Emre Tamer, Londra Moda Haftası’nda!

Başarılı Türk tasarımcı Emre Tamer, dünya moda takviminin en kayda değer etkinliklerinden 2020 Londra Moda Haftası’nda, zengin Türk kültüründen esinlendiği ilk koleksiyonu ‘Medusa’nın Harem Ziyareti’ ile kendine hayran bıraktı. Taner’in, Yerebatan Sarayı’nı Londra’ya taşıdığı defilede, arasında meşhur oyuncu Wilma Elles ve İngiliz top model Chloe Jasmine’ in de olduğu 12 manken, 12 parçalık bir kapsül koleksiyonunu tanıttı.

ATCA (İngiliz Türk Kültür Birliği) Başkanı Zeynep Ober’in danışmanlığı ve katkılarıyla Millenium Gloucester Hotel’de düzenlenen organizasyonda, Türkiye’nin turizm alanında büyük bir tanıtımı da yapıldı. Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Çınar Ergin, eşi Deniz Ergin ve Avusturya Büyükelçiliği yetkililerinin de hazırlanmış bulunduğu geceye, Türk- İngiliz meslek insanlarının ve milletlerarası medya kuruluşlarının da ilgisi yoğun oldu.

Defile sonrası Emre Tamer, bu yolculukta desteğini esirgemeyen Zeynep Ober’e, sponsorlara ve Wilma Elles’e teşekkür etti. Londra Moda Haftası’nda ilk defilesinin olduğunu gösteren Tamer, “Umarım Eylül’de çok daha büyük bir gösteri ile baştan Londra’da olacağız. Heyecanımı paylaşan herkese fazla teşekkür ediyorum.” dedi. Wilma Elles ile ilgili olarak da, “Kendisiyle daha öncesinde bir sergide tanışmıştım. mükemmel bir arkadaşlık kurduk. Defileme gelmesini bilhassa istedim. Yoğun bir çalışma programı olmasına rağmen beni kırmayarak Londra’ya geldi. Wilma’nın Londra’da birincil defilesi oldu.” diye konuştu.

“Daha öncesinde New York, Los Angeles, Berlin ve İstanbul Moda Haftası’nda baş manken olarak çıktım. Londra Moda Haftası’nda başta çıkıyorum. Çok çok mutluyum.” diyerek heyecanını paylaşan Wilma Elles sözlerine şöyle devam etti: “Londra’daki başarılı tasarımcı Emre Tamer’in koleksiyonuyla baş manken olarak çıkmak beni son derece mutlu etti. Burada fazla özel bir konsept laf konusuydu. Dört tane erkek beni taht üstünde taşıdılar. Bu da Emre Tamer’in markasının sembolü. Benim için büyük bir sürpriz oldu. Güya bir rüyadaydım. Fiilen kendimi haremin kraliçesi ‘Medusa’ gibi hissettim. Hem bunu dünya basını önünde anlatmamda aslında hoş bir hatıra oldu.”