DOLAR 32,3850
EURO 34,7525
ALTIN 2.403,42
BIST 10.158,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 22°C

Hıncal Uluç’tan ‘Saray’ kelimesini makaslayan Sabah’a yanıt!

13.10.2019
A+
A-

Gazetenin müdahalesini köşesinden duyuran Uluç, “Dün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın, ilk defa Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verdiği konseri, müthiş bir keyif ve heyecanla yazmıştım. Sabah gazetemi aldım. Okurken baktım, bütün ‘Saray’ sözcükleri ‘Külliye’ olarak değiştirilmiş. Ben ‘Saray’ sözcüğünün nasıl başkanı ve iktidarı karalamak için yıpratıldığını iyi biliyorum. Bildiğim için de bu karalamalara yenilmek değil, inadına üstüne gitmek için ‘Saray’ sözcüğünü kullanıyorum, bu bir. İkincisi Macron, Türk Başkanı Elysee Sarayı’nda, Trump Beyaz Saray’da ağırlarken, ben niye ‘Saray’ sözünden utanayım ki?” demişti.

‘Saray’ kelimesini kullanmayı sürdüreceğini dile getiren Hıncal Uluç, bugünkü köşesinde Ömer Seyfettin’in ‘Pembe İncili Kaftan’ hikayesini paylaştı.

Uluç yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Saray’ demekten çekindiğimiz, ‘Saray’ sözcüğünü ‘Aşağılama, hırpalama’ için kullandığımız günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti Başkanlık Makamı’na ‘Saray’ demekte ısrar edişimin sebebini anlatan bir yazı yazmıştım geçen hafta ve demiştim ki?.

‘Amerika Başkanı Beyaz Saray’da, Fransa Başkanı Elysee Sarayı’nda çalışıyor ve ülkemize gelen konuklarını o saraylarda ağırlıyorlar da, ben Türkiye Cumhuriyeti Başkanı’nın mekanına niçin ‘Saray’ demiyorum, ha?’ Yazıya girerken niye böyle düşünüyorum diye, örnek de vermiştim.

‘Çünkü ben Pembe İncili Kaftanları okuyarak büyüyen nesildenim!.’ Biz Ömer Seyfettin’i ve onun öykülerini, ilkokulda öğrenmeye başladık.

Ortaokulu bitirirken, onun kitaplarını bitirmemiş, Pembe İncili Kaftan’ı, Başını Vermeyen Şehit’i, Kaşağı’yı ve ötekileri, okumayan, duymayan kalmamıştı içimizde..

O ‘Milli Eğitim’ bizim kuşaklardan sonra devam etti mi, orta eğitim edebiyat hocaları ‘Ömer Seyfettin Kitaplarını alın, okuyun’ dediler mi, bilmiyorum.

Pembe İncili Kaftan’ı okuyup okumadığınızı da bilmiyorum.. Onun için bu hafta reklam şubemizden de rica ettim.. Sağ olsunlar, bana geniş yer ayırdılar bu pazar ve işte size ‘Pembe İncili Kaftan!.’ Okuyun.. Kesin saklayın ve okutun diye..

Ömer Seyfettin’e ve onun öykülerine öyle ihtiyacımız var ki ‘Millet’ olabilmek için!.”

HINCAL ULUÇ’UN YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.