Gazze’nin Killi Hikayeleri: Halid Hüseyin’in Heykellerinde Yaşanan Travma
Gazze’nin killi hikayelerini Halid Hüseyin’in heyekellerinde travmalarla yüzleşen bir yolculukla keşfedin.
Filistinli ressam ve heykeltıraş Halid Hüseyin, yıkılan evlerin enkazından topladığı kil ile yaratılan heykellerinde Gazze’nin acı ve zorluklarını anlatıyor. Gazze’de yaşayan Filistinliler, iki yıl boyunca bireysel ve toplumsal travmalarını çeşitli şekillerde ifade ediyor; bazıları sessiz kalmayı tercih ediyor, bazıları yaşanan zulmü dünyaya haykırıyor ve bazıları da sanatıyla sesini duyurmaya çalışıyor.
Orta Gazze’nin Deyr el-Belah kentinden gelen Hüseyin, basit malzemeler ve molozlar arasında bulduğu kil ile hem yaşananları belgeliyor hem de uluslararası kamuoyuna seslerini ulaştırmayı hedefliyor. Sanatçı, “heykelleştirdiği” süreçle Filistinlilerin soykırım dönemi boyunca yaşadıklarını görünür kılıyor.
Resimlere odaklı geçmişi olan Hüseyin, şimdi heykel çalışmalarına yöneldiğini belirtiyor ve dünya sanatçılarını da 2. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki benzer anlatım çabalarına değinerek örnekliyor. Filistinlilerin karşılaştığı yıkım, göç ve sınırlı imkanlar, Hüseyin’e göre gezegen çapında büyük bir meydan okuma teşkil ediyor. Refah’taki evinin yıkılması, tüm çalışmalarını kaybetmesine yol açtı; ancak Deyr el-Belah’a göç ettikten sonra kil ile yeniden üretime başladı.
Eski çalışmalarının fotoğraflarını paylaşan Hüseyin, yaptığı heykellerle iki yıl boyunca değişen günlük yaşamı, karşılaşılan zorlukları ve psikolojik yükü aktardığını dile getiriyor. Özellikle ABD-İsrail güdümündeki insani yardım dağıtım noktalarına giderken yaşanan olaylar, ölen çocukların cesetleri, kelebek bağlanmış gözleri olmayan esirler ve su taşıyan çocuklar gibi temalar, heykellerinde belirginleşiyor. Evini kaybetmenin yarattığı travma, yüzlerinde acı ve korkuyu yansıtıyor.
Kil, Hüseyin için yalnızca malzeme değil; aynı zamanda Filistin halkının duygu ve yaşantısını ifade eden canlı bir madde. Kil, ellerine alındığında korku, açlık, şok ve umutsuzluk gibi duyguların kendiliğinden şekillendiğini söylüyor: “Kil canlı ve hisseden bir madde.”
Enkaz altında topladığı kil ile ürettiği figürler, yıkım ve göç nedeniyle daima el değiştirmek zorunda kalan bir yaşamın izlerini taşıyor. Bu eserler, sergiler için fotoğraflanıyor; fakat fiziksel parçalama süreci de kendi eliyle yapılıyor, zira eserlerin hareket halindeki dünyalarda dağılmaması için bir sanatçı olarak sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde kalıyor.
Kaynak: AA / Gülşen Topçu – Kültür Sanat
Kaynak: Haberler.com