Hataylı Depremzede Müzik Eğitmeni Cansu Daloğlu Aytaç’ın Umut Dolu Hikayesi

Hatay’da Yaşanan Felaketin Ardından Yeni Bir Hayata Adım Atan Müzik Eğitmeni

Depremlerle sarsılan Hatay’ın merkezinde faaliyet gösteren ve iki çocuk annesi olan Cansu Daloğlu Aytaç (41), yaşadığı büyük kayıpların ardından Mersin’e taşınarak yeni yaşamını kurdu. Hatay’daki evinin yıkılmasının ardından, ailesini ve arkadaşlarını kaybetmenin derin acısıyla başa çıkmaya çalışan Aytaç, aynı zamanda müzik eğitmenliği alanında yeni adımlar attı ve burada bir müzik okulu açtı.

Depremin hemen sonrasında, eşiyle birlikte Mersin’de bulunuyordu ve bölgeyi terk etmenin verdiği acı ile yeni bir başlangıç yaptı. Mersin’de kurduğu müzik okulu ile çocuklara ve kadınlara umut olmaya devam ediyor. Ayrıca, yardımseverlerin katkısıyla Antakya’nın bir köyünde kadınlar ve çocuklar için yaşam merkezi kurdu. Bu merkezde, depremden etkilenen insanların yeniden hayatlarını inşa etmelerine destek olunuyor ve müzik eğitimi aracılığıyla psikolojik iyileşmeye katkı sağlanıyor.

Hatay’daki evlerinin çöktüğünü ve yaşadıkları bölgedeki yaşamın tamamen değiştiğini ifade eden Aytaç, şunları söylüyor: “Deprem sonrası hayatımızda her şey yerle bir oldu. Ailemiz, arkadaşlarımız, evlerimiz, işlerimiz kayboldu. Ancak bu zorluklar, bizi ayakta tutan sanata ve sanatsal faaliyetlere olan inancımızı pekiştirdi. Mersin’de kalıcı olarak yerleşmiş olsak da, haftanın birkaç gününü Hatay’da geçiriyorum ve oradaki çocukların yaralarını sarmaya devam ediyorum.”

Deprem Sonrası Çocuklara ve Topluma Sanatla Destek

Çocukların yaşadıkları travmaları hafifletmek ve yeniden hayata tutunmalarını sağlamak amacıyla, ücretsiz olarak sanat ve eğitim materyalleri sunuluyor. Ronya Sanat Kooperatifi gibi genç kolektifler, bu süreçte Aytaç ile birlikte hareket ederek, sanat aracılığıyla iyileşme ve dayanışma çalışmalarına devam ediyor.

Hatay’da başlatılan çeşitli sanat etkinlikleri, sokak ve park çalışmalarının ardından, 2 yıl gibi bir sürede kalıcı bir yapıya dönüştü. Defne’nin Aknehir köyünde kurulan yaşam istasyonu sayesinde, çocuklar hem sanat eğitimi alıyor hem de üniversite ve lise hazırlık dersleriyle eğitimlerini sürdürüyorlar. Bu merkezde, çocuklar tüm hizmetlere ücretsiz erişim sağlıyor ve yaşadıkları travmanın etkilerini azaltmak için çeşitli sanatsal aktivitelerle destekleniyorlar.

Aytaç, çocukların kaygılarını hafifletmek ve sanatsal faaliyetlerle iyileşmelerine katkı sağlamak adına, kendi dehasını ve yaratıcılığını kullanıyor. Resim yaparken, boyarken ve müzik aletleri üretirken, etraftaki boş şişe ve tahtaları kullanarak doğal ve sürdürülebilir materyallerden enstrümanlar oluşturdular. Bu sayede, çocuklar ve gençler, kendi hikâyelerini ve duygularını sanat yoluyla anlatabiliyorlar.

Sanatla Yeniden Hayata Tutunmak

Depremin etkisiyle, hem kendisinin hem de çevresindekilerin yaşamlarının tamamen değiştiğine vurgu yapan Aytaç, şunları dile getiriyor: “Sanat, bizim yeniden ayakta kalmamızı sağladı. Kendi kendimize yetebildiğimiz, umut ve sevgiyle dolu bir dünya yaratmaya çalışıyoruz. Bu süreçte, sanatın iyileştirici gücü sayesinde, hayatın anlamını yeniden keşfettik.”

Aytaç’ın hikayesi, yaşadığı büyük acıya rağmen, sanatın ve dayanışmanın en güzel örneği olarak, depremzedelerin umudu ve yeniden doğuşunun simgesi haline geliyor. Bu güçlü duruş, felaketlerin ardından bile yeniden hayata tutunmanın ve sevgiyle iyileşmenin mümkün olduğunu gösteriyor.