DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Doç. Dr. Umman: Yeni araştırmaya göre karaciğer kanseri vakalarının en az yüzde 60’ı önlenebilir

Doç. Dr. Umman’ın haberine göre karaciğer kanseri vakalarının en az %60’ı önlenebilir. Riskleri azaltan etkili önlemler ve farkındalık için okumaya devam edin.

12.08.2025
A+
A-

Hepatoselüler karsinom (HCC), karaciğerin en yaygın kanseri olarak gösteriliyor ve dünya genelinde hızla artış gösteriyor. The Lancet dergisinde yayımlanan uluslararası bir çalışma, karaciğer kanserlerinin %60’ının önlenebilir olduğuna işaret ediyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Umman, yeni verilerin karaciğer sağlığı için erken önlemlere ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

Çalışmayı hazırlayan Lancet Uluslararası Hepatosellüler Karsinom Komisyonu, 30’dan fazla ülkeden hepatoloji, onkoloji ve halk sağlığı uzmanlarının ortak çalışmasıyla bu raporu ortaya koydu. Umman, bu küresel verilerin, gerekli önlemler alınmazsa 2050’de yılda 1,5 milyon karaciğer kanseri vakasının beklenebileceğini gösterdiğini belirtti. 2022’de 0,87 milyon yeni vaka iken 2050 yılında bu rakamın 1,52 milyona çıkması öngörülüyor ve bu durum, küresel halk sağlığı krizinin büyüyerek kendini gösterdiğini ortaya koyuyor.

Ülkeler arası farklar olsa da Türkiye’de de benzer bir artış trendi gözleniyor. HCC, dünya genelinde en sık görülen 6. kanser olarak sıralanıyor ve kanser kaynaklı yaşam kayıplarında üçüncü en yaygın neden olarak kayıtlara geçiyor. Ancak Türkiye’de tüm kanserler arasında ilk 10’da yer almıyor; yine de yaşam kaybı oranları nedeniyle ülke için önemli bir sağlık sorunu oluşturmaya devam ediyor.

Bu çalışmaların sahada uzun süredir gözlemlenen gerçekleri bilimsel verilerle doğruladığını söyleyen Umman, karaciğer kanserinin kader değil, erken tanı ve önlemle önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Hepatit aşıları, kilo kontrolü, alkol tüketiminin azaltılması ve düzenli kontrollerle bu kanser türünün önüne geçilebileceğini ifade etti. Ayrıca MASLD olarak bilinen Metabolik Disfonksiyonla İlişkili Steatotik Karaciğer Hastalığı nedeniyle karaciğer yağlanması vakalarının artması, siroz ve dolayısıyla kanser riskini artırıyor.

Ülkede Hepatit B taşıyıcılığına bağlı vakaların yüksek olmasıyla MASLD’nin de dikkat çeken bir rol oynadığını belirten Umman, obezite, diyabet, yüksek tansiyon ve kolesterole bağlı bozuklukların bir arada giderek karaciğeri olumsuz etkilediğini vurguladı. Karaciğer yağlanması olan ve sirotik hale gelmiş kişilerde bile kanser gelişebildiğini hatırlatan hekim, riskli gruplara özel önlemlerin altını çizdi.

Hepatitler, özellikle HBV ve HCV’nin yaygınlığı ile viral enfeksiyonlar, alkol kullanımı ve artan obezite/kilo sorunlarının, HCC artışının temel nedenleri arasında görüldüğünü belirtti. Korunma açısından aşılama çalışmalarının ihtiyaç duyulan bölgelerde yeterince güçlendirilmediğini söyleyen Umman, gelişmiş ülkelerde dengesiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının da yağlı karaciğer hastalığını önemli bir risk haline getirdiğini belirtti. Uzun süreli yoğun alkol tüketimi ise siroz ve ardından HCC gelişimine yol açıyor ve bu üç ana faktörün birleşiminin kanser vakalarının büyük bölümünü oluşturduğunu ifade etti.

“Siroz her durumda görülmez; bazı hastalarda önce kanser ortaya çıkabilir” diyen Umman, özellikle riskli gruplara yılda en az bir kez karaciğer enzimlerini kontrol ettirme, ultrason ve elastikite ölçümü gibi görüntüleme yöntemleriyle deneyimler sunulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca hepimizin görevi olan erken tanı ve yaşam tarzı değişiklikleriyle hastalığın seyrini değiştirmek için planlı adımların atılması gerektiğini belirtti.

Raporun çarpıcı sonuçlarından biri, karaciğer kanserlerinin en az %60’ının, hepatit enfeksiyonları ile MASLD ve alkol kullanımının kontrolüyle engellenebilir olmasıdır. 2022’de HBV’nin öne çıkan nedeni olmayı sürdürse de 2050’de oranı bir miktar düşecek; buna karşılık alkol kaynaklı hasar ve metabolik kaynaklı steatohepatit (MASH) oranlarında hızlı bir artış beklenmektedir. Erken tanı için riskli bireylerin 6 ayda bir karaciğer ultrasonu yaptırması önerisi, tedavi şansını önemli ölçüde artırmaktadır.

Güncellenen sağlık politikaları ve bireysel önlemlerle, devlet politikalarının da kapsamlı bir parçası haline getirildiğinde sessiz ilerleyen bu krizin yönü değişebilir. Ulusal aşı kampanyaları, tarama programları, sağlıklı yaşamı teşvik eden politikalar ve düzenli kontroller, karaciğer kanseri riskini azaltmada kilit rol oynuyor. Karaciğer nakline ihtiyaç duyulan vakalarda bile yağlanma gibi sorunlar için öncelikle kilo verme programları ve yağlanmanın gerilemesi hedefleniyor.

Sonuç olarak, karaciğer kanseri sessiz ilerleyen bir hastalık olsa da erken önlem ve farkındalıkla durdurulabilir. The Lancet’teki çok merkezli çalışmalar, bireyler ve sağlık sistemi için acil uyarılar içeriyor. Karaciğer yağlanmasını ciddiye alalım, kontrollerimizi ihmal etmeyelim ve 2050 hedeflerine ulaşmak için şimdi harekete geçelim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.