Hıncal Uluç: “Daha önsözü okurken çarpılıyor insan..”
Kovadaki Balıklar.. Bu da ikibinli yılların başında ilk defa basılmış, lakin o zaman kim bilir kimlerin baskısıyla yazdırılmamış, konuşulmamış, unutturulmuş bir mucizevi kitabın, derlenmiş, toparlanmış son baskısı..
Fahrettin Aslan’ın oğlu, gerçekte uzun yıllar “Maksim Krallığı”nı perde arkasında doğrusu yönetmiş Sacit Aslan, harikulade data, harikulade kültür, mükemmel espri ve müthiş kalem Necef Şanslı ile yerleşik.. Günlerce konuşmuşlar.
Sonra bu konuşmaları çözmüş. Edit etmiş, derlemiş, toparlamış Necef..
“Neymiş” diye şöyle bir açtım kitabı.
Bıraktığımda iki saat geçmişti. Hani bir sigarayı eskisi ile yakan ve gün boyu devamlı tiryakiler vardır. Bu kitap da böylece.. Başladınız mı, birinin elinizden çekip alması lazım..
Kitap, Sacit Aslan’ın doğumuyla başlıyor..
Necef, hangi yılları anlatıyorsa Sacit, o günlerin dünyasını, Türkiye’sini ve İstanbul’u anlatıyor..
Fahrettin Aslan’ın kurduğı İmparatorluğun sırlarını o günlerin içindeki dünya, Türkiye ve İstanbul’la birlikte değerlendirmek bir başka lezzet veriyor, okuyana..
Sacit nasıl doğru ve nasıl hiç kimse ve hiçbir şeyden çekinmeden, neler neler anlatmış, aklınız durur..
O iki saat içinde kaç defa “Vay anasını!. Vay canına” dedim, bilemezsiniz..
Fakat ben, Modern Folk Üçlüsü’nün meneceri olarak yıllarca o ortamda, o kulislerde yaşadım.
Iddiaya Göre içerden bilirim, pek çok şeyi..
Daha önsözü okurken çarpılıyor insan..
O yılların romanlarında ve filmlerinde “İnce rahatsızlık” diye geçerdi tüberküloz ve veremli kız mutlak ölürdü sonunda..
Bir hastanede tanışıyorlar, veremli delikanlı ile genç kız. Ve bu tanışmadan doğuyor Sacit Aslan..
Delikanlının adı Fahrettin, genç kız da Necla..
Sacit de çok yakın arkadaşım. Yıllardan Beri hemencecik her akşam saatlerce Ortaköy nizamiyesi dediğimiz Ertekin’in uygun oturduk. Nasıl sıkı sohbetçiydi, iyi bilirim.
Bu kitabı alın. Dedim ya, kapağını açtığınız anda tiryakisi olacaksınız..
Bir orda anlatılan magazin dünyasını okuyun, bundan başka bugün “Magazin” diye sayfalar, ekler dolusu yazılan, daha açık konuşmak gerekirse o magazinin “M” si bile yazılmayan koca başlıklar ve koca resimlerle şişirilmiş, içi doldurulmuş sayfalarını düşünün. www.postigayayinlari.com
HINCAL ULUÇ / SABAHTAN GAZETESİ