DOLAR 32,3615
EURO 34,7672
ALTIN 2.396,20
BIST 10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cum 16°C
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 21°C

Gerilim ustası Alfred Hitchcock meğer her şeyden korkuyormuş

15.05.2021
A+
A-

Milliyet Gazetesi’nin haberine göre yazar, dünya sinemasının en önemli yönetmenlerinden Alfred Hitchcock’un biyografisinde efsane isimle ilgili çarpıcı detayları gün yüzüne çıkardı. White, ünlü yönetmenin gerilim filmlerinin ustası olmasının ve “nasıl korkulacağını” çok iyi bilmesinin nedeninin aynı zamanda kendisinin de çok fazla şeyden korkması olduğunu yazdı. Hitchcock’un polislerden, yabancılardan, otomobil kullanmaktan, kalabalıklardan ve yüksekten korktuğunu öne süren White şunları yazdı: “Hitchcock yönettiği 53 filmde çalkantılı, bastırılmış duygulara dokunma konusunda rakipsizdi. Çalışmalarının duygusal motorları kaygı, korku, paranoya, suçluluk ve utançtı.”

‘Ona göre hiçbir yer güvenli değildi’

Yazar, İngiliz yönetmenin kendini “kapanmak üzere olan bir çalar saat” şeklinde tanımladığını ve tüm bu nevrozları ekrana koymakta bir dâhi olduğunu ifade etti. Kitapta ayrıca Hitchcock’un tüm hayatının cinayet mahali olduğunu düşündüğü ve filmlerinde “hiçbir yerin güvenli olmadığını” yansıttığı belirtildi. Öte yandan, Hitchcock’un savaş yıllarında Avrupa’da yayılan şiddet, tehdit ve faşizmi temsil ettiğini belirten yazar, “Hitchcock’un olay zinciri her zaman gözetleme, komplo ve otoriteye güvensizlik etrafında dönüyordu. Ya da odak noktası, 1950’ler ve 1960’lardaki Amerikan takıntıları olan seks ve psikanalizdi. Hitchcock’un kadın yıldızlarını tehlikeye atma ve onları aşırı tehlikenin sınırına yerleştirme konusunda isteği vardı” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.