Nesilleri tükenmek üzere olan ve kuytu köşelerde varlıklarını sürdürmeye çalışan, bizim yaşantımızla hiç ilgisi olmayan kabile insanlarının hayatlarına çok şaşıracaksınız. İşte kelle avcılarından, ‘son yamyamlar’a kadar dünyanın en ilginç altı kabilesi ve sıra dışı yaşam tarzları…
Fotoğraflar: Alamy, BBC, atlasofhumanity, Wikimedia Commons, Nagaland Journal, Adam Kozioł
2 / 33
Dünya hızla küçülürken teknoloji ve modern yaşamın bir araya getirdiği insanlık, özünü korumaya çalışan halklardan ve kültürlerden giderek uzaklaşıyor.
3 / 33
Muhtemelen hiçbirimiz sahip olduğumuz yaşantıları terk edip bu insanlarla birlikte yaşamaya karar vermeyeceğiz ama daha renkli bir dünyanın var olduğuna inanmamız için onların yaşadıklarını bilmeye ihtiyacımız var.
4 / 33
1- DROKPALAR / HİNDİSTAN Antik Aryan medeniyetinden geriye kalan son topluluk olduğuna inanılan Drokpalar, çağlar boyunca işgallere tanık olmuş ve kozmopolit bir kültürle harmanlanan Hindistan’da özünü koruyabilmiş homojen tek halk olarak görülüyor.
5 / 33
Orta Asya halklarına oldukça benzer kültürel özelliklere sahip olan Drokpalar’ın en dikkat çekici özellikleri son derece süslü başlıklar kullanmaları. Bu başlıklarda özellikle çiçekler öne çıkan motifler arasında.
6 / 33
Genelde iri ve renkli gözlere sahip olan Drokpa halkı, Hindistan’daki genel nüfusa oranla daha uzun boylu olmalarıyla ilgi çekici bir geçmişe sahipler.
7 / 33
Drokpalar’ın köklerinin dayandığı Aryan medeniyeti, ana vatanları Pakistan olan ve Hint-Avrupa dilini konuşan tüm ulusların çıkış noktası olan bir geçmişten geliyor.
8 / 33
Bu özelliğiyle ilginç bir karmayı Drokpalar kültürlerinde barındırıyorlar. Dış görünüşleriyle Ural Altay dil grubuna ait olan Orta Asya Türklerinin ve Moğollarının kopyası gibi olsalar da aslında Hint Avrupa kökenli bir iletişime sahipler.
9 / 33
Bu ilginç karma Drokpalar’ı yaşayan halklar arasında çok özel bir noktaya koyuyor. Tibet dilinde göçebe manasına gelen ‘Drokpa’ kelimesi dünya üzerinden silinmek üzere çünkü bu halka mensup insanlar gün geçtikçe azalıyor.
10 / 33
2- KONYAK KABİLESİ / HİNDİSTAN Burası Longwa köyü. Bir yanda Birmanya’nın ormanları, öte yanda Hindistan’ın zengin tarım toprakları. Konyak Naga kabilesinin yurdu burası.
11 / 33
Hindistan’ın kuzey doğusundaki Nagaland eyaletinde yaşayan 16 kabilenin en büyüğü olan Konyaklar savaşçı bir kabile. Geçmişte köyler arası kavgalardan yararlanarak toprak ve iktidarı ele geçirmişler. Düşmanlarının saldırısını önceden görmek için de köylerini dağın tepesine kurmuşlar.
12 / 33
Konyakların geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. 1940’lardaki yasağa değin kafatası avcılıklarıyla meşhur olmuşlar.
13 / 33
Düşmanını öldürüp kafasını koparmak genç erkekler için yetişkinliğe adım atmanın kanıtı olarak görülüyordu.
14 / 33
Başarının ödülü ise yüze yapılan dövmeler. Nagaland’da son kafatası avcılığı 1969’da olmuş.
15 / 33
Her Konyak evinde avlanan hayvanların kafatasları birer gurur kaynağı olarak sergileniyor.
16 / 33
Kafatası avcılığı döneminde insan kafatasları da sergileniyordu fakat yasak yürürlüğe girince geçmişin bu izleri toprağa gömüldü.
17 / 33
3- HULİLER / YENİ GİNE Dış dünyaya en kapalı toplumların başında gelen Huliler, yüksek dağlarla çevrili bir platoda yaşıyorlar.
18 / 33
Yüzlerini ve vücutlarını boyama konusunda saplantılı bir topluluk olan Hulileri boyasız görmek neredeyse imkansız.
19 / 33
Son derece süslü başlıklarıyla göz alan Huliler, yaşayan en renkli ilkel kabile olarak biliniyor.
20 / 33
21 / 33
4- RABARİLER / HİNDİSTAN Batı Hindistan’da varlıklarını sürdürmeye çalışan Rabariler 1000 yıl kadar önce İran platosundan sürgün edilmiş bir topluluk.
22 / 33
Yaşadıkları sürgün sonrasında göçebe bir hayata adapte olan Rabariler, Ay’ı kutsal görür ve dolunay gecelerinde renkli kıyafetleriyle Ay’ı selamlarlar.
23 / 33
Kadınlarda gümüş takılar ve dövmeler ellerde ve yüzlerde olmazsa olmazdır. Erkeklerde ise bıyık bırakmak önemli bir ritüeldir.
24 / 33
Kendi kültürlerine göre Ay’dan gelen Rabariler’in İran’dan sürgün edilmeden önce bu bölgeye de yine göçle geldikleri bilinir.
25 / 33
5- KOKOPALAR / ABD Nehir insanları anlamına gelen ‘Cocopah’ kabilesi yani ‘Kokopalar’ Amerika’nın Colorado Nehri çevresinde 500 yıldan fazla bir süredir yaşıyor. Bu bölgeye nereden geldikleri net olarak bilinmeyen Kokopalar, günümüzde 1300 kişilik bir topluluğa sahipler ve kendi dillerini konuşabilen sadece 10 kişi hayatını sürdürüyor. Bölgeye gelen Avrupalılar tarafından büyük bir soykırıma uğrayan Kokopalar, yıllardır varlıklarını sürdürebilmek için mücadele ediyor.
26 / 33
6- KOROWAİLER / ENDONEZYA Endonezya’da Güney Papua’da yağmur ormanının derinliklerinde yaşayan ilkel bir kabile Korowailer. Hâlâ taş devrinde gibiler. Üzerlerinde giysi yok. Ağaçların tepesinde yaşıyor, yaprak yiyor ve vahşi hayvanları avlayarak besleniyorlar.
27 / 33
Ağaç tepelerinde yaşamalarının sebebi sellerden ve zararlı canlılardan korunmak olan kabile üyelerine bu şekilde düşmanları da erişemiyor. Kille sıvadıkları palmiye yaprakları ve ağaç kabuklarını çatı yapımında kullanıyorlar.
28 / 33
Evin inşasında tüm aile üyeleri çalışıyor, taşınma esnasında ise evcil hayvanlar dahil olmak üzere herkes devasa merdiveni tırmanarak yuvaya kavuşuyor. Yeni evi kutsamak için bir ateş yakılıyor ve orman selamlanıyor.
29 / 33
Hâlâ yamyam hayatı sürdükleri için kötü bir üne sahipler ancak bu mimari harika sayılabilecek ağaç evlerinin neredeyse gölgesinde kalıyor. Yaşadıkları çevreyi çok iyi tanıyorlar, atalarından kazandıkları deneyimler sayesindeyse yeteneklerini geliştirmişler.
30 / 33
Korowai kabilesi ile ilgili en enteresan gerçekler ise şu: Korowailer ‘Khakhua’ adında kötü bir ruhun var olduğuna inanıyorlar. Aslında bu durum bir gelenek… Dış dünyayı merak ederek bölgeden ayrılan ve döndüğünde kabile tarafından kabul edilmeyen Boas bu geleneği şöyle anlatıyor:
31 / 33
“Khakhua öldürmek istediği kişilerin yakını ya da arkadaşı kılığına girer, onlar uykudayken iç organlarını yemeye başlar. Organların yerine küller koyar, böylece kurbanlar hiçbir şey fark etmez. Khakhuanın kim olduğu ortaya çıkarsa, bu defa kurban o olur. Kalbine bir ok saplanır ve diğerleri tarafından yenir.”
32 / 33
Hastalık nedeniyle ölmek üzere olan kabile üyeleri, ölümlerinden sorumlu tuttukları bir erkeğin adını fısıldıyor. Böylece yeni ‘kurban’ belirlenmiş oluyor. Korowailer yalnızca kötü ruhları yediklerine inanıyor, bu nedenle başka herhangi bir nedenle insan öldürmüyorlar.
33 / 33
Aynı zamanda çocuklar khakhua avına dahil edilmiyor. Keşfedilmelerini izleyen yıllar boyunca, dış dünyayla kurdukları temaslar ise bu geleneği neredeyse yok etmiş durumda. 1970’lerde Johannes Veldhuizen ve Henk Venema adlı iki Hollandalının başını çektiği bir misyoner grubu, ilk kez Korowai kabilesiyle iletişime geçmişti. Korowai, bilinen son yamyam kabile olduğuna ilişkin haberlerin çıkmasının ardından da üne kavuşmuştu. Kaynak: BBC, atlasofhumanity