Ege Denizi’nde Son Depremler ve Bölgesel Etkileri Analizi
Ege Denizi’nde son depremler ve bölgesel etkileri hakkında detaylı analizler, riskler ve bölgesel jeolojik durumlar hakkında güncel bilgiler sunuyoruz.
Ege Denizi’nde 06.19’da Girit Adası açıklarında Meydana Gelen 6 Büyüklüğündeki Deprem ve Sonrası Gelişmeler
Geçtiğimiz günlerde, Ege Denizi’nde yaşanan ve Girit Adası açıklarında gerçekleşen 6 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki sismik hareketliliğin ne denli yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu sarsıntı, özellikle Türkiye’nin batı kıyılarına yakın bölgeler ve Yunanistan’ın çeşitli adaları tarafından da hissedildi. Yerin yaklaşık 17 kilometre derinlikte meydana gelen bu deprem, Muğla, Denizli, İzmir, Aydın ve Antalya gibi illerde de hissedildi. Merkez üssünün deniz altında olması, olası zararların tam olarak tespit edilmesini güçleştirirken, uzmanlar bölgedeki sismik aktivitenin önümüzdeki dönemlerde nasıl seyredeceği konusunda endişeleri artırdı.
Uzmanlar, bu tür depremlerin bölgedeki daha büyük ve yıkıcı depremlerin habercisi olup olmayacağı konusunda çeşitli değerlendirmelerde bulunuyor. Ayrıca, Yunanistan ve Türkiye’yi etkileyebilecek ortak fay hatlarının hareketliliği ve bölgede yeni tehlikelerin oluşma riski de tartışılıyor.
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Şerif Barış’tan Deprem Yorumları
NTV’ye konuşan Prof. Şerif Barış, bölgedeki son depremin ardından yaptığı açıklamada, bu tür sismik hareketliliklerin zaman zaman artıp azalmasının normal olduğunu belirtti. “Bu, bölgenin sürekli olarak bu büyüklükte depremler üreten ve zaman zaman daha büyük depremler olasılığı bulunan aktif bir fay kuşağı üzerinde yer aldığının göstergesidir.” diye ekledi.
Türkiye’yi Etkileyebilecek Potansiyel Riskler ve Önlemler
Barış, 14 Mayıs’ta da Ege bölgesinde benzer büyüklükte depremler yaşandığını hatırlatarak, “Bu depremler, Türkiye’nin yapılarını doğrudan etkileyecek boyutta değildir. En yakın nokta olan 190-200 kilometre uzaklıktaki bölgelerde meydana gelen bu depremler, hasar yapıcı güçte değildir. Ancak, daha büyük bir deprem (7,5 veya 8 büyüklüğünde) gerçekleşirse ve buna bağlı tsunami dalgaları oluşursa, Ege ve Akdeniz kıyılarında ciddi etkiler görülebilir.”
Tsunami ve Afetlere Karşı Alınacak Önlemler
Barış, özellikle kıyı kesimlerde yaşayanlar için tsunami tehlikesine karşı alınması gereken önlemleri ve uyarıları da sıraladı. Sahil bölgelerinde yaşayanların, deprem sonrası oluşabilecek tsunami uyarılarına karşı dikkatli ve hazırlıklı olmaları gerektiğini vurguladı.
Türkiye’deki Fay Hatları ve Bölgesel Etkiler
Girit bölgesi, Helen Yayı adı verilen ve Anadolu’nun altına doğru dalan güçlü bir levha üzerinde yer alıyor. Burada zaman zaman büyük ve sık depremler meydana gelirken, bu hareketlerin Türkiye’ye olası etkileri konusunda uzmanlar farklı görüşler ortaya koyuyor. Prof. Barış, bu konuda yaptığı açıklamada, “Normalde, bu bölgedeki depremler Türkiye ile doğrudan ilişkilendirilemez. Yunanistan sınırları içindeki bu depremler, bizim bölgemizdeki fayları tetiklemez. Ancak, gerilim artışı nedeniyle bölgedeki benzer büyüklükte artçı depremler olasıdır.” diyerek, bölgedeki hareketliliğin görece kontrollü olduğunu belirtti.
Son Durum ve Bölgesel Analiz
Depremin, uzak fay hatlarını tetiklemeyeceğini vurgulayan Barış, “Ancak, bu tür sismik olaylar, bölgedeki gerilimi artırarak benzer büyüklükteki artçı depremlere neden olabilir. Türkiye’nin Ege kıyılarında, deniz tabanında birçok aktif fay bulunuyor ve bu fayların deprem üretme potansiyeli yüksek. Denizdeki fayların deprem tekrarlanma sürelerini belirlemek ise oldukça zorlu bir süreçtir.” ifadelerini kullandı.
Barış, Türkiye’nin jeolojik konumunun oldukça aktif olduğunu ve bölgenin sürekli büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, bölgesel sismik hareketliliklerin dikkatli bir şekilde izlenmesi gerektiğine dikkat çekti.