El ele 4 kıtada 87 şehir

Buket ve Serdar Cesur, buldukları her fırsatta dünyayı gezen, seyahate tutkulu gezgin ruhlu bir çift… Buket özel bir şirkette muhasebe bölümünde çalışıyor, Serdar ise uçak mühendisi… Şu sıralar Bulgaristan’da yaşıyorlar. Seyahat konusunda yolun başında sayılırlar, 4 kıtada 15 ülke ve 87 şehir gezdiler. Temalarında doğa ve macera var. En büyük hayalleri ise ‘VanLife’ projelerini hayata geçirmek. Bunun için şimdiden para biriktirmeye başladılar. Buket ile hem maceralarını hem de projelerini konuştuk.

Fotoğraflar: Buket ve Serdar Cesur

Bulgaristan’da yaşıyorsunuz, bu süreç nasıl gelişti? Neler yapıyorsunuz?
– Evlenmeden önce Türkiye’de bekâr bir çalışma hayatı sürdürürken, evlendikten sonra Sofya’ya gelip yeni bir hayata adapte oldum. Serdar üniversite için Sofya’ya geldiğinden beri öğrencilik yaşamından bu yana burada yaşıyor ama artık beraberiz.

Alıştınız mı, yoksa hâlâ kendinizi yabancı hissediyor musunuz?
– Şubat’ta taşındık. Bir yıl olmasına rağmen aslında hâlâ kendimi yabancı gibi hissediyorum. Yalnız yavaş yavaş da alışmaya başladım. Artık bir çevrem ve işim var. Haftanın altı günü çalışıp bir günü de kendimize ayırmaya ve patili dostumuz Yuki ile zaman geçirmeye çalışıyoruz.

Benim için farklı bir ülke olduğu için yeni yerler keşfediyorum. Örneğin en son Bulgaristan’nın eski başkenti Plovdiv (Filibe)’e gittik. Tarihi güzelliğini zaten okumuştum daha önceleri… Eski Osmanlı köşklerinin bu denli güzel olduklarını yine ispatlayan birçok yapı barındırıyor.

Seyahate olan ilgi nasıl başladı?
– Beni gezgin olmaya cesaretlendiren şey aşk… Serdar bir yıldırım gibi düştü hayatıma. Hiç yurt dışına çıkmamıştım. Merak etmediğimden değil, bunu yapacak fırsatı kendime yaratamadım. Yapmam gereken işler, öğrenmem gereken bir dil vardı.

İşler güçler derken Serdar’la tanıştık. Birbirimizin konuşmalarından anladığımız tek şey ikimizin de içinde yatan seyahat tutkusu olmasıydı.

Bunu anladıktan sonra “Küçük dünyamın büyük dünya turu başlasın” dedim ve hemen bir pasaport çıkarttım.

Şu ana kadar nereleri gezdiniz?
– Daha yolun başındayız… Afrika, Amerika, Asya ve Avrupa’da 15 ülke 87 şehir gördük.

Ülkeler: Kenya, ABD, Endonezya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Fransa, Karadağ, Kosova, Kuzey Kıbrıs, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Yunanistan ve Kazakistan.

Gezmeye ilk hangi ülkeden başladınız?
– Üsküp… Türkiye’ye çok yakındı ve vizesizdi. Dört gün kaldık. Şehri yukarıdan gören Milenyum Haçı’na çıktık.

Harika bir şehir manzarası izledik. Merkezdeki müzelerde dolaştık. Eski pazara girdik. Kanyon’da kanoya bindik. Yeşilin içinde tertemiz doğa…

Sonra Ohrid’e geçtik. Günübirlik olarak gidecekseniz eğer sabahın erken saatlerinde gidip rahat rahat gezmenizi tavsiye ederim. Ohrid harika bir yer.

Ohrid Kalesi’ne çıktık ve tekne turu yaptık. Şu sıralar yakın ve ucuz bir yere gitmek isteyenlere öneririm, listenize ekleyin mutlaka…

Daha gezilecek görülecek çok ülkeniz var ama şimdiye kadar en çok nerede aklınız kaldı?
– Endonezya… Her yer yeşil. Bir de Bali diye harika bir adası var. Burada her yeri gezdik, ayak basmadık yer bırakmadık.

Bali, tam bir balayı rotası. Artık düğün sezonu da geliyorken, Bali’de balayı geçirmek isteyenler sizce nereleri gezmeli?
– Öncelikle Bali çok büyük bir ada. Tüm adayı gezmek için birkaç ayınızı ayırmalısınız. Bali tapınaklar adası…

Özellikle Sangeh Tapınağı mutlaka görülmeli, serbestçe dolaşan maymunlarıyla ünlü.

Melasti Beach denize girmek için iyi ve sakın bir plaj. Ayrıca Nusadua Plajı da tercih edilebilir. Elephant Garden, fillerin serbestçe dolaştıkları bir bahçe…

Girişi ücretli, hatta biraz da pahalı. İki kişi yarım saatlik bir fil turu için 160 dolar ödedik. Tanah Lot’ta gün batımı mutlaka izlenmeli…

Son olarak da Banyumala Şelalesi’ni görmeden dönmeyin. Biz genelde yemeği otelde yedik. Çünkü kötü bir damak zevkleri var. Öğlen menüsünde kızartılmış yaprak yemek hiç hoşuma gitmemişti.

Blog’unuzda ‘VanLife’ diye bir projeden bahsediyorsunuz, nedir bu?
– Bu bir minibüsü yaşanabilir hale getirdikten sonra o minibüsle dünyayı gezmek. Projenin hayata geçmesi biraz zaman alacak.

Maddi olarak iyi bir birikime sahip olmamız gerekiyor. Bu yüzden çalışıyoruz. Para biriktiriyoruz. Haftada bir günlük tatilimizi Sofya’da geçiriyoruz.

Yıllık izinlerimizde farklı yerler görmek için şehir ya da ülke dışına çıkıyoruz.

‘Türkiye’de VanLife olarak yaşam tarzını kendine örnek alan biri var mı?’ bilmiyorum. Ama yoksa da biz bu konuda bir ilk olacağız diye düşünüyorum.

Seyahatlerinizde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
– En düşük bütçeli gezilerimiz, konaklamanın ve yol parasının az olduğu seyahatler. Her ne kadar uçak biletleri için uçuk fiyatlar verilecek olsa da gittiğiniz yerde kamp kurma şansımız varsa konaklamayı bu şekilde çözüyoruz.

Örneğin Bulgaristan’da gezerken gittiğimiz her yerde kamp kurduk. Yol ücreti de sadece arabamızın mazot parası kadardı. 10 gün için 500 TL harcadık. En çok parayı da 3 bin Dolar (12 bin TL) ile Bali’de harcadık.

Sırada neresi var?
-Norveç. Trolltunga, Kjerag, Hua Dağı gibi yerlere en az 15 saatlik tırmanış ile sonunda eşsiz manzaralar görmek ve o zirvelerde kamp kurmayı düşünüyoruz.

Yaz aylarında yapılması önerilen bu tırmanışlar için bu yaz kendimizi hem kondisyon hem de iş tarafında hazırlamaya çalışıyoruz.

“Seyahat, tutumlu olmayı, azla da mutlu olunabileceğini öğretti bize… Artık daha çok empati kuruyoruz. Sadece oturduğumuz yerden okumak yetmiyor her zaman. Gidip deneyimleyerek öğrenmek gerekiyor. Bizde bunu yapıyoruz ve dünyayı gezerken de kendimizi geliştiriyoruz. Siz de düşün yollara…”

Buket ve Serdar Cesur, seyahatleriyle ilgili deneyimlerini ‘www.cesurgezgin.com’ blog adresinden paylaşıyor.