Giresunlu 101 yaşındaki Ali Dede: Bolluk Erdoğan zamanında

“Ben Atatürk’ün Giresun’a geldiği gün doğmuş bir Cumhuriyet çocuğuyum. Atatürk dönemini çok hatırlamıyorum ama İsmet İnönü dönemini iyi bilirim. “

Giresun’un köyünden 3-4 saat yürüyerek çarşıya buğday ve şeker almaya giderdik. Günlerce beklediğimiz olurdu. “

Çoğu zaman elimiz boş dönerdik. Dut yaprağından çorba, taflan yaprağından yemek yapardık. Evinde hayvanı olan bile asker için elinden alınırdı.”

İlk Zamanlar ve Zorluklar

Ali Karabulut, gençlik yıllarında yaşadığı maddi sıkıntıları ve o dönemin yaşam koşullarını şu ifadelerle dile getirdi: “Çocukken, ailemizin durumu çok zayıftı. Gıda ve temel ihtiyaçlar karneyle dağıtılırdı. Günlerce bekleyip, sonunda elimizde hiç bir şey olmadan dönmek sıkça rastlanan bir durumdu. Dut yaprağı ve taflan yaprağından hazırladığımız yemekler, bizim ana besinlerimizdi. Ayrıca, hayvanlarımıza bakmak ve onları korumak bizim en büyük sorumluluğumuzdu.”

1950’ler ve Bolluğun Başlangıcı

1950’li yıllarda, Adnan Menderes’in iktidara gelmesiyle birlikte ülke genelinde bir hareketlilik ve ekonomik canlanma yaşandı. Bu dönemde, Karabulut, “Her şeyin karneyle verildiği dönemden sonra Menderes geldi, her şey bollaştı. Ben de o dönemde çobanlık yapmaya başladım.” diyerek, bu değişimi ve gelişmeyi anlatıyor. O dönemde hayvancılık sayesinde süt, yoğurt, ayran ve yağ gibi temel gıda maddeleri sofralara girmeye başladı. Köyde taflan yaprağı satıp şeker alanlar, ekonomik açıdan biraz nefes almıştı. Ancak, İsmet İnönü döneminde ise, ne alınacak ne satılacak bir şey vardı diyerek, o dönemki durgunluğu ve yokluğu vurguluyor.

Günümüz ve Liderlere Dair Görüşler

Ali Karabulut, bugünleri ve liderleri şu sözlerle değerlendirdi: “Recep Tayyip Erdoğan, milletini düşünen gerçek bir lider. Menderes’ten sonra gelmiş en güçlü lider odur. Bugün her şey bol, parası olan alabiliyor, çalışan herkes para kazanabiliyor.“

Oğlu Muzaffer Karabulut ise, babasının Erdoğan sevgisinin ve onun döneminde yaşanan gelişmelerin önemini anlatırken, “Babam 1924 doğumluymuş ama askerliğini geç yapmak için nüfusa 1927 olarak yazdırılmış. 5 çocuğu, 60 torunu var. Yaşlandıkça bazı şeyleri unutuyor ama dut yaprağı yedikleri günleri ve Erdoğan sevgisini hiç unutmuyor.” diyerek, ailesinin ve babasının yaşadıklarına dair duygu ve düşüncelerini paylaştı.