DOLAR 32,4087
EURO 34,7827
ALTIN 2.401,97
BIST 10.208,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 17°C
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 21°C

Fatih Terim’den 20 sene önceki Terim’e mektup

17.05.2020
A+
A-

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 17 Mayıs 2000 tarihinde finalde İngiliz ekibi Arsenal’i geçerek kazandığı UEFA Kupası’nın yıl dönümünde 20 sene önceki kendine mektup yazdı. Terim yapılan videoyu sosyal ağ hesabından paylaştı. Tecrübeli teknik adam mektubunda şunları söyledi:

“Sevgili Fatih, Akşam saatlerinde hayallerinin takımı, vazgeçilmezlerinden biri olan Galatasaray’ın başında, bugüne dek Türkiye futbol tarihindeki en büyük maça çıkacaksın. Rakibiniz Arsenal, İngiltere’nin en adaleli takımlarından biri ve açık konuşalım, dünyadaki birçok kişiye tarafından bu akşamın favorisi Arsenal. Size böylece şans tanınmıyor. Bu mektubu sana, 66 yaşında, futbolun içinde kendisine 20 yıl daha tecrübe katmış ve birçok başarıda payı olan bir futbol insanı olarak yazıyorum. Lakin senin aklında natürel fakat akşamki maçın sonucu var. Biliyorum. o kadar merak ediyorsun, o kadar heyecanlısın fakat, saat gece yarısını geçmiş olsa zeka, birazdan yerinden kalkıp, yardımcılarınla beraber mümkün tüm senaryoları bir kaç kere daha konuşacak ve uyuyamayacaksın. Sana bir giz vereyim, oyuncuların da uyumuyor. Şu lahza 10-12 birey bir aradalar. Onlar da benzer senin gibi biliyorlar oysa, akşam sahada ne olursa olsun, inancını kaybetmeyen bazı olacak.

Biraz eskiye gitmek istiyorum, 1974 yılına. Metin Oktay’ın Adana’daki baba ocağına gidip, el öptüğü geceye. Babanın çıkarken Metin ağabeyin kulağına eğilip, ‘Evladım sana itimat. Allah utandırmasın, yolunuz açık olsun’ diyerek ettiği duanın üzerinden bütün 46 yıl geçti. Merak etme, Allah utandırmadı, yolunu da her zaman açık etti. Sen ise hayal kurdun, gaye koydun ve bunlar için fazla çalıştın, vazgeçmedin. Hiç basit olmadı ama itimat edildiğin yuvayı sen emanet aldın, ona tekrar tekrar gözün gibi baktın. Yüreğini ferah tut.

Galatasaray ile 1974 yılında başlayan ve 11 yıl süren futbolculuk kariyeri sonrasını hatırlıyor musun? ‘Dinlenmek istiyorum, fazla yoruldum’ demiştin kendi kendine. Sana bir haber vereyim, 2020 yılındayız, ola ki de o günler dinlendiğin son zamanlardı. 1986 Dünya Kupası. Güneş Gazetesi’ne Dünya Kupası izlenimlerini yazacaktın. Fakat 2 kişinin yan yandan geldiği fotoğrafların gazetelerde röportaja çevrildiği o zamanlarda dahi, ‘Benim bu organizasyonu yerinde peşine düşüp takip etmem gerekir’ diyerek Meksika’ya gitmiştin. O vakit anlamıştın, senin kaderinde futbol vardı ve bundan asla kopmayacaktın. Ankaragücü, Göztepe, Milli Ekip. Her biriyle daima bir üstteki seviyeyi yakalamak istedin. Hedeflerin hep yüksekti. İlk gittiğinde kümede kalma mücadelesi veren Ankaragücü’nde 2. sezonda topladığınız puan, hala kulüp tarihindeki en iyi sezonlardan birine karşılık geliyor. Türkiye Olimpik Ulusal Takımı ile 1993 yılında kazanılan Akdeniz Oyunları’ndaki ilk altın madalya, 2020 yılında dahi, ülkenin futbol referanslarından biri. Kurulan o kadro, sonradan ülke futbolunun kaderini değiştirdi. Tüm bunlara rağmen, aklının defalarca bir köşesinde Galatasaray vardı. Hayallerinin takımı, babanın seni emanet ettiği camia. Futbolu bıraktığın 1985 yılından daha sonra kulüp tesislerine hiç gitmemiştin. 1996’da Galatasaray’a teknik direktör olduğun yıla dek.

Sevgili Fatih, azıcık daha hafızamı tazelemem gerekli. 2000’deki UEFA Kupası finaline basit gelmediniz. İlk gün, Florya’daki kamp binasının alt katında yaptığın o toplantıyı hatırla, ne demiştin takıma? ‘Burada hiçbir zaman ikincilik galibiyet değildir, eğerek birinci olamazsak, vedalaşırız.’ Türkiye Ligi’nde yerli teknik adamların öyle kısmet bulduğu bir dönem değildi. Açık konuşalım, tanıdık olmayan teknik adamların yaptıkları her zaman bir diğer görünüyordu. Evet, Galatasaray eski kaptanına natürel fakat bir şans verecekti ama kabul edelim ama ilk başarısızlıkta hazırda bekleyenler de vardı. Tek ölçüt şampiyonluktu. Allah’a fazla şükür, ilk yıl, ikinci yıl derken mahçup olmadınız. Belki ilk tökezlemede bahşedilen kararlar bambaşka olsa, 2020 yılında fazla daha başka şeyler konuşuyor olurduk. Biliyorum, 17 Mayıs 2000 gecesini ve maç sonucunu merak ediyorsun.

3 sene tekrar tekrar şampiyon olmuşsunuz ve 4.’sü için birkaç gün sonradan oynayacağınız son maçta 1 puan yetiyor. Bu bile uzun zaman tekrarlanmayacak bir başarı lakin Türkiye’deki homurtuların nedeni, Avrupa’da demin bir kupa kazanılamamış olması. Cilalı, 3 sene kazanan oldular da Avrupa’da ne oldu sesleri, eleştiriler, yorumlarla birbirine girmiş durumda. O zamanlar Avrupa’da her sene Türkiye’den başka takım şampiyon oluyor ya, sesler ondan. Merak ediyorsan söyleyeyim, Galatasaray ile UEFA Şampiyonlar Ligi’nde fazla yaklaşacak olsanız zeka, 2000’den daha sonra Avrupa’dan bir kupa gelmedi Türkiye’ye. Peki bu eleştirilerin nedeni ne? Manâ veremiyor musun, her kazandığında bitecek mi sanıyorsun? Hayır, bu zorlama ve galibiyet için bahşedilen çaba katiyen sona ermeyecek ama dürüst içe biliyorsun oysa, seni 20 sene daha sonra da ayakta tutacak ve motive edecek en önemli unsurlardan biri bu.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.