Erdoğan’ın BM 80. Genel Kurulu’ndaki Konuşma Gündemleri ve Geçmiş Katılımları
Erdoğan’ın BM 80. Genel Kurulu konuşmaları ve geçmiş katılımları: gündemleri analiz eden kapsamlı özet ve geçmişteki etkili ifadeler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu’na erişkin bir hazırlık dönemiyle başlayacak. Konuşmasının ana ekseninde Gazze’deki insani kriz, Filistin’in devlet olarak tanınması ve uluslararası alanda Türkiye’nin adil bir yaklaşım için atacağı adımlar bulunuyor. 15. kez dünya liderlerine seslenecek olan Erdoğan, zirve kapsamında pek çok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yapacağını da belirtti. Bildiride ayrıca 22 Eylül’de Filistin Konferansı ve 24 Eylül’de BM İklim Zirvesi’nde de hitap edeceği bilgisi paylaşıldı.
Erdoğan’ın BM’ye katıldığı ilk dönem 2005 yılında BM 60. Genel Kurulu’ydu. O konuşmada, daha demokratik, şeffaf ve ihtilafların çözümünde etkin bir BM yapısının insanların ortak çıkarları için gerekli olduğunu vurgulamıştı. 2007’de 62. Genel Kurul’da terörle mücadele konusuna dikkat çeken lider, dünyanın her köşesinde yaşanan terör eylemlerinin insanlık suçu olduğuna işaret etmiş, dayanışma ve işbirliği çağrısı yapmıştı. 2009’da 64. Genel Kurul’da adil ve katılımcı bir küresel düzen için BM’nin reforme edilmesi gerektiğini, temsil kabiliyetinin artırılmasıyla küresel barışa katkının sağlanabileceğini dile getirdi.
2011’de Suriye, Libya, Somali ve Filistin’e dair mesajlar veren Erdoğan, Karabağ konusuna da değinerek Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini söyledi. 2014’te BM 69. Genel Kurulu’nda dünya beşten büyüktür ifadesini kullanarak Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin BM’nin gerçekleriyle uyumsuz işleyişini eleştirdi. 2016’da darbe girişiminin ardından BM 71. Genel Kurulu’nda FETÖ’nün milli güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu belirtti. 2017’de DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadeleye vurgu yaparak Fırat Kalkanı Operasyonu’nun DEAŞ’a karşı önemli bir başarı olduğuna dikkat çekti.
2018’de Filistin meselesini yeniden gündeme getirirken BM Güvenlik Konseyi’nin zulümlere sessiz kalışını eleştirdi ve Türkiye’nin mazlum Filistinlilerin yanında olacağını kaydetti. 2019’da düzensiz göç konusuna değindi; Aylan bebek görüntüsünü hatırlattı ve Filistin haritasındaki değişimi anlatan görsellerle İsrail’in uygulamalarını gündeme taşıdı. 2020’de Kovid-19 nedeniyle video konferansla katılan Erdoğan, salgınla başa çıkmada Güvenlik Konseyi’nin gecikmesini eleştirdi ve “dünya beşten büyüktür” tezini yineledi. 2021’de iklim değişikliğinin yol açtığı afetlerden dolayı yeni göç dalgalarına dikkat çekti.
2022 yılında Rusya-Ukrayna Savaşı ve Karadeniz Tahıl Koridoru konularında Türkiye’nin rolünü anlattı; İstanbul Mutabakatı’nı BM’nin son yıllardaki önemli başarılarından biri olarak nitelendirdi. 2023’te terörle mücadele, İslamofobi ve ırkçılık konularına değinen Erdoğan, KKTC’nin bağımsızlığı çağrısında bulundu ve Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu yineledi. 2024’te Gazze meselesine odaklanan konuşmacı, Filistin’in devlet olarak tanınması gerektiğini vurguladı ve Netanyahu ile cinayet şebekelerinin insanlığın ortak iradesiyle durdurulması gerektiğini ifade etti.
Bu yıl BM Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın hedefleri arasındaki en önemli nokta, Gazze’deki katliamları uluslararası topluma anlatmak ve İsrail’e karşı küresel adalet çağrısını yükseltmek olarak özetlenebilir.