Hitit Ekmeği, Kadın Kooperatifiyle Yeniden Hayat Buldu
Hitit Ekmeği, kadın kooperatifiyle yeniden hayat buldu. Geleneksel lezzetleri ve kadınların emeğiyle özgünlüğünü koruyor. Hemen keşfedin!
Hititlerin yaklaşık 3 bin 500 yıl önce kullandığı ve günümüzde yeniden canlandırılan “Hitit ekmeği” tarifi, Çorum’un tarihi ve kültürel mirasına yeni bir soluk getiriyor. Arkeolojik kazılarda bulunan tabletlerde bahsedilen bu özel ekmek, geleneksel yöntemlerle ve organik malzemeler kullanılarak modern zamanlara taşınıyor. Çorum’da arkeoloji ve gastronomi alanındaki uzmanların ortak çalışmalarıyla hayata geçirilen proje, hem tarih meraklılarının hem de sağlıklı yaşam savunucularının ilgisini çekiyor.
Yaklaşık 1,5 yıl önce ailesiyle birlikte şehir merkezinden Elvançelebi köyüne taşınan ziraat mühendisi Tuba Topkara, köyde çeşitli hamur işleri ve doğal ürünler üreten Valide Sultanlar Sofrası Kadın Girişimi ve İşletme Kooperatifi ile tanıştı. Bu kooperatifte 15 kadın, geleneksel ve organik üretim teknikleriyle çeşitli ürünler hazırlıyordu. Topkara, yeni bir ürün arayışındayken gastronomi öğretmeni Ülkü Menşure Solak’tan “Hitit ekmeği” tarifini öğrenmesiyle sürecin başlangıcı gerçekleşti.
Hitit Ekmeği’nin Tarihsel ve Arkeolojik Temeli
Solak’ın da yazarı olduğu, 2007 yılında yayımlanan “Deneysel Bir Arkeoloji Çalışması Olarak Hitit Mutfağı” adlı kitabı inceleyen Topkara, bu ekmeğin tarihsel önemine hayran kalmıştı. Kooperatif bünyesinde, Solak’ın danışmanlığında, geleneksel yöntemlerle ve aylar süren titizlikle “Hitit ekmeği” üretimi başladı. Bu süreçte, köyde kullanılmayan bir taş fırın restore edilerek, ekmek pişirmek için hazır hale getirildi.
Organik ve Geleneksel Üretim Süreci
Topkara ve ekibinin odaklandığı temel nokta, bu ekmeğin mümkün olduğunca eski usullere uygun şekilde hazırlanmasıydı. Ata tohumu buğdaylar, taş değirmende taşınabilir öğütücüyle un haline getirildi ve organik un elde edildi. Bu un, doğal ekşi maya, kaya tuzu ve pınar suyu kullanılarak, geleneksel yöntemlerle yoğruldu. Hamurun, eski ahşap teknede ve odun ateşinde pişirilmesi, ekmeğe özgün bir aroma ve dokunuş kazandırdı.
Tarif ve Tekniklerin Arkeolojik Dayanakları
Hitit tabletlerinde bulunan tarifler, günümüz mutfağına yeniden kazandırılırken, bu tariflerin temelinde dini ritüeller ve günlük yaşamda kullanılan yöntemler yer alıyor. Solak, “Hititler bütün bu tarifleri dini metinlerine not etmiş ve nelerin kullanıldığını detaylı şekilde belgelemişler” diyor. Bu bilgilerle, buğdayın nasıl öğütüldüğü, hangi tohumların kullanıldığı ve pişirme teknikleri gibi detaylar yeniden canlandırıldı. Böylece, 3 bin 500 yıl öncesine ait bu tarifi, günümüz teknolojisi ve bilgi birikimiyle yeniden hayata geçirmek mümkün oldu.
Ekibin ve Belediye Desteğinin Rolü
Topkara, “Organik ve geleneksel üretim teknikleri bu ekmeğin en önemli özellikleri arasında. GDO’lu ürünler kesinlikle kullanılmıyor. Amacımız, bu tarihi ve kültürel değeri hem Türkiye’ye hem de dünyaya tanıtmak” ifadelerini kullanıyor. Çorum Belediyesi’nin de desteğiyle, ekmek ilk etapta belediyenin sosyal tesislerinde vatandaşlara sunuldu ve beğeni topladı. Ekmeğin yapımında kullanılan malzemeler, geleneksel üretim teknikleriyle işlendiği için, sağlıklı ve doğal bir ürün ortaya çıkıyor.”
Gelecek Planları ve Hedefler
Topkara ve ekibi, “Hitit ekmeği”nin sadece yerel değil, uluslararası bir proje haline gelmesini hedefliyor. Bu amaçla, üretim ve tanıtım çalışmalarını artırmayı planlıyorlar. Ayrıca, ekmeğin tarihi ve kültürel önemini vurgulayan çeşitli etkinlikler ve eğitimler düzenlemeyi düşünüyorlar. Bu sayede, hem tarih bilincini artırmak hem de yerel üretimi desteklemek amaçlanıyor.
Sonuç olarak, bu proje, hem tarih ve arkeoloji hem de gastronomi alanında önemli bir köprü kuruyor. Eski uygarlıkların miras bıraktığı tarifler, modern yöntemlerle yeniden hayat buluyor ve gelecek nesillere aktarılıyor. Bu sayede, sadece bir ekmek değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih hikayesi de yeniden yazılıyor.