Et tüketimi ölçülü miktarda olmalı

Akşam Gazetesi’nden Nil Şahin Gürhan’ın yazısı…

Her gün ölçülü miktarda et tüketmeliyiz

Sağlığımızı ve kilomuzu korumak için her gün yeterli ölçüde ve kalitede hayvansal protein almalıyız. Kaliteli ve yeterli proteinin en önemli kaynakları; kırmızı et, tavuk eti, balık eti. Bunlardan birini her gün tüketmeli ancak miktarına dikkat etmek şartı ile.

Haftada 1- 2 gün mangalda veya fırında pişmiş olarak bol miktarda et yemek, özellikle kalp sağlığımız için tehlike teşkil edebilir. Yaz ayları ile birlikte mangal keyfinin artığı bu günlerde, kendimizi bırakıp, bir öğünde bol miktarda et tüketmekten kaçınmalıyız. Ana yemek olarak tükettiğimiz etler ölçülü miktarda mevsim sebzeleri ile birlikte pişmiş olursa, en sağlıklı şekilde tüketmiş oluruz.

Ana yemeklerimizde etli sebze yemekleri veya sebzeli pişmiş balık, tavuk ve et tercih etmeliyiz. Böylece hem daha doyurucu, hem de daha lifli ve vitaminli beslenmiş oluruz. Tabi balık tüketimini de arttırmalıyız. Balık eti, düşük enerji ve doymuş yağ içeriğinin yanı sıra, A vitamini, fosfor ve omega-3 yağ asitleri nedeni ile son derece sağlıklı bir besin. Omega-3 yağ asitleri, kalp sağlığı ve bilişsel performans açısından oldukça önemli. Kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkileri yanında, omega-3 yağ asitleri bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ve hafızanın güçlenmesinde olumlu etkilere sahip. Haftada; 1 ila 3 kez balık tüketmeye çalışmalıyız. Böylece, omega -3 yağ asitleri ve diğer yararlı aktif bileşenler vücudumuza yeterli ölçüde almış oluruz. Daha güçlü bir hafıza ve daha sağlıklı bir beden için, ızgara, buğulama veya fırında pişirilmiş olan balık türleri tercih edin. Balığınızı kesinlikle derin yanmış yağda kızartılmış olarak tüketmeyin. Çünkü kızarmış balığın omega-3 içeriği yok denecek kadar azdır ve kötü yağ dediğimiz yanmış ve trans yağ kaynağı haline gelir. Haftada 2- 3 gün yoğun et yemek yerine, balık tavuk veya kırmızı et olarak her gün kaliteli hayvansal protein almalı ancak bol sebze ile birlikte pişmiş olarak, ölçülü miktarlarda tüketmeliyiz.

Nil Şahin GÜRHAN / Akşam GAZETESİ