DOLAR 32,3048
EURO 34,7206
ALTIN 2.383,54
BIST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Açık
İstanbul
19°C
Açık
Pts 21°C
Sal 24°C
Çar 19°C
Per 17°C

Fatih Altaylı: “Medyayı el birliği ile bitirdiler”

25.05.2020
A+
A-

İyi bayramlar sevgili okurlar.
 
İnanan okurlarımın, Ramazan bayramlarını kutluyorum.
 
Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum.
 
Nice bayramları sevdiklerinizle beraber, sağlık durumu ve rahat içinde kutlamanızı diliyorum.
 
Sevgili okurlar, bayram demişken benim uzun süreli okurlarım bilir, dini bayramlarımızda yazı yazmam.
 
Bayramın 1. günü imlâ olur, sonraki günlerinde olmaz.
 
Bunun nedeni basittir.
 
 Her ne dek muhafazakar gibi görünmesem de, doğrusu “muhafazakar” bir adamım.
 
Kendime kadar dürüst bulduğum, kibar bulduğum, insani bulduğum, değerli gelenekleri severim.
 
Yazı yazmamam da bir geleneğe olan saygımdandır.
 
Geçmişte, yani 1990’lardan önce günlük gazeteler bayram günlerinde çıkmazdı.
 
Onun yerine her ilde Gazeteciler Cemiyetlerinin hazırladığı “Bayram Gazeteleri” yayınlanırdı.
 
Gazetelerden biri teknik altyapısını ve matbaasını bedeli mukabilinde Cemiyet’e kiralar Cemiyet de emekli gazetecilerden veya ekstra gelire ihtiyacı olan gazetecilerden oluşturduğu bir ekiple gazeteyi çıkarır, üç gün boyunca satardı.
 
Keza emekli ve güç durumdaki meslektaşlarımız üç beş kuruş kazanç elde eder keza de Cemiyet’in kasasına üç beş kuruş girerdi.
 
Diğer gazeteciler ise bayramda eşe dosta gitme, azıcık da dinlenme fırsatı bulurlardı.
 
Okur için de garip olurdu.
 
Aldığı gazetede Tamer’i, Kabaklı’yı ya da Pulur’u, Altan’ı asla okumayanlar hiç değilse senede iki kez karşı taraftan bir yazarı okuma fırsatı bulurlardı.
 
Lakin yanlış hatırlamıyorsam 1991 yılında olmalı, Sabahtan Gazetesi öylesine borçlu ve gazetenin günlük gelirine öylesine muhtaçtı fakat, aniden bir bayramda gazeteyi yayınlama kararı aldı.
 
Önce bir kıyamet koptu.
 
Lakin bir sonraki sene diğer gazeteler de bayram gazetesi gelirini ve tirajını kimsesiz Sabah’a bırakmamak için bayramlarda da yayına devam kararı aldılar.
 
Bir gelenek bu nedenle sona erdi.
 
Ben ise inat ettim ve bayramlarda yazı yazmamayı sürdürdüm.
 
Ve galiba bu yıl zor oyunu bozdu.
 
Bu kere gazeteler bayramda yayınlanmama kararı aldılar.
 
Niye?
 
Çünkü medyayı el birliği ile bitirdiler de ondan.
 
Bundan Böyle satış değil.
 
Bugün bundan böyle toplam tiraj bundan 10 yıl öncesinin tek bir gazetesinin tirajına erişmiyor.
 
Reklam geliri deseniz bazı gazetelere mecburiyetten bahşedilen ilanlar açık havada değil gibi.
 
Çünkü gazetelerin saygınlığı yok, inanılırlığı değil, güvenen yok.
 
Hal böyle olunca sıradan günlerde binbir güçlükle getir götürle ücretsiz dağıtılan, halk kuruluşlarına zorla satılan gazeteleri bayramda çıkarmanın hiç alemi değil.
 
Bu yüzden bayramda gazete yok.
 
Geleneğe de dönemedik.
 
Çünkü bundan böyle bu işi yapacak bir Cemiyet ekibi de yok.
 
Bu bayram sabahı kılınan sadece Bayram Namazı yok, bununla beraber cinayete kurban dışarı giden Türk basınının cenaze namazı gibi benzeri!
 
Ne yapalım, alın yazısı.
 
Söylenecek tek söz var.
 
El Fatiha…

Fatih ALTAYLI / Habertürk

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.