Diyarbakır Kilisesindeki Kazıların Yeni Tarihsel Çerçevesi: 1700 Yıllık Bir Geçmiş
Diyarbakır Kilisesindeki kazılar, 1700 yıllık geçmişi gün yüzüne çıkarıyor; arkeolojik keşiflerle tarih yeniden yazılıyor.
Kulp ilçesinde yürütülen arkeolojik kazılar, yüzey araştırmalarından elde edilen bulgularla kilisenin tarihini yeniden biçimlendiriyor. İnkaya Mahallesi’ndeki çalışma alanında bulunan bronz haç sonrası Diyarbakır Müze Müdürlüğü’nce 2021 yılında başlatılan kazılar bu sezon 17 uzman ve 30 işçiden oluşan bir ekip tarafından sürdürülüyor.
2022 yılında yüzeye çıkarılan kilise kalıntılarında ilerleyen çalışmalar, sıcaklıkların etkili olduğu zorlu koşullara rağmen kaydını sürdürüyor. Bugüne dek kilisenin dışında 124 mezar tespit edildi ve bunlara ait 170 iskelet incelendi. Ayrıca denizyıldızı fosili, sütun ve kandil gibi 30 adet envanterlik eser ile 100 adet etütlük kalıntıya ulaşıldı.
Başlangıçta 1500 yıl olarak değerlendirilen kilisenin Roma İmparatoru 2. Konstantin dönemine ait sikkenin bulunmasıyla tarihinin yaklaşık 1700 yıl olduğunun gösterildiği düşünülüyor. Bu bulgu, kilisenin 337-361 yılları arasında inşa edildiği yönünde bir tahminde bulunmamızı sağladı.
Kilisede yaptıkları çalışmaları AA muhabirine aktaran Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, 2021 ve 2022 yıllarında alanda yoğun bir çalışma yürütüldüğünü belirtti. “Şu ana kadar bulunan 30 envanterlik ve 100 etütlük eserler, kilisenin tarihlendirilmesi açısından kritik öneme sahip” diyen Gizligöl, önceki para buluntusunun 1. Anastasius dönemine ait olduğuna işaret ederek, “Bu bulgu kilisenin yaklaşık 1500 yıl önce inşa edildiğini düşündürüyordu. Ancak 2. Konstantin dönemine ait sikkenin bulunmasıyla tarih yaklaşık 1700 yıla yaklaşmış görünüyor; süreç ilerledikçe bu tarih daha da netleşebilir.” dedi.
Gizligöl, kilisenin tahribata uğradıktan sonra çevresi ve içinin mezarlık olarak kullanıldığını belirtti. Şu ana kadar 124 mezarda 170 bireyin iskeletine rastlandı; bunlar bebek, çocuk, kadın ve erkeklerden oluşuyor. Mezarlıkta dağınık konumdaki sandukalar ile tahrip olmuş lahitler dikkat çekiyor.
Bu sezonda kazılar kilisenin planını yaklaşık olarak ortaya koyarken, çevredeki duvarlarda çalışmalar sürüyor. “Kilisenin temelinin ve duvarlarının tamamen gün yüzüne çıkması için çalışmalar devam ediyor. Bizans İmparatorluğu’nun Fırat’ın doğusuna kadar uzanması ve kilisenin burada da var olması, bölgenin uzun yıllar gelişkin bir medeniyet taşıdığını göstermesi açısından oldukça önemli.” diyen Gizligöl, kazıların verimli geçtiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA / Ahmet Kaplan – Kültür Sanat