Edirne ve Keşan’da Nisan Ayında Yoğun Kar Yağışı ve Tarımsal Riskler
Edirne ve Keşan’da Nisan ayında yaşanan yoğun kar yağışı ve tarımsal riskler hakkında detaylı bilgiler. Tarım sektörünü etkileyen bu olayların etkileri ve önlemler.
Edirne ve Keşan İlçelerinde Nisan Ayında Beklenmedik Kar Yağışı Etkili Oldu
Edirne’nin Keşan ilçesi ve sınır bölgelerinde gerçekleşen yoğun kar yağışı, bölge halkını ve çiftçileri şaşkına çevirdi. Özellikle yüksek rakımlı alanlarda kar kalınlığı bazı noktalarda 8 santimetreyi aşarak, kış mevsimini aratmayan görüntüler ortaya çıkardı.
Trakya bölgesinde ayçiçeğine alternatif olarak çiftçiler tarafından ekilen ve ‘sarı altın çiçek’ olarak adlandırılan kanola tarlaları, beyaz kar örtüsüyle kaplandı. Ayrıca, yeşilin hakim olduğu buğday tarlaları da karla kaplanmış durumda, bu da bölgenin tarımsal zenginliğine dikkat çekiyor.
Don Riski ve Tarımsal Endişeler
Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, bu ani hava değişikliğinin bölge tarımı üzerinde oluşturduğu riskleri değerlendirdi. Ilgın, uzun yıllardır Nisan ayında böyle bir kar yağışının görülmediğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Mevsim normallerinin 8 ile 10 derece altına düşmüş sıcaklıklar ve kar yağışı, bölgedeki tarım ürünleri üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Bitkiler, özellikle bu dönemde bahara hazırlanırken, ani sıcaklık düşüşleri ve kar yağışı onlara zarar verebilir. Şu an kar, zararsız gibi görünse de, sıcaklıklar eksi 3 derecenin altına düşerse, don riski ortaya çıkacaktır. Bu durumda, özellikle kanola ve meyve ağaçları olumsuz etkilenebilir. Ayrıca, yeni ekilen ayçiçekleri ve bazı sıcak iklim buğdayları da tehlike altında.”
Ilgın, kanola tarlalarında kar birikintilerinin oluşmaya başlamasından endişe duyuyor ve bu durumun ilk defa yaşandığını belirtiyor. Ayrıca, kanola boyunun kısa olması durumunda, bitkinin alttan yeni filizler verebileceğine işaret ediyor.
Tarımda Belirsizlik ve Risk Yönetimi
Tarım sektörünün, doğa olaylarına karşı oldukça hassas ve risklerle dolu olduğunu vurgulayan Ilgın, şunları dile getiriyor:
“Tarımda arz, kısa zamanda ortaya çıkar; talep ise uzun vadede oluşur. Ürünlerin yetişmesi ise zaman alır ve bu süreç, çeşitli belirsizlikleri beraberinde getirir. İklim değişiklikleri ve ani hava olayları, çiftçilerin en büyük düşmanıdır. Don ve kuraklık, çiftçinin en büyük yasıdır. Bu nedenle, tarım bir açık hava fabrikasıdır ve değişken hava koşullarına karşı önlem almak gerekir.”
İlginç bir şekilde, tarımsal üretimdeki belirsizliklerin, sigorta ve çeşitli önlemlerle azaltılabileceğine dikkat çeken Ilgın, çiftçilerin bu risklere karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyor.
Üreticilerin Tedirginliği ve Alınan Önlemler
Yaklaşık 10 gün önce don tehlikesiyle karşı karşıya kalan üreticilerin, bu duruma karşı çeşitli önlemler aldığını anlatan Ilgın, şunları belirtiyor:
“Bazı üreticiler, özellikle badem ve meyve üreticileri, dumanlama yöntemiyle, ateş yakarak don riskini azaltmaya çalıştı. Bu önlemler kısmen başarılı olsa da, yine de beklenmedik hava olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Yeni ekilen ayçiçekleri ve kanola gibi ürünlerde ise şu an yapılabilecek şeyler sınırlı.”
Ilgın, genetik olarak dayanıklı tohumların ve yerli tohumların önemine de vurgu yaparak, şöyle devam ediyor:
“Genetik yapısı güçlü tohumlar, iklim değişikliklerine karşı daha dirençli olabiliyor. Ancak, tarımda her koşulu tam anlamıyla kontrol etmek mümkün değil. Önümüzdeki yıllarda bu tür risklere karşı daha etkin çözümler geliştirilecek ve alınacak önlemler artacaktır.”
Son olarak, çiftçilerin ve tarım sektörünün bu tür ani hava olaylarına karşı bilinçli olması ve gerekli tedbirleri zamanında alması gerektiğine değinen Ilgın, sürdürülebilir tarım uygulamalarının ve sigorta sistemlerinin önemine dikkat çekti.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)