak, “Yazmak ve çizmek bizim en büyük görevimizdir” dedi. Edebiyat, sanat, şiir ve romanlar, kameraların göremediği detayları yansıtarak, insanların iç dünyalarını, hayallerini ve düşlerini aktarır. Bu nedenle, anlatmadığımız ve bırakmadığımız hikayeler, zamanla unutulur ve bizim mülkümüz olmaktan çıkar” diye uyardı.
Son olarak, Nasrallah, yakın zamanda Türkçeye çevrilen ve yakında yayımlanacak olan ‘Gazze Düğünleri’ romanından bahsederek, “Bu eser, anlatmadığımız hikayeleri ve Filistin halkının yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Ayrıca, Arapça 18. baskısını yapan, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca ve Türkçeye çevrilen ‘Gazzeli Meryem’ kitabım, Filistin’in acı ve umut dolu yaşamını, düşlerini ve hayallerini anlatıyor” dedi.
Nasrallah’ın eserleri, uluslararası alanda birçok ödüle layık görülmüş olup, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesince düzenlenen İstanbul Edebiyat Festivali’nde “Roman Büyük Ödülü” kazanmıştır. Ayrıca, Kahramanmaraş 5. Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri’nde ve Oklahoma Üniversitesi ile World of Literature dergisi tarafından verilen “Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü”ne aday gösterilmiştir.
Prof. Dr. Cengiz Tomar, Nasrallah’ın şiir tercümesinin duyguyu yansıtma noktasında zor olduğunu belirterek, “Gazze’deki durumu anlatan, şehitler için yazılmış yaklaşık 20 şiirden oluşan eserlerde, duygu yoğunluğu oldukça yüksektir. Kendinizi adeta orada hissediyorsunuz.” şeklinde görüş bildirdi. Ayrıca, “Her yazarın ve mütercimin farklı mücadele yöntemleri vardır ve bu yöntemler, Filistin ve Gazze mücadelesine önemli katkılar sağlar” diyerek, herkesin farklı yollarla destek olabileceğine işaret etti.