Gözlerden Uzak Bir Dostluk: Mesut ve Gölge’nin Hikayesi
Gözlerden uzak bir dostluğun içten ve samimi hikayesi. Mesut ve Gölge’nin güçlü bağını keşfedin, dostluğun gerçek anlamını öğrenin.
İstanbul’un Üsküdar İlçesinde Sıcak Bir Bağ: Mesut ve Gölge’nin Dostluğu
İstanbul’un kalabalık ve hareketli sokaklarının ortasında, gözlerden uzak ama içten gelen bir sevgiyle büyüyen özel bir dostluk hikayesi anlatılıyor. 58 yaşındaki Mesut Sever, küçük yaşta yaşadığı talihsizliğin ardından görme yetisini tamamen kaybetmiş olsa da, hayata ve sevgiye olan bağlılığıyla ilham veriyor. Çocukken karşılaştığı zorluklar onu karanlığa mahkûm etmiş olsa da, yaşam onun için yeni yollar ve anlamlar sunmuş.
2002 yılından beri Üsküdar’daki Karadavud Paşa Camii’nin yanında kurduğu küçük tezgâhında çakmak, tarak, mendil ve pil satışı yaparak geçimini sağlayan Mesut, çevresine sadece azmiyle değil, aynı zamanda içten sevgisiyle de örnek oluyor. Onun hikayesi, sevginin ve azmin en güzel örneği olarak bölge halkının yüreğinde yer ediyor.
Gölge: Mesut’un Sokağını Şenlendiren Minik Dost
Son iki yıldır Mesut’un hayatında önemli bir yer tutan ve ona güç veren Gölge adını verdiği sokak kedisi, dostluğun en saf ve samimi örneği. Özellikle, yaklaşık altı ay önce eşinin vefatından sonra, Gölge Mesut’un hem dizinin hem de kalbinin yoldaşı haline gelmiş. Her sabah baston sesini tanıyıp hızla yanına koşan Gölge, tezgâh kurarken onunla beraber zaman geçiriyor ve gün boyunca ya dizinde ya da ona özel hazırlanmış minderinde oturuyor.
“Sabah bastonumun sesini duyunca hemen geliyor.” diyen Mesut, bu dostluğun kendisine verdiği mutluluğu anlatırken, gülümsemekten kendini alamıyor: “Ben yokken bile burada beni bekliyormuş. Geldiğimde minderini koyuyor, oraya yerleşiyor. Bazen dizime yatıyor, bazen ayaklarımda oynuyor, bana masaj yapıyor gibi. Sanki konuşmadan anlaşan iki dost gibiyiz.”
Zorlu Havalarda Gölge’nin Sadakati
Gölge’nin varlığı yalnızca güneşli günlerde değil, yağmurlu ve çamurlu havalarda da Mesut’un yanında olmaya devam ediyor. Yağmurlu sabahlarda, Mesut gelmediğinde bile onu bekleyen Gölge, geldiğinde şemsiyenin altına sığınıp tezgâhın üstüne çıkıyor. “Bana yarenlik ediyor,” diyen Mesut, “Kendi düzenini kurdu burada.” diyerek onların bu özel bağını vurguluyor. Bu dostluk, zamanla o kadar derinleşmiş ki, Gölge başka kedilere karşı kıskançlık gösteriyor. “Buraya başka kedi sokmuyor,” diyerek, onun sadakatini ve sevgi dolu bağını anlatıyor. “Beni arkadaş olarak kabul etti. Benden aldığı sevgi ona yetiyor ve hiç ayrılmıyor.”
Sevginin Dile Geldiği Anlar: Prens, Tosun ve Yaren
Mesut’un Gölge’ye olan sevgisi, dilde sevgi sözcükleriyle de kendini gösteriyor. Onu “Prensim”, “Tosunum”, “Yarenim” gibi içten ve sevgi dolu isimlerle çağırıyor. Gölge’nin hastalandığında belediyeden yardım istemesi, martılar için ciğer alması ve diğer sokak kedilerini de ihmal etmemesi, onun gerçek bir sevgi ve şefkat örneği olduğunu gösteriyor. “Onlar bize Allah’ın emaneti,” diyerek, hayvanlara olan saygısını ve sevgisini dile getiriyor: “Sevmek zorunda değiller ama eziyet etmek kimsenin hakkı değil.”
Uluslararası İlgi ve Hayvan Sevgisinin Gücü
Sever’in Gölge ile kurduğu dostluk, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı ve birçok kişinin ilgisini çekti. Hatta, New York’tan İngilizce öğretmeni yapan bir turist, bu sıcak dostluğu görmek için tezgâhını ziyaret etti. Aynı zamanda Konya’dan gelen bir kadının da bu samimi bağa tanık olmak için Mesut’u bulduğu biliniyor. İnsanların gösterdiği bu ilgi ve sevgi, Mesut’un yüzünde mutluluk ve gurur yaratıyor.
“Hayvanları sevmek, insanı insan yapan en güzel özelliklerden biridir,” diyen Mesut, sevgiyle büyüyen bu bağın, yaşadığı sürece onun en kıymetli hatırası olacağını söylüyor.
Esnafın ve Toplumun Destekleri
Çevre esnafından Kaya Kibar da, Mesut’un hikayesine tanıklık edenler arasında. “Yağmurda, çamurda bile Mesut ağabeyi bekliyor. Bir keresinde, poşet bırakıp gittiğinde, kedi poşetin üstüne oturmuş ve kimseyi yaklaştırmıyordu,” diyen Kibar, bu özel bağın “can yoldaşlığı” olarak tanımlanabileceğini belirtiyor. Gölge’nin sabahın ilk ışıklarıyla gelip gün boyunca tezgâhın başında kalması, onun sadece bir sokak kedisi değil, sevgiyle örülmüş bir yaşamın parçası olduğunu gösteriyor. Mesut ise, “Her şey gelip geçici. Bir gün vefat eder ya da biri götürürse, çok üzülürüm. Ama bu dostluk, içimde yaşamaya devam edecek,” diyerek, bu özel bağın sonsuzluğuna inancını dile getiriyor.